Ali Baş yazdı
Siyaseti sadece siyasetçiler mi yapar?
Sivil Toplum örgütlerinin temsilcileri ne kadar siyasetin içinde!
Belediye başkanlığına, milletvekilliğine “ göz kırpanlar” olamaz mı?
Son dönemde Eskişehir “yeni aktörler” kazandı. Bu aktörleri, siyasetin dışında tutamayız…
Celalettin Kesikbaş, Nadir Küpeli ve Metin Güler…
Artık şehirde önemli bir aktördür. Birkaç gün önce Eskişehir Ticaret Odası’nın düzenlediği bir iftar dikkatimi çekti…
Eskişehir Fuar Kongre Merkezi’nde (EFKM) iftar yemeği verdi. İftar yemeğinde Şehit aileleri ile gazilerin olması dikkat çekiciydi. Şimdiye kadar pek rastlamıyorduk…
Ve önceki gün Türkiye’nin İlk Beş Yüz Sanayi Kuruluşu açıklandı. Listeye Eskişehir’den 5 firma girdi…
Listenin bizim açımızdan üzücü yanı ise TÜLOMSAŞ’IN ilk 500’ün dışında kalmasıydı. Metin Güler bu olaya dikkat çekiyor ve “TÜLOMSAŞ’a bütün şehirin destek vermesi gerekir” diyor…
Güler, sivil toplum kuruluşu temsilcisi olabilir ama şehri ilgilendiren çok önemli konularda milletvekili adayların görmezden geldiği konuları dile getirmesi, çağrı yapmasını önemli bir siyasi adım olarak değerlendirmek gerekir.
Benim gözlemim, seçimlerden galip çıkan Güler’in siyaset sahnesine cesur bir adım atmaya hazırlandığı yönünde. İş çevrelerinin bir kısmı da Harun Karacan, karşısında alınan “ezici galibiyet” nedeniyle Güler’e bu konuda söz ve eylemlerle destek verdiğini, teşvik ettiğini düşünüyorum…
Bu cesur adım CHP ve AK Parti cephesinde tedirginlik yaratabilir…
Ürkütebilir!
Aman dikkat!
ES-ES İÇİN TELAŞ EDENLER!
Eskişehirspor kongresine sayılı günler kaldı. Buna rağmen, Siyah kırmızılı cephede, yaprak kımıldamıyor…
Gazetemizin Yazı işleri müdürü Cihan Yıldırım, Almanya’da bulunan Halil Ünal’ı telefonla aradı. Ünal, oldukça net ve açık konuştu:
-Aday değilim!
Gerekçelerini de peş peşe sıraladı
-Aday değilim. Olmayı düşünmüyorum. Bunun borçla, maddi imkânsızlıkla alakası yok. Biz neleri başardık. Nerelerden geldik...
-Bu takıma neler oynattık. Vefa yok, kıymet bilme yok. Ne yapacağım? O kadar çalış, didin... Ona buna yalvar. Onun bunun ağzının kokusunu çek.
-İşini gücünü bırak. Yeri gelir onunla bununla kötü ol. Sonra... Bi ton küfür ye, hakaret ye... Bir sürü yakışıksız şey... Olacak iş mi? Yoruldum artık. Ben yokum!
- Kim çıkıyorsa çıksın. Ben bırakıyorum. Kim alıyorsa alsın. Buyursun alsın... Ben bu saatten sonra destek istenirse destek olurum. Elimden geldiği kadar yardımcı olurum.
…/…
Halil Ünal’ın söyledikleri böyle…
İlginçtir bu sözlerden sonra Eskişehirspor camiasından kimseden ses seda çıkmıyor.
Sanırım, Es-Es’e artık gönüllerden de düşüyor. Bakın kimse telaş bile etmiyor!
BU SEÇİM BURADA BİTMEZ!
“Seçim havası yok” diyorlar…
Hakları var ama önümüzde daha çok seçim var gibi. Bu nedenle havaya yavaş yavaş girilecek…
Seçim ikinci tura kaldı…
Yeni bir hava…
Oldu ya parlamento ile Cumhurbaşkanı ayrı düştü!
Yeni bir seçim havası…
Tam genel seçimler bitti derken bu kez, yerel seçimler geliyor…
Seçim havasını alıştıra alıştıra alacağız gibi…
YANILMA PAYI YÜKSEK DEĞİL!
Seçim anketi için her gün bir pazara gidiyoruz…
Bizim arkamızdan siyasilerde pazarda soluğu alıyor.
Bu demek oluyor ki, “Pazar seçimin nabzını veriyor”
Bu demek oluyor ki seçmenle aday pazarda buluşabiliyor…
Bu demek oluyor ki pazarda vatandaşla sohbet edilebiliyor…
Ve en önemlisi…
Bu demek oluyor ki, bizim anketlerin yanılma payı pek yüksek değil!
GÜNÜN SÖZÜ!
İnsanlar nasıl konuşulması gerektiğinin dersini alırlar; ama en büyük ilim, nasıl ve ne zaman susulması gerektiğini bilmektir. (Lev Tolstoy)