Görüşler
Meraklı millet
Erdoğan, Afyon'daki patlamayı "Şahit yok ama" diyerek değerlendirmişti:
"Bir erin merak saikiyle bombanın pimini çekmiş olma ihtimali var..."
Meraklı millet olduğumuz doğrudur...
Örnekliyor Melih Aşık:
"Mesela, şebekede cereyan olup olmadığını parmağını prize sokarak anlamaya çalışanlar vardır..."
Ya da..
"Benzin deposunun sızdırıp sızdırmadığını kibrit çakarak anlamaya çalışanlar olabilir..."
Kimsenin itirazı yok!
"Cumhuriyet aydınlığından ümmet karanlığına geçerken mantığını yitiren bir ülkede her şey olabilir..."
…….
1 Kasım 1953 tarihli "Varlık Dergisi"nde üstat "Yaşar Nabi" şöyle diyordu:
"Tarih tekerrürden ibarettir" teranesine bakarsanız, biraz tarih okumuşsanız bilmeniz lazım, kapanmış çağlar bir daha geri dönmez.
"Ne ilk çağa dönüş mümkündür , ne de ortaçağa."
Her ikisinin düzeni de orada kaldı.
"Bizimkiler, hala ondört asır öncesindeki çöl hayatını diriltmek sevdasında..."
…….
Bugün yaşama dönse kimbilir nasıl duygulanır, hüzünlenirdi...
Aradan 60 yıl geçmiş değişen bir şey yok!
Anayasa Mahkemesi'nin "Laiklik karşıtlığının merkezi" kararını verdiği bir partinin hala iktidarda olduğuna inanamazdı!..
Hiçbir iktidarda görülmedik olayların yaşanmasına şaşıp kalırdı...
"Ergenekon-Balyoz" gibi davaları ağzı açık izlerdi...
Hele "Deniz Feneri" rezaletine tanık olsaydı, saçını başını yolardı!..
66 aylık çocuklarda "4 + 4+4"lük eğitimi, Türk Hava Yolları'nda türbanlı hostesleri görseydi, nasıl olmuş diye..
"Meraktan çıldırırdı!.."
Öyle ya..
"Hani çöl hayatına dönülmezdi!.."
…….
Üzülme üstat... Hepsi şaka...
Söylediğin gibi, ne ilk çağa. ne de ortaçağa dönüş mümkündür...
Sadece bir "merak yazısı" bu!..
Şahit yok!..
Çocuğun babası kim?
Markette alışveriş yapan adam, çekici bir kadının kendisine gülümseyerek selam vermesiyle şaşırır ve sorar:
"Tanışıyor muyuz?"
Kadın, "Kusura bakmayın, sizi çocuklarımdan birisinin babasıyla karıştırmış olmalıyım" der ve uzaklaşır.
Adam dünyanın ne hallere geldiğini, bu görüşte bir kadının çocuğunun babasını hatırlamayacak olmasının garipliğini düşünürken, birden aklına üniversite yılları gelir... Partiler gelir ve "Olamaz mı?" diye düşünüp peşinden koşar:
"Kusara bakmayın, acaba geçmiş yıllarda katıldığımız vahşi partilerden birinde, çok sarhoş olmuştuk da sonra delice yapmıştık! O kız siz olabilir misiniz?"
"Kesinlikle hayır" der kadın:
"Ben sadece ilkokul ikinci sınıftaki çocuğunuzun öğretmeniyim..."
Armut zannediyor
Akıl hastanesinin bahçesinde delinin biri ağaca tutunmuş, ağır ağır sallanıyordu. Bir başkası da ağacın dibine oturmuş ona bakıyordu. Bahçede gezen doktor oturanın yarına gelip sordu:
"Ne yapıyor orada?"
“Kendini armut zannediyor da!”
“Peki sen ne yapıyorsun burada?"
"Olgunlaşıp düşmesini bekliyorum!"
Günün Olayı
Erdoğan, Uludere ve Afyon olayları için "Bu iş böyle yürümez" diyen TÜSİAD Başkanı “Ümit Boyner"e yanıt vermiş:
"O kendi işine baksın..."
Haklı..
"Her şey ortada!.."
Günün Biberi
Bir gazete yeni öğretim yılındaki 4+4+4 sistemiyle ilgili akıllara takılan soruların yanıtlarını verecekmiş...
Çok güldük...
Akıla takılan açık değil mi?
"Elif-Be-Te-Se!.."
Günün Sözü
Tüm düşmanlar arasında en tehlikelisi, dostunuz olandır.
Alphonse Karr
Kıssa-dan
Eleştiriden kaçmak istiyorsanız..
Hiçbir pey "yapmayın.."
Hiçbir şey "söylemeyin..”
Hiçbir şey "olmayın..."
Elbert Hubbart
Günün Balı
Kent Konseyi Başkanı Nadir Suğur, "Kentsel dönüşümde yoksullar dışlanıyor" demiş.
Projelere bakıp hizzaya gelin...
Çok haklı..
"Spartacus da böyle demişti!"
Balthör
Ediz ne kadar duygulanmıştır!
Pazar gecesi, bir futbol maçından önce Atatürk Stadı'nda binlerce, ekran başında milyonlarca duygunun bütünleştiği dakikalardı...
Geçen 90 dakika değil, saatler değil, yıllardı belki de...
Hani her zaman söyleriz ya, insanı yaşarken sevmek, değerini yaşarken onurlandırmak çok güzel bir olgudur..
Ediz’in Eskişehir plakalı "26"lık yaşına yetişmedi işte...
Yitirdikten sonra yaşandı duygular...
İki gündür spor sayfalarındaki yorumları gözlerimiz dolu-dolu okuduk...
Hepsi de güzel dile getirmiş...
Ama bu kalemleri oynatan, onlara bu ilhamı veren takımın 12. adamıydı...
O ne taraftardı öyle...
O ne hazırlık...
İnanın Eskişehir çok hafif kalır..
"Türkiye’yi salladı duygular..."
Gördün, kimbilir neler hissettin...
"Rahat uyu Ediz kardeş..."
Kadınlar ve elma
Kadınlar ağaçtaki elma gibidir. En iyileri en üst dallarda bulunur.
Erkeklerin çoğu düşüp incinmekten korktukları için üst dallara uzanmak istemezler. Onun yerine yere düşmüş çürükleri toplarlar, çünkü elde etmek daha kolaydır.
Yukarıdaki elmalar ise kendilerinde ararlar suçu ve sorarlar, "Nerede hata yapıyorum?" diye...
Aslında gerçekten hatasız ve muhteşemdirler.
Bütün olay, erkeğin cesaretini ve yüreğini toparlayıp o üst dallara ulaşmasıdır...
Günün Şiiri
İşte
Bu hüzün de nerden esti böyle
Neyim eksik elden
İşim gücüm yerinde
Gazetem, kitabım işte
İşte sevincim, kederim
Bu hüzün nerden esti
Durup dururken böyle
Oysaki açık pencerem
Gökyüzü işte, şehir işte
Sıkıldım mı, kalem işte
Eskisi gibi değil ki hayatım
Ama dokansan ağlayacağım...
Nahit Ulvi Akgün (Varlık-1952)