Liyakat davası!

Tam altı yıl önce…
Türk Eğitim-Sen Eskişehir Şube Başkanı Haydar Urfalı, Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine İlişkin Yönetmeliğin hiçe sayıldığına dikkat söylemişti.
Atamalarda yönetmelikler rafa kaldırılmış, adalet, eşitlik, tarafsızlık, liyakat ilkelerine uyulmayan davranışlarda sergilenmişti…
Haksızlığa uğrayanlar için seferber olan Türk Eğitim-Sen, büyük bir hukuk mücadelesi vermişti. Birçok değerli okul yöneticisi görevden alınmış, liyakatli olmayan isimler atanmıştı…
Hukuk mücadelesini bırakmadılar…
Biz unuttuk, onlar unutmadı!
En son 2 yıl önce Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’na 3 mağdur eğitimci aracılığıyla dönemin Milli Eğitim yöneticileri hakkında “Zincirleme görevi kötüye kullanma” iddiasıyla suç duyurusunda bulunulmuştu…
Çeşitli yargı aşamalarının ardından Eski İl Milli Eğitim Müdürü Necmi Özen, Eski Odunpazarı İlçe Milli Eğitim Müdürü Hasan Başyiğit, Eski Tepebaşı İlçe Milli Eğitim Müdürü Bülent Üzmez, başta olmak üzere birçok yönetici hakkında Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
…/…
Hak edenin liyakatlı olanın atanmaması nedeniyle üst düzey bürokratların yargı önüne çıkmasına pek alışık değiliz!
Sonuçta bu olay bir örnektir!
Tüm üst düzey yöneticilerin dikkate alması gerekir! Liyakatsız atamaların hesabı mutlaka soruluyor!
 

KAYNAK BİTTİYSE VAKIF BİTER!

Rıdvan Aras, dostumuz Vakıflarla ilgili yazımıza bir ilave yapıyor. Fatih Sultan Mehmet Vakıflara nasıl bakıyordu…
Birçok kişinin bilmediği ya da gözden kaçırdığı detayı Rıdvan Aras şu cümlelerle aktarıyor:

• Çok gündeme gelmez, lakin, Tımar sistemi dışına çıktığı, askeri-mali yapıyı bozduğu, kısacası devlet kontrolünden çıkan vakıflar bizzat Fatih tarafından bu günkü dille "kamulaştırılmıştır".
• Yani, Fatih zaten Vakıflara sempatiyle bakmaz. Hemen hemen Tüm vakıflarda, vakfeden vakfı korumayan, amacına aykırı kullanan, kapanmasına yol açan için beddua vardır, gelenekseldir. Bu halde Fatih Sultan Mehmed’e de lanet okuduğunun bile farkında değiller.
• Nitekim, üst düzey bürokrat ve önde gelenler Fatihin yolundan gidecek diye oğlu Cem’i istememiş, Cem yeniçeri desteğine karşın iktidar mücadelesini kaybetmiştir. Bir de vakıf için gerekli gelirle vakfedilen diğer arazi, dükkan vb den karşılanır, bu kaynak bittiyse vakıf biter.

 

YUNAN ORDUSU’NUN İKİ KATI!

Ayasofya Cami’nde ilk Cuma namazına katılanların sayısı 350 bin kişiydi. Bütün yayın organlarında iri puntolarla verildi. Televizyon kanallarında ayrıntılı bir şekilde haber yapıldı…
Namaza katılanların sayısı Ayasofya’nın ibadete açılmasının önünü geçti!
Peki neden?
Ayasofya’da Cuma Namazı’na gelen insan sayısı yunan ordusunun yaklaşık iki katıydı. Acaba bir gönderme mi yapıldı?
 

METİNER’İN CEVABI!

Son günlerde ilginç beyanatlara rastlıyoruz…
Alışık olmadığımız haberlerle karşılaşıyoruz. AK Parti eski milletvekillerinden Mehmet Metiner, tüm bunları bir yere topladı ve belki de kimsenin beklemediği bir yanıt verdi:
-Bir yandan Atatürk’e saldırılar... Bir yandan alfabe tartışmaları... Bir yandan hilafet çağrıları... Uyanık olalım. Bunların hiç birisi tesadüf değil. Yeni bir fitnenin ve iç kışkırtmanın ayak sesleridir bunlar. 28 Şubat öncesini hatırlayın. Bu oyuna asla gelmemeliyiz!
- Meraklıları için işte açık açık söylüyorum: Ben ne hilafetçiyim ne de saltanatçı. Ben milletin değerlerine bağlı hür ve eşit vatandaşları olan demokratik bir cumhuriyetten yanayım. Her türlü fanatizme karşıyım. Biz hep birlikte Türkiye’yiz. Farklılığımız zenginliğimizdir!

GÜNÜN SÖZÜ!

Hatalarını telafi etmeye çalışan birine geçmişteki hatalarını hatırlatmayın. Bu, düştüğü yerden kalkmaya çalışan birini tekmelemekten farksızdır. Charles Bukowski

GÜNÜN KARİKATÜRÜ