Görüşler
Meryem Ana’nın arsası
Bir "27 Mart Dünya Tiyatro Günü" daha geldi geçti...
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, 3 sahnesini, 3 ayrı oyunla ve ücretsiz açtı...
Ama Eskişehir böyle günlere nasıl geldi?
Bilmeyen yeni nesil ve kaçıranlar için aktarmak istiyoruz:
-Yıl 1960... Dört beş genç zamanın ünlü "Konak Kahvesi”nde bir araya geliyor... Hepsi de sanata meraklı ve özellikle tiyatroya...
Eskişehir'de bir tiyatro kurmak istiyorlar ama, güçleri yok...
"Sonra, kanlarını satmaya karar veriyorlar...”
O da yetmiyor!
Tam bu sırada rahmetli "Mete İnselel" atılıyor:
"Benim büyük bir projem var..."
Diğer gençlerden "Yılmaz Büyükerşen" ve yine çok iyi tanıyacağınız "Erol Şaykol" dikkatle dinliyorlar... Mete İnselel projesini açıklıyor:
"Meryem Ana'nın olduğu yerde 100 metre karelik bir arsa alalım. Kibrit kutusu yapmak için bir makine ve de Isparta'dan gülsuyu..."
Arkadaşları gülüyor ama, İnselel ciddi ciddi devam ediyor:
"Alanı telle çevirip küçük bir kulübe yapacağız. Kibrit kutularının içine de toprak doldurup, gülsuyu ile birlikte ziyarete gelen Hıristiyanlar'a hacı toprağı satacağız..."
Hepsinin kafasına yatıyor bu görüş...
Bir fizibilite çıkartıyorlar ki, kimse önlerine geçemez...
İki yılda Eskişehir'e büyük bir tiyatro yapabilecek kadar para kazanacaklar... Tam bu arada Büyükerşen devreye giriyor:
"Bu iş için devletten izin almak gerekir..."
Diğerleri kabul ediyor ve hemen ilgili bakanlığa başvuruyorlar... Aradan birkaç gün geçmeden "27 Mayıs İhtilali" oluyor...
Bizimkilere de yanıt geliyor:
"Vatan toprağını satamazsınız!..”
…………
Bu unutulmaz olayı anlatan "Erol Şaykol" dostumuza bir kez daha teşekkür ediyor ve tüm Tiyatro severlerin gününü ayrıca kutluyoruz...
Dünyaya dönüşün güzelliği
İki adam ölmüş, "öbür tarafa" gitmişler. Görevli melek, "Yerleriniz tam olarak hazır değil. Dünyaya istediğiniz bir şekilde dönün. Ben sizi tekrar çağırayım" diye teklif etmiş. "Harika" diye cevap vermiş birinci adam:
"Ben bir kuş olup insanları tepeden görmek istiyorum." Melek, "tamam" demiş ve adam kaybolmuş...
İkinci adam, "Ben dünyaya dönüşte iyi bir iz bırakmak isterim" demiş. Aynı anda o da kaybolmuş ...
Aradan birkaç ay geçip kalacakları yerler tamamlanınca melek yardımcısını çağırıp, "0 iki adamı geri getirebilirsiniz" diye emir vermiş:
"Kolay bulacaksınız. Birincisi Atatürk Orman çiftliğindeki akbabaların kafesinde, diğeri Ağrı'da bir TIR'ın sağ arka tarafında kar tipi lastik olarak dolanıyor!..”
Rahibin emaneti
Tam gümrüğe ecelince iki kadın yolcular arasındaki rahibe rica etmişler:
"Şu altınları saklayabilir misiniz?"
"Olur" demiş rahip ve bacaklarının arasına sıkıştırmış... Gümrük memuru göbek altındaki dolgunluğu görünce, "Bunlar nedir peder?" diye sormuş.. Rahip gülmüş: "Kadınların hoşuna gidecek şeyler!.."
Günün Olayı
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, "İzmir'in dindarlığı farklı" demiş.
Doğrudur... O yüzden "din tüccarları" İzmir'de oy değil havalarını alır!
Fahrettin Fidan
Günün Biberi
AKP iktidarı PKK'ya gösterdiği dostluğu aydınlara gösterse "demokrasi yıkılmaktan", askere gösterdiği düşmanlığı PKK'ya gösterse "ülke terörden" kurtulurdu...
Akif Kökçe
Avcı, nişan aldı ve Alper'i vurdu!
-Milli Takım'da "Alper" oynadığı sürede oldukça iyi işler yaptı. Ama o şunu unuttu. Bir büyük takımda oynamıyordu. Eskişehirspor'un futbolcusuydu. Onun için de kemendi yedi...
…….
Bu kısa yorum "Erman Toroğlu"na ait...
En alımlısını onda gördük ve köşemize aldık...
Maçı izleyenlere şunu sormak istiyoruz:
"70. dakikada Hamit oyuna alınırken, Alper mi çıkarılmalıydı?"
Bu sorumuza gelecek yanıtların yüzde 90'ı "hayır" olacaktır...
İlle "Hamit" sokulacaksa, "Umut " çıkarılmalıydı...
Sonra, Hamit girdi de ne oldu?
Alper'in yarattığı pozisyonları şöyle bir düşünün...
Uzaktan attığı iki şutu ya da kale önüne kadar gelip içeri çeldiği topu gol olsaydı, "Alper"den. üstünü olur muydu? Verdiği nefis paslar da ayrı…
Bütün bunlar gösteriyor ki, "Abdullah Avcı", bugüne kadar eleştirilere açık bir göğüs geriyordu... Kredisi kalmamış olacak ki, Toroğlu'nun söylediği gibi kemendi "Alper"e attı...
Devre arasında "Rıdvan Diimen"in Alper için yaptığı eleştiri de çok haksızdı!...
Ve son nokta!
Spiker Alper’i Arda ile karıştırıyor!
Herhalde, "Alper"in böyle işler yapacağı aklının ucundan bile geçmiyor...
Kısacası, Brezilya'ya veda ettik ama, Alper'in hakkını kimseye yedirmek istemediğimizi belirtmek istedik...
Günün Şiri
Özlem saatleri
Akşamla güneşin çizgisinde denizin
Güneşin sulara değdiği an
Geçsin hep aynı dilek ikimizin
İçinden sonsuzluğa kanayan
Vursun sessizce köpüklerin sesi
Çırpınan yüreğimizin duvarlarına
Ve gözlerimizin uzak gülmesi
Taşısın o özlemi gene yarına
Bir tutku ki bizi düşlerden
Kanımız gibi sıcacık sarsın
Bak dinmeyen bu akşamla sen
Olmayınca daha çok varsın...
Cevdet Atmaca (Varlık)
Günün Balı
Milli Takım Teknik Direktörü Abdullah Avcı, "Çocuklar ellerinden gelen her çabayı gösterdiler. Yapacak bir şey yok" demiş...
Belki sizin vardır Avcı!..
Balthör
Kolsuz Yaşar’dan
Abdullah Avcı "durmasın" abi, yola "devam" etsin...
Valla çok m iyi işler yapıyo!..
“Nasıl avladı Alper’i!..”
Günün Sözü
Biz kendimizi yapabileceklerimizle yargılarız, ancak başkaları yaptıklarımızla...
Henry W. Longfellow
Günün İncisi
Hayatta en büyük facia, insanın kendisinin farkına varamamasıdır...
Tagore
Cuk
Ne alt yapı, ne üst yapı..
"Önce kafa yapısı!.."
Balthör
Günün Fermanı
Reşadiye önündeki heykeller yıkıla..
Porsuk'taki gondol batırıla!..
Altın Ayaklar’a 'Büyük Vefa
Geçtiğimiz günlerde NTV Spor'da "Altın Ayaklar Vefa Projesi" dile getirildi...
"Halit Kıvanç"ın sunduğu programa, bu projenin baş mimarı "Ahmet Ataç" ve Eskişehirspor'un unutulmaz kaptanı "Fethi Heper" katıldı...
"Spor Aşkı" adlı programda, Halit Kıvanç Eskişehir'i ve Tepebaşı Belediyesi'nin bu güzel projesini öyle bir anlattı ki, bir ara gözleri yaşardı...
Bu proje, kent turizmine de büyük yarar sağlayacak...
“Onurluyuz... İlkler hep Eskişehir'den çıkıyor...”
Neyzen ve edep
Neyzen Tevfik, tanıdığı bir subayı ziyaret etmek için kışlaya gider. Subayın ricası üzerine askerlere ney çalar.. Sonunda aşka gelip zeybek oynamaya başlar... Bu arada pantolununun düğmelerini iliklemeyi unuttuğunu gören erlerden biri "Efendi amca" diye seslenir:
"Edep yerin açıkta kalmış..."
Neyzen, aynı anda oyunu kesip ellerini kaldırarak, "Şükürler olsun yarabbim" der:
"Nihayet karşıma edebim olduğunu söyleyen bir kulunu çıkardın..."
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...