Görüşler
Yazılacak çok gerçek "kara-mizah" var ama, bugün "Marcel Ayme"nin ünlü öyküsünü dile getirelim...
Bu öyküyü ilk yazdığımız gün, rahmetli "Gaffar Okkan" aynen şunu söylemişti:
"Harika bir kahvaltı gibiydi, teşekkürler..."
………
Bir kasabada çok yaşlı, çok dindar bir kadın yaşıyormuş.
Her gün kiliseye gider, vaktinin büyük bölümünü ibadetle geçirirmiş.
Bu yaşlı kadının serseri bir yeğeni varmış.
İçkisi, kumarı, her türlü ahlaksızlığı olan bir yeğen.
Onun bunun karısını baştan çıkaran, yakışıklı bir günah abidesi gibi....
Derken ülkede bir gün savaş çıkmış. Serseri yeğen de askere alınmış Ve savaş yıllarca sürmüş.
Bu arada yaşlı kadın ölmüş. Melekler onu alıp cennetin kapısına götürmüşler, ancak kapının önü çok kalabalıkmış.
Aşağıda savaş olduğu için, ölen binlerce şehit atlarıyla cennetin kapısına gelmişler. Şehit oldukları için, cennete girme önceliği de onlara verilmiş. Yaşlı kadın, diğer cennetliklerle birlikte kapıda beklerken bir yandan da önünden geçip cennete giden askerlere bakıyormuş.
Tam o anda da günahkar yeğeni de önüne gelmiş.
Yeğen sormuş:
"Sen nereye gidiyorsun?"
"Gördüğün gibi oğlum, cennete girmek için sıra bekliyorum..."
"Peki, niye almıyorlar?"
'"Önce şehitleri..."
Kadın böyle söyleyince yeğen hemen uzanıp teyzesinin elinden tutmuş ve atının terkisine oturtmuş. Birlikte cennetin kapısına gelmişler. Kapıdaki melek şehit yeğene sormuş: "Arkandaki kadın kim?"
"Haaaa, o mu!" demiş yeğen:
"Alayın şorospusuydu..."
Melek eğilip bükülmüş:
"Özür dilerim teyze, buyurun geçin..."
Ölüm döşeğindeki “keşke”ler
Avustralya'da yıllarca evde ölümü bekleyen hastalara bakan hemşire "Bronnie Ware", yazdığı kitapta ömrünün sonuna gelenlerin en büyük "keşke”lerini sıralamış:
1. Başkalarını takmayıp düşlerimi gerçekleştirseydim.
2. Bu kadar çok çalışmasaydım.
3- Duygularımı, bastırmasaydım.
4.Arkadaşlarımı ihmal etmeseydim.
5. Değişimlerden korkmasaydım.
Bu beş "keşke"nin ayrıntılarına gelince..
2. maddenin açılımı gerçekten ayrıcalıklı...
"Ware"ye göre erkek hastaların büyük bir kısmı, işleri nedeniyle ailelerine ve dostlarına yeterince vakit ayıramadıkları için pişman oluyor.. Bir şansları daha olsa dönüp, çocuklarının kaçırdıkları anlarını yaşamak istediklerini söylemişler...
Peki cüzdanım nerede?
Kadının biri saat kulesinin hemen önünde cüzdanını düşürmüş. Bunu gören "Temel" hemen koşmuş arkasından. Tam kadına yetişmiş ki, kadın bir belediye otobüsüne binmiş. Temel de aynı otobüse arka kapıdan atlamış. Yolcuları yara yara kadının yanına gelmiş, "Hanımefendi saat kulesinin önünde cüzdanınızı düşürdünüz" demiş. "Hiiii, çok teşekkür ederim" demiş kadın. Çantasını kontrol ettikten sonra da sormuş:
"Peki cüzdanım nerde?"
Temel, "Söyledim ya" demiş sırıtarak:
"Saat kulesinin önünde düşürmüştünüz..."
Karne korkusu
Karne günü küçük yaramaz güle-oynaya okuldan koşarak gelmiş.
Annesi hemen sormuş:
"Karnen nerde oğlum?"
Çocuk gülmüş:
"Arkadaşıma ödünç verdim anneciğim. Babasına gösterip korkutacak…"
Günün Şiiri
Susunca
Bir öncekileri mi yansılıyoruz
Sevdamızda yaşamımızda
Susunca suskunluğu mu büyüteceğiz
Olası değil mi güzellemek boşluğu
Gücü lanetli Sisyphe miyiz
Yeryüzü efsanesinde
Şıp diye kesip atılır mı bu
Eskittiğimiz tanrılar tanık
Evrenin akı da karası da biz
İşte toprağı yeniden sardık
Anlamlı bir dünya hazırlayabiliriz
Çiçeklenir yalnızlığımız.,.
Başaran (Varlık-1958)
Eskişehir'e modern karakollar
Haberi gazetemizde okuduk. Çarşı Merkez Karakol binasının güçlendirme ve yenileme çalışmalarına başlanmış.
İnşaat Mühendisi "Celalettin Yediyıldız", yürütülen çalışmalar hakkında verdiği bilgide, kendilerinden karakolların Avrupa Birliği normlarına uyarlanmasının istendiğini söylemiş... Hey gidi günler!
Ne derlerdi, sarkışı bile var:
"Karakolda ayna var..."
Bir zamanlar artık şimdi olmayan "Örnek Karakolu"na düşmüştük...
Nezarethanenin arka kapısında yazıyordu:
"Buranın Allah'ı yoktur..."
Ve de bugüne bakın...
"Avrupa normlarına uygun karakollar..."
İşte…
"Gerçek ileri demokrasi budur..."
Günün Olayı
Yandaş gazeteler basın özgürlüğüyle ilgili olumsuz haberleri görmezden geliyor ama aslında kendileri de özgür değil.
Gazetecilikleri iktidara yağ çekmekle sınırlı çünkü...
Haldun Ertem
Günün Biberi
Abdullah Gül, "Düşünce ve basın özgürlüğü alanlarının kirlenmemesine dikkat edilmeli" demiş.
Güzel demiş de..
Keşke bir de kime dediğini söyleyebilseydi.
Fahrettin Fidan
Günün Balı
İsviçre'de konuşan Egemen Bağış, "1915 olayları soykırım değildir, gelin beni tutuklayın" demiş. Bakan Bey tutuklanmadı ama Türkiye'de, "Buradaki rejim demokrasi değildir" diyenler kendisi kadar şanslı olmayabiliyorlar!
Gani Yıldız
Cuk
Zaman her şeyi itiraf eder.
"Hem de sorgusuz sualsiz..."
Euripides
Kolsuz Yaşar'dan
Zenginin krizi züğürdün sadece çenesini yormuyor.
Cüzdanını da boşaltıyor!
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...