Zor günlerden geçiyoruz…
Bir yanda hayatımızı tehdit eden bir virüs! Diğer yandan ekonomik zorluklar! Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın “
ekonomik paket” açıklamalarının ardından, toplumun geneli derin bir nefes aldı ve kredi almak için bankaların yolunu tuttu…
Emekli kredi istiyor…
-Yok diyorlar…
-Sanayici kredi istiyor…
-Limit bitti, diyorlar!
-Tüccar kredi istiyor:
-Başvurunuz uygun bulunmadı, diyor!
-
Esnaf kredi istiyor…
-Şartlarınız uygun değil, diyorlar!
Bankalar, kredi vermemek için toplumun her kesimine bir kulp buluyorlar! Peki bankalar ne zaman kredi veriyor…
Krediye ihtiyacınız olmadığı zaman! Bankaların düzeni bu…
Bankacılığın kuralını böyle yazmışlar…
ABD’li ünlü yazar Mark Twain, ne demiş…
-
Bankacılar, size hava pırıl pırılken zorla şemsiyesini veren ama iki damla yağmur düştüğünde de şemsiyeyi zorla elinizden alan insanlardır.
Sanırım salgın günlerindeki durumumuza denk düşüyor! Bankalara borçlu olanlar ellerinde ne var ne yok kaybedebilir.
Bop Hope ise şöyle diyor:
- Bankalar, paraya ihtiyacınız olmadığını kanıtladığınızda size borç veren kurumlardır.
Bankaların şu salgın günlerinde kime kredi verdiğine bir bakın!
Elbette paraya ihtiyacı olmadığını kanıtlayanlara!
Bilinen bir söz daha:
-Bir adama bir silah verirsen bir bankayı soyabilir.
Ama bir adama bir banka verirsen dünyayı soyabilir.
Şimdi tüm bir toplum bankaların önünde kendilerinin soyulması için kuyruğa girmiş durumda!
Soyulacak bir şeyleri kalmayanlar lütfen vezneleri meşgul etmeyin!
GÜVEN BUNALIMI YAŞANIYOR!
Sokağa çıkma yasağı başlamadan hemen önce kalabalıkların fırınlara, marketlere akın etmeleri üzerine şu tespiti yapmıştım:
-Şehirlerde son 20 yılda ilişkiler yeniden düzenlendi. F
arkında olmadık. Ama hepimiz tüketmek için yaşayan canlılar haline geldik! Kimse kimseye kızmasın. Buna hakkı da yok! Biz böyleyiz!
Süleyman Karakurt, isimli okurumun bu yazı ile ilgili yaptığı tespit son derece yerinde ve doğru. Sizlere aktarmak istiyorum:
-Açıklamalarınıza anlamlı sözlere katılmamak mümkün değil ancak; toplum öyle bir hale getirildi ki, güven bunalımı yaşıyor. Sokağa çıkma yasağı diye tüm Televizyon kanallarında sadece altyazı sonu görülmez ucu açık yorumlayanlar oldu.
48 saat ama ya sonrası belki devam edecek algısı toplumu ihtiyaç karşılamaya sevk etti.
Böyle bir durumda güven bunalımı ile halk paniğe kapıldı. Nitekim önümüzdeki günler yine aynı şekilde bir iki saat önce altyazı açıklamada aynı tepki verilir.
Ancak merkezi otorite tüm kurumlar, yerel yönetimler ve STK’lar ile bir koordinasyon içinde olur, anlaşılır şekilde saatler öncesinde açıklama yapılır ise halk ihtiyaçlarının nasıl gidereceğini bilmesi hiç bir zaman telaş etmeyecektir. İdareciler toplumun psikolojisine göre tedbirleri almalıdır. Aksi halde canla başla
görev yapan sağlıkçılarımızın işlerini zorlaştırır onca emek boşa gidecektir. Maç güzel oynanırken son dakika gol yemeyelim.
NEDEN GELİYORSUN
NEDEN KAÇIYORSUN!
Birkaç gündür benzer haberleri sıklıkla okuyoruz…
Korona olduğunu öğrendi hastaneden kaçtı!
İnsanların neden kaçtığını düşünüyorum. Ve neden hastaneye geldiklerini! Kendisinden şüpheleniyor, hastaneye gidiyor.
Test
yaptırıyor “Pozitif çıkıyor”
İşte o anda hastaneden kaçıyor. Polisler yakalayıp hastaneye geri götürüyor. Hastaneden kaçacaksın
, neden test yaptırıyorsun.
Kaçtın nereye gideceksin?
Kendi kendini mi tedavi edeceksin!
BOŞ!
-Boş silahtan değil, boş insandan kork!
-Çünkü...
-Şeytan içi boş silahı değil, aklı boş insanı doldurur!
GÜNÜN SÖZÜ!
Bu hayatta mutlu olmanın yolu, beklentiyi düşük tutmaktır. Yoksa kanatlarından vurulmuş kuşa dönersin.' -Sabahattin Ali
GÜNÜN KARİKATÜRÜ