Kuyrukta bekleyen AK Partililer

AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Hakan Çizmelioğlu, CHP'li mevkidaşı Atilay Dalgıç'ın özür dilemesi ve bu da yetmez; bir de üzerine istifa etmesi gerektiğini söyledi. Diyeceksiniz ki, "Politikacılar birbirine verip veriştirir. Ne var bunda?.."

25 Kasım 2020 09:13
A
a
Sütiş Eskişehir

AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Hakan Çizmelioğlu, CHP'li mevkidaşı Atilay Dalgıç'ın özür dilemesi ve bu da yetmez; bir de üzerine istifa etmesi gerektiğini söyledi. Diyeceksiniz ki, "Politikacılar birbirine verip veriştirir. Ne var bunda?.."

O zaman olayın evveliyatına gidelim. Her şey CHP Tepebaşı İlçe Başkanı Atilay Dalgıç'ın bir sosyal medya paylaşımıyla başladı. Sayın Dalgıç paylaşımında bir fırına gittiğini, burada bir takım kadıncağızların askıda ekmek almak için bekleşmekte olduğunu, daha sonra bu kadınlara "Hangi partiye oy verdiniz?" dediği zaman "AK Parti" cevabını aldığını açıklamıştı.

Hoş bizim vatandaşımız ve özellikle kadınlarımız ketumdur; "Hangi partiye oy verdiniz?" sorusuna cevap vermezler. Anket şirketlerimizin en büyük derdi de budur zaten. Hele ki sokaktan geçen iri yarı bir adamın, "Hangi partiye oy verdin bakiiim sen?" sorusuna yanıt vermeleri pek kolay değildir. Demek Atilay Dalgıç'ın tatlı dili burada etkili olmuş.

Her neyse...

Şimdi; Politikacıların sosyal medyada paylaşım yapmadan evvel bir değil iki kere düşünmesinde fayda var. Eğer ki bir politikacı, "Ben onu söylemek istemedim; aslında bunu söylemek istedim" demek zorunda kalıyorsa, o paylaşımı hiç yapmaması evladır. Ayrıca sosyal medya paylaşımlarını fonda Müzeyyen Senar eşliğinde ve cacık ve barbunya pilaki ve kavun ve sumakla yoğrulmuş soğanların süslediği Arnavut ciğeri ve tırnak pideler ve tam yağlı ezine peyniri yerken yapmamakta fayda var.

Kendimden biliyorum...

Sayın Dalgıç'ın paylaşımının üç ayrı anlamı olabilir. Birincisi, "AK Partiye oy verenler pişman" anlamını çıkarabilirsiniz. Böyle bir iddiada bulunmak CHP'lilerin hakkıdır; kimse itiraz edemez; edenler de kusura bakmasın. İkincisi ise, "AK Partiyle oy verenler beter olsun" anlamıdır. Bu ise alenen bir nefret söylemidir. Ben Sayın Dalgıç'ın ilk anlamda paylaşım yaptığına ihtimal veriyorum. Yine de bir açıklık getirmesinde fayda var.

Unutmadan bu arada bir üçüncü anlamdan da bahsetmiştim, O da "Bir lokma ekmeğe muhtaç olacak kadar fakir olanlar, gidip yine AK Parti'ye oy veriyorsa, yuh olsun bize" anlamıdır. Bakın Sayın Dalgıç bu üçüncü anlamda paylaşım yaptıysa kendisine, "Helal olsun" diyeceğim. Çünkü doğru soruları sormak, doğru yanıtları bulmanın ilk adımı...

 

Yunan'a Eskişehirli ayarı

NATO Parlamenterler Meclisi toplantısında Yunanistan Dışişleri Bakanına, Eskişehirli Utku Çakırözer'in ağzının payını verdiğini öğrendik. Yunan Bakan Nikolo Panagiyotopulos, ülkemizin Yunanistan'ı tehdit ettiğini, bu yüzden de Yunan Silahlı Kuvvetlerinin "Kırmızı alarm" verdiğini ileri sürmüş.

Öncelikle şunu belirtelim; Yunanlılar eğer ki kırmızı değil de, morcivert üzerine turuncu benekli alarm vermezlerse hatırımız kalır...

CHP'nin dış ilişkilerde görevlendirdiği milletvekillerinden biri olan Utku Çakırözer ise Yunanlıların, "Saldırgan Türkler" feryatları üzerine verdiği yanıt anlamlı. "Silahsız statüde olması gereken Doğu Ege Adalarının silahlandırılması ve askeri tatbikatlar gibi provokasyonlar devam ediyor" diyen Eskişehirli Utku Çakırözer, "Türkiye'nin ve Kıbrıs Türklerinin hakları çiğneniyor. Kıbrıs Türklerinin hak ve çıkarlarını koruma konusunda kararlıyız. Akdeniz'e kıyısı olan ülkelerin katılacağı bir bölgesel konferans yapılmalıdır" ifadelerinde bulunmuş. Sen hem Kıbrıslı Türkleri yok sayacaksın hem sana silahsız olma koşuluyla verilen adaları silahlandıracaksın ve hem de Türkiye'ye veryansın edeceksin. Yok öyle yağma... Utku Çakırözer'e teşekkür ederiz.

 

Kazanmayı unuttuk

Eskişehirspor Adana'dan da eli boş döndü. Normalde takımımız 4 – 1 yenilseydi, gazetecisinden taraftarına kadar hepimiz kulübümüzü yerden yere vururduk. Ancak bu mağlubiyete çok üzülmediğimizi görüyorum. Hatta "Ama ilk yarıda fena oynamadık ağbi" diyenlere bile rastlıyoruz. Geldiğimiz durum ortada; bir araba gol yiyerek yenildiğimiz maçta bile tesselli bulabiliyoruz. Artık bazı gerçekleri kabullenmenin vakti geldi. Elimizdeki kadro zayıf. Teknik direktör değiştirsek de netice değişmiyor; değişmez de zaten. Bu işin sonunda 2'inci lige düşeriz. Fakat bu durum dünyanın sonu olmaz. Daha önce 3'üncü lige bile düşmüştük. Düşmez kalkmaz bir Allah'tır. Seneye takır takır top oynar yine 1'inci lige çıkarız. Moral bozmamak lazım. Elimizdeki yöneticiler de bu kadarını yapabiliyor. Kent olarak bir araya gelemiyoruz. Böyle olunca da zengin bir işadamı bulup, sırtımızı yaslamaktan başka çaremiz kalmıyor. Fakat ortada ekonomik kriz de bulunduğu için, o zengin işadamları bu işe hiç yanaşmıyor. O zaman çaresiz sıkıntı çekeceğiz demektir. Yönetime yüklenmenin anlamı yok.

Bu arada daha önce binlerce kez tekrarladığım bir şeyi yine yazacağım; Kayyum = Kapanmak... "Kulübü kayyuma verelim" diyenler, aslında "Kulübü kapatalım gitsin" diyorlar.

 

Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon
bilek26 25 Kasım 2020 12:48

eskinin 3. ligi bu günün 2. ligi zaten yani aynı yere gidiyoruz bir üstüne değil.

2 3 Cevap Yaz
Hakan narlı 25 Kasım 2020 11:37

Tatlıdil mi ? Vallahi eskişehirli tatlıdil deyince chp 'yi anlamaz , meşhur köfteciyi bilir.

3 3 Cevap Yaz
Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi