Alper Potuk’u da Tarık gibi iki kulüp paylaşamıyordu. Bir gün önce Galatasaray’a, ertesi gün Fenerbahçe’ye transfer olduğu yazılıyordu.
O dönemim kulüp başkanı Halil Ünal,’Eskişehirspor’un menfaatine hangi kulüp gelirse Alper’i o kulübe satarız’ diyordu.
Galatasaray ve Fenerbahçe Kulüp Başkanı ve yöneticileri de Alper’i kendi kulüplerine transfer etmek için bir birleriyle yarışıyorlardı.
Transfer tam kızışmışken, her iki kulüpte ciddi transfer bedeli teklifleri sunuyorlardı. Alper ise, Galatasaray veya Fenerbahçe fark etmeyeceğini, istediği rakamı hangi kulüp verirse o kulübe gideceğini söylüyordu.
Eskişehirspor Kulübü Başkanı Halil Ünal İstanbul’a giderek önce Galatasaray Kulübü Başkanı ile pazarlık masasına oturdu. Galatasaray, Fenerbahçe Kulübünün verdiği transfer bedelinin nerede ise yarısını teklif etmişti. Galatasaray’ın teklifini kabul etmeyen Halil Ünal, bu kez Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ile pazarlık masasına oturdu. Ve sonunda Fenerbahçe Kulübü ile 6 milyon 250 bin euro artı Bienvenu karşılığında Alper’in Fenerbahçe’ye transferinde anlaştılar.
Bunu neden yazdım?
O günlerde bazı köşe yazarı arkadaşlar Eskişehirspor gibi büyük bir Kulübün Başkanının Galatasaray ve Fenerbahçe Kulüp Başkanlarının ayaklarına gidip pazarlık yapmasını eleştirmişlerdi.
‘Halil Ünal onların ayağına gideceğine Fenerbahçe, Galatasaray Kulüp Başkanları Eskişehir’e gelip Halil Ünal ile Eskişehir’de pazarlık yapması gerekirdi. Halil Ünal onların ayağına gitti. Eskişehirspor’un kariyerine yakışmadı’ diye yazmışlardı.
Önceki gün internette gezinirken ‘Haberler.Com’ haber sitesinde bir fotoğraf gözüme çarptı. Haberin başlığı,’ Başkanların Tarık Çamdal Zirvesi’. Eskişehirspor Kulübün Başkanı Mesut Hoşcan, Tarık Çamdal’ın transferini görüşmek için Beşiktaş Kulübünün Başkanı Fikret Orman’ın ayağına gitmiş.
Dün,’Koskoca Eskişehirspor Kulübü Başkanı Halil Ünal Alper’i pazarlamak için Galatasaray, Fenerbahçe Kulüplerinin Başkanlarının ayağına gitti’ diye eleştiri yağmuruna tutan köşe yazarları bugün niye susuyor?
Halil Ünal’ın, Alper için Galatasaray ve Fenerbahçe Kulüplerinin Başkanları ile İstanbul’da pazarlık yapması Eskişehirspor Kulübünün ismini zedeledi, ama Mesut Hoşcan Eskişehirspor Kulübü Başkanı olarak Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman ile İstanbul’da pazarlık yapması zedelemedi mi?
Ben Halil Ünal’ı İstanbul’a giderek Alper’in transferi için Galatasaray ve Fenerbahçe Kulüp Başkanları ile görüşmelerini eleştiren köşe yazarı arkadaşlarımın, Beşiktaş Kulübü Başkanının ayağına giden Mesut Hoşcan’ı da eleştirmelerini bekledim. Ama maalesef arkadaşlar bunu görmezden geldiler. Çünkü Mesut Hoşcan’ın yaptıklarını görmemek için gözlerini bantlamışlar!
Dün Halil Ünal’ı, iki kulüp başkanın da ayağına gittiği için eleştiren arkadaşlarım bugün aynı şeyi yapan Mesut Hoşcan’ı eleştirmiyorlarsa o zaman ben o arkadaşların tarafsızlıklarından şüphe duyarım.
Halil Ünal’ı bu konuda eleştirdiğiniz kadar Mesut Hoşcan’ı da eleştirin. O zaman sizi bu cesaretinizden dolayı ayakta alkışlarım!
Sevsinler sizi Mesut Hoşcan hayranları.
GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN
Demokrasinin temel taşlarından olan basın, düşünce, anlatım ve haber alma özgürlüğünün en etkili aracıdır. Bu anlamda kurumlarla bireyler arasında veri akışını sağlayarak demokrasinin korunması için önemli bir görev üstlenmektedir.
Biz gazeteciler, kamuoyunu bilgilendirmek adına doğru haber verme, tarafsızlık, objektiflik, özel hayata ve kişilik haklarına saygı gibi değerleri içerisinde bulunduran önemli bir mesleği icra etmekteyiz. Biz gazeteciler, ilkeli yayıncılık anlayışıyla olayları tarafsız bir şekilde halka aktararak vatandaşın en doğal hakkı olan zamanında doğru ve eksiksiz bilgi almalarını sağlayarak milletin vicdanına ses olmaya çalışıyoruz.
Gazetecilik, kolay görünen ama zor olan mesleklerdendir. Haber verebilmek için herkesten önce haber almak gerekir ki, bu da çoğu zaman zor şartlarda gerçekleşir. Afet durumu, kaza durumu, kavgalar, savaşlar ve daha bir sürü kötü olaylar. Ve bu zor olaylara ilk biz gazeteciler tanık oluruz. Haber vermek her şeyden önde gelir bizim için. Hep olumsuz değildir tabii ki haberler. Kötü olduğu kadar güzel haberler de veririz. İyi ya da kötü tüm haberleri elde etmek ve kendi rekabet ortamlarımızda haberi önce edinebilmek ve duyurabilmek en zor işlerden birisidir bizim için. Sizler afet, kaza, kavgalar, savaşlar ve bunlara benzer olayların hepsinden biz gazetecilerin yazdıkları haberler sayesinde haberdar olursunuz.
Her şartta mesai mefhumu gözetmeksizin görevlerini yerine getirerek gerek ülkemizin gerekse yaşadığımız şehrimizin kalkınmışlık düzeyine ve tanıtımına büyük katkı sağlayan ve kamu hizmetlerinin yürütümünde önemli katkıları olan tüm basın meslektaşlarımın, “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü”nü kutlar, aileleriyle birlikte daha nice senelere sağlık, mutluluk ve başarılarla erişmelerini dilerim.
NOT: Sizler bu satırları okurken muhtemelen ben Antalya’da olacağım. Bu vesile ile bizleri bir kez daha hatırlayarak bir arada olmamız adına davette bulunan başta Büyükşehir Belediye Başkanımız Yılmaz Büyükerşen, Tepebaşı Belediye Başkanımız Ahmet Ataç ile Acıbadem Eskişehir Hastanesi Direktörü Celal Dağ, Başhekimi Prof.Dr. Mehmet Ali Özatik’e nazik davetlerinden dolayı çok teşekkür ederim.