Eskişehir'deki iki mağara "Tabiat Varlığı" olarak tescil edildi. Mağara turizmi ülkemizde çok bilinmiyor. Ancak mağaralar, sanki başka bir gezegenden gelmiş gibi ilginç yerler. Pek çok yerli ve yabancı turist, yer altında saklı bulunan mağaralara gidip, birbirinden ilginç sarkıt ve dikitleri görmek için büyük paralar harcamayı göze alıyor.
Eskişehir'de de mağara turizmi için çok önemli merkezler olduğunu biliyorduk. Şimdi Malıç'daki Kemikli Mağarası ve Çardak Mağarası Eskişehir Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu'nda "B Grubu Mağara" olarak tescillenmiş. Ne demek "B Grubu Mağara?.."
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın kararına göre B grubu mağaralar, "Doğal estetik, bilimsel ve ekolojik açıdan değerli, ancak insanlık yararı açısından sağlık ve eko-turizm amaçlı turizm faaliyetleri yapılabilecek nitelikte doğal dengeler dikkate alınarak kullanılabilecek mağaralardır."
Yani işin özeti elimizin altında bir hazine var ve bu hazineyi turizme kazandırmak olası...
Bu arada yalnızca "Gezsinler, görsünler, para harcasınlar" diyerek geçiştirilecek bir hazinemiz yok. Öğreniyoruz ki özellikle Kemikli Mağarası'nda koskoca Asya Kıtasında görülmeyen örümcek türleri tespit edilmiş.
İşte size Eskişehir'in taşının toprağının altın olduğuna ilişkin yeni bir örnek daha. Öyle Karadeniz'de hayali ve uyduruk petrol kuyuları keşfetmeye gerek yok. Allah milletimize muhteşem doğal hazineler bahşetmiş. Biraz çalışarak değerlendirebiliriz...
Amerika Başkanı Joe Biden, ne zamandır beklenilen bir harekete imza atarak, Türk Milleti'ni "soykırımcı" olmakla suçladı. Joe Biden'in bu yaptığı apaçık ve katıksız Türk düşmanlığıdır.
Joe Biden gibi tecrübeli bir politikacı, nasıl olur da Türkiye'ye alçakça yalanlar savunmaya cüret edebilir? Muhtemelen Biden'ın adamları, "Efendim siz merak etmeyin; Türkiye tarihinde hiç bu kadar zayıf duruma düşmemişti. Bu arada Tayyip Erdoğan da sesini çıkartamaz. Bir iki kınama mesajı yayınlar sonra susar oturur" demişlerdir...
Şimdi hükûmetimize düşen bu alçak Amerikalıların ülkemizdeki üstlerini kapatmak, Vaşhington'daki Büyükelçimiz Murat Mercan'ı geri çekmek, Fırat'ın doğusunda ses çıkartmadığımız PKK kamplarını yerle yeksan etmek ve bir zahmet 15 Temmuz'un mümessili olan terörist başını geri istemek olmalı.
Amerikalılara anladıkları dilden cevap vermek lazım. Dik durmak lazım...
Sokağa çıkmaya ilişkin kısıtlamalar Eskişehir'de gevşek olarak da olsa uygulanıyor. Açık konuşmak gerekirse, mesela fırına gitme hakkı gibi uygulamalar vatandaşımız tarafından suiistimal ediliyor. Zaten millet olarak, "Nasıl hallederiz?" diyen bir yapımız var. Mesela binaya fazladan kat çıkmak yasak mı? Hemen belediyeye gidip, "Mevzuata uygun" bir kat nasıl çıkılır bu işin peşine düşeriz. Amacımıza ulaşırsak da kanunları delip geçtiğimizle övünürüz.
Aynı hastalığın virüsle mücadelede de olduğunu görüyoruz. İşte Eskişehir'in durumu ortada. Güya sokağa çıkma yasağımız var... Açık konuşmak gerekirse çok kısıtlı bir kısıtlama yapıyoruz. Sonra da kendi kendimize dövünüp, "Neden Türkiye virüsle mücadelede dünyanın en kötü ikinci ülkesi?" diye soruyoruz...
Biden geldi diye naralar kutlama yapanlar nerede sesleri duyulmuyor uyduruktan doğal gazı bulduk ama sana yok avucunu yala