Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş, çok önemli bir projeye imza attı. "Benim hayalim Ankaralıları zenginleştirmek" diyen Yavaş, Ankara'daki besicilere ücretsiz bir şekilde 153 baş manda dağıtmaya karar verdiklerini açıkladı.
Şimdi haberi okur okumaz, "Yahu biz bunu Eskişehir'de çoktan yaptık, Yılmaz Büyükerşen'in projesi bu!" dediğinizi duyar gibiyim. Zaten CHP'nin "Yeni nesil' belediye başkanlarının, Yılmaz Büyükerşen'i çok noktada örnek aldıklarını görüyoruz. İşte hükûmetin, fakir halkın ekmeğine çökmek pahasına engellemeye çalıştığı Halk Ekmek... Her gün milyonlarca İstanbullu Ekrem İmamoğlu sayesinde ucuz ve sağlıklı ekmeğe kavuşuyor. İstanbul Boğazına karşı viskisini yudumlayıp, yanına "Pudra Şekeri"ni koyup ihale kovalayan malum müteahhitleri değil de, fakir halkı düşünmek çok güzel bir şey elbette. Allah fakirin hakkını gözetene gülümsermiş...
Ancak bu uygulama da Eskişehir Büyükşehir Belediyesi'nin imzasını taşımıyor mu?
Tabii ki "Yeni nesil CHP'li belediyeler, Yılmaz Büyükerşen'i taklit ediyor" diyemeyiz. İyi şeyleri örnek almak, taklitçilik sayılmaz. Umut ediyoruz Yılmaz Büyükerşen'in nice muazzam başarılarının diğerleri de başka belediyeler tarafından örnek alınır. Eskişehir bir havuzun ortasına benziyor; buraya bir taş attığınız zaman dalga dalga Türkiye'ye yayılıyor. Eskişehir örnek olmayı her zaman başarmış bir şehir. Bir eğitimci olan Büyükerşen'in yaptıklarının tüm Türkiye'de örnek alınması boşuna değil anlayacağınız...
Elbette AK Parti'nin 7'inci kongresindeki tedbirsizlikleri eleştirebiliriz. Fakat burada yapılan hatalar, bizlerin günlük yaşamımızda hata yapmasını haklı çıkartmıyor. "Bizlerin dükkanları kapalı, ancak sizler kurallara uymuyorsunuz" diye sitemde bulunmak anlaşılabilir bir tepki. Öte yandan, "Madem beyefendiler kurallara uymuyor, biz de uymayalım" demenin mantığı yok.
İşte Eskişehir'deki durumu görüyoruz. Hastanelerdeki yoğun bakım ünitelerinin dolup taştığını Tabipler Odası Şube Başkanı Nesrin Ekici'den öğrendik. Halbuki 2 Mart'ta yoğun bakım ünitelerinde anormal bir yoğunluk yoktu. Demek ki 65 yaş üstü vatandaşlarımızın aşılanmasına karşın, virüs kontrol edilemez düzeyde yayılmış.
Bir diğer gelişme de Eskişehirspor'da yaşandı. Kulübümüzde hafta içinde bir altyapı hocamız ve futbolcumuzda virüs tesbit edilmişti. Bu haberin şokunu atlatamadan A takımdaki 5'i futbolcu 6 kişide daha korona virüs tespit edildi.
Bir ara sarı renkte gösterilen Eskişehir çoktan turuncuyu atlayıp, kırmızıya geçmiş durumda. Bu işin tadı kaçıyor. Samsun'daki veya Ankara'daki bir kongreye kızabilirsiniz. Buyrun; istiyorsanız sabahtan akşama kadar kızın. Ancak kurallara uymazsanız, kaybeden bizzat siz ve sevenleriniz olur.
ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş da salgın hastalığa yakalananlar arasına girdi. Sadece Eskişehir'in sanayisine değil, aynı zamanda fikir hayatına da önemli katkılarda bulunan Celalettin Kesikbaş'ın bu hastalığı nereden veya kimden kaptığını söylemek çok güç. Ancak belli ki bir anlık dikkatsizlik virüsü kapmasına neden olmuş. Önceki gün ateşi yükselen Kesikbaş'ın sesini telefonda iyi duydum. Kendisi Eskişehir'de çok sevilen bir isim. Ayrıca gücü ve kuvveti de yerinde. Bu belayı kısa sürede def edeceğinden şüphemiz yok. Şimdi sağlığı düşünmenin zamanı, iş düşünmenin sırası değil; Aman yavaş başkanım, bir müddet boşverin işleri güçleri, aheste...
Şimdiye kadar siyasette yerel polemiklere girmeyen AK Parti Milletvekili Emine Nur Günay'ın yayınladığı bir mesaj çok ilgimi çekti. Sayın Günay özetle Büyükşehir Belediyesi'nin vazifelerini yerine getirmediğini, ancak AK Partili belediyelerin bu eksikliği gidermek için koordineli bir şekilde çalıştıklarını belirtmiş. CHP İl Başkanı da doğal olarak cevap vermiş. "Doğal olarak" diyorum çünkü bir AK Partili CHP'yi eleştirirse, CHP yönetimi elbette cevap verecektir. CHP'lilerin bir eleştirisi olduğu zaman da bunun tersi oluyor. Burada asıl üzerinde durduğumuz konu, Sayın Günay'ın şimdiye kadar laf atışmalarına girmemiş olması, ancak şimdi CHP'lileri cevap vermek için kışkırtması...
Siyasette "Bizimkiler"i arkanızda kenetlemek istiyorsanız bunun en kolay yolu, "Onlar" ile çatışmaya girmek. Anlaşıldığı kadırıyla Emine Nur Günay da bu yolu seçmiş. Anlaşılabilir bir şey.
İyi güzel de neden şimdi? Neden bir karşılıklı atışmaya iki dönemdir bu tip kavgalara girmeyen Sayın Günay giriyor? Neden CHP – AK Parti çatışması yaratarak teşkilatını arkasında toplamaya çalışıyor?
Yoksa ufukta bir seçim mi göründü?..
Bu şöyle böyle bir hastalık değil. Dünya nın başına gelmiş dünya sorunu olmuş bir illet. Şu anki durumda bu hastalığı öyle yada böyle nüfusunun çoğunluğu geçirmek zorunda. Kimi normal kimi belirtisiz kimi tıbbi tedavili kimi hastahanede kimi solunum cihazında. Kimini de kaybedeceğiz.Ama burada devletimiz bu kayıpları en aza indirecek çok iyi bir strateji izledi. Risk grubunu yani ölüm oranlarının fazla olduğu grubu aşıya çağırdı. aşısını olanlarda bir kayıp veya hastahaneye yatan entübe olan tek tük hariç yok.Burada aşı tedarikinde bir sıkıntı oldu. Buda dünyanın sorunu. Yine de devletimiz dünyadaki 192 ülkeye göre aşı işinde dünyada 5. sıradadır. Burada konunun özeti budur. Yok kongreleri eleştirmek falan ucuz yorumlar. TBMM içinde 8000 kişi çalışıyor hergün orada . Onlarda mı çalışmasın devlet işi bıraksın mı. Her şey kontrollü bir biçimde yapılmaya devam edilmelidir.
Evet yoğun bakım ünitelerinde 2 mart itibariyle bu kadar yoğunluk yoktu. Ama neden o hergün yazdığınız esnaf batıyor, 65 yaş üstü sıkıldı laga luga ları nedeniyle devlet 65 yaş üstü nün aşılanmasıylada normalleşme adımlarını başlattı. Ama nerede kontrollü normalleşme. ipini koparan dikkatsizce dışarıda kontrolsüzce gezmeye başladı. Sonuç ortada. Gelelim yoğun bakım ünitelerinin dolumuna. işte tek bir şehir Trabzon’da 65 yaş üzeri 40 binden fazla vatandaş aşı olmaktan kaçındı, yoğun bakım servisleri aşı olmayan 65 yaş üzeri vatandaşlarla doldu. İşte yoğun bakım ın dolmasının nedeni. Bu sadece Trabzon için. Açıklama. bir açıklamada samsun 19 mayıs üniv. den Samsun genelinde aşı tereddüdü yaşayan insanlar azımsanmayacak oranda fazla.65 yaş üzerindeki popülasyonda aşılanmadığı için yoğun bakım servisinde tedavi gören hastalar var. Yataklar dolmuş durumda.