Soma’daki maden ocağındaki kazada hayatını kaybedenler sadece eşleri, çocukları, yakınları değil tüm insanların yüreğini dağladı.
Nasıl dünyaya ‘merhaba’ dediysek, zamanı gelecek ‘elveda’ da diyeceğiz. Bu elveda bir trafik kazasında, birisinin eliyle veya Soma’da yaşanan maden kazasındaki gibi olmalı. Bunlar kader değil.
Kader bir hastalığa yakalanırsınız tedavisi mümkün olmayan bu hastalık sonunda ölebilirsiniz. Veya, ecel gelir canınızı alır. Burada artık vakit saat gelmiş. Azrail’in elinden kurtuluş yok.
Ama işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda işverenler gerekli önlemi almaz, işçi sağlığı ile iş güvenliğini ikinci plana atar ise, bu nedenden dolayı çalışanlar hayatını kaybederse bu kader değil, bunun adı resmen cinayettir.
Bu nedenden dolayı işçiler hayatlarını kaybediyorlarsa elbette bu sorgulanmalı. Önlem almayan işverenlerde en ağır şekilde cezalandırılmalı.
Ama Soma’daki maden ocağında meydana gelen kazanın daha neden kaynaklandığı kesinleşmezken, işverenin veya bu maden ocağını denetleyenlerin bir kusuru olup olmadığı belli değilken, maden ocağının içinde hala ölü veya sağ olarak çıkarılmayı bekleyenler var iken, birilerinin ülkeyi karıştırmak için yaptıklarını hiç kimse tasvip etmez.
Kaybedilen 300’e yakın canın hesabı elbette sorulmalı. Elbette yaşananlar karşısında tepkimizi koymalıyız. Ama bu birilerinin canını yakarak, birilerinin malına zarar vererek, kamu mallarını kırıp dökerek tepkimizi bu şekilde koymaya çalışırsak, haklı olduğumuz konuda bir anda haksız oluruz.
Yaşanan elim kazadan sonra Eskişehir’deki bazı sivil toplum örgütlerinin yapmış oldukları eylemlere baktığımda, eylemleri düzenleyenler herhangi bir olayın çıkmaması için ellerinden geleni yapmaya çalıştılar. Ama diğer tarafta ise bir gurup insanlar ise ellerine ne geçirdiler ise polisin üzerine attılar, bankaların, bankamatik ekranlarını kırdılar.
Olayların görüntülerini izliyorum. Bir gurup genç bir yerlere zarar vermek için çalışırken, başlarında baret olan Maden Fakültesi Öğrencileri oldukları söylenen gençler ise, kamu ve özel işyerlerine zarar vermek isteyenlere mani olmaya çalışıyorlardı.
Tepkilerimizi yüksek sesle haykırırken, demokratik tepkimizi gösterirken, toplumun diğer bireylerini galeyana getirecek sözler sarf etmelim. İnsanlar en küçük bir kıvılcımdan bile büyük yangın çıkarmaya hazır iken lütfen biraz daha sakin olalım.
Maden ocağına ziyarete gelen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na, bakanlara tepki gösterenlere belki hoşgörüyle bakılabilir. Çünkü onların kimisinin eşi, çocuğu, kardeşi ve yakını hayatını kaybetmiş. Canı yanıyor.
Ama Eskişehir başta olmak üzere birçok ilde yapılan protestolarda kantarın topu ağır kaçıyor. Bu olayları izleyenler de olayları protesto ediyor.
Bendenizden acizane bir dost uyarısı. Kimsenin ne yaptığına karışmak, akıl vermek hatime değil elbette.
*-**********
Ertuğrul Sağlam ve Boffin
İtiraf edeyim Boffin’in Eskişehirspor’a il geldiği ve kaleyi teslim aldığı ilk aylarda ‘Bu kaleci ile sezon bitmez’ diye eleştiri yağmuruna tutmuştuk.
Nedeni ise yediği hatalı gollerdi.
Ama aylar ayları kovaladı, her geçen hafta Boffin kalesinde devleşince kendisine yanlış yaptığımızı yazarak, bir nevi haksız eleştirilerimden dolayı kendisinden özür diledim.
Özellikle bu sezon kalesinde devleşen, bazı maçlarda yaptığı önemli kurtarışlarla kırmızı-siyahlı takıma puan ve puanlar kazandıran Boffin’in sözleşmesi gelecek sezon doluyordu.
Eskişehirspor’da da yaptığı başarılı kurtarışlarla da dikkatlerini üzerine çeken genç kaleci Boffin’e yurt dışından ve yurt içinden resmi olmasa da transfer teklifleri yağıyordu.
Eskişehirspor Kulübü Başkanı Mesut Hoşcan, başarılı kaleci Boffin’e gelen teklifleri de dikkate alarak kendisiyle görüşerek, sözleşmesini uzatma teklifinde bulundu.
Türkiye’de ilk gözünü açtığı, tanıştığı Eskişehirspor’dan ve bu güzel şehirden memnun, mutlu olduğunu belirterek ayrılmak istemeyen Boffin, Başkan Hoşcan’ın ‘sözleşmeyi uzatalım’ teklifine hiç tereddütsüz ‘evet’ demiş. Eskişehirspor kalesi beş yıl daha emin ellerde.
ERTUĞRUL SAĞLAM
‘SAĞLAM’ HOCA
Eskişehirspor’u ilk çalıştırdığı yılda Avrupa’ya taşımayı başaran başarılı ve düzgün karakterli Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam, dün yaptığı basın toplantısında içini dökmüş.
Bazı arkadaşlar tarafından eleştirildi, bazılarımız da övdü. Eleştiri elbette olacak. Ortada bir yanlış varsa, bu yanlış da görülüyorsa herhalde gözümüzü kapatmayacağız.
Ancak bazı eleştiriler öylesine ağır oldu ki, Ertuğrul Hoca bu eleştirileri bence hak etmedi. Eğer imkansızlıklar içerisinde, borç gırtlağa kadar gelmişken transfer yapılması yerine, önce futbolcu alacaklarının ödenmesini istedi.
Mevcut kadrodan en iyileri çıkararak, sezonun devre arasında ünlü futbolcuları kadrosuna katmasına rağmen ligden düşen takımlarla mukayese ettiğimizde Ertuğrul Hoca’nın bugünkü başarı küçümsenemez.
Ertuğrul Hoca’nın basın toplantısı ile ilgili diğer gelişmeleri yarın yazacağım.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...