Yaşamın İçinden: Ömer Duru
Çocukluk arkadaşı iki genç, liseyi bitirdikten yaşamlarına dönmüşler.
Aradan yıllar geçmiş..
Bir gün kasaba pazarında karşı karşıya gelen iki arkadaş sarmaş dolaş konuşmaya başlamışlar.
Birisi çiftçi olduğunu söylemiş, diğeri de:
“Ben de bu kasabaya yerleştim. Çoluk çocuk geçinip gidiyoruz. Bu akşam seni bırakmam. Evime götürüp çocuklarımla tanıştıracağım. Seni çok anlattım onlara çünkü.”demiş.
Uzatmayalım.
Yılların iki arkadaşı kol kola varmışlar eve..
Ev sahibi olanı zile basmış.
Kapı açılmış.
Yüzü görünmeyen bir hanım kapıyı açıp çekilmiş içeriye.
İki arkadaş odada yalnız kaldıklarında konuk olan sormuş:
“Bu ne yahu. Sen gençliğinde böyle değildin. Bunu nerden buldun?”
“Oldu işte” demiş arkadaşı,
“Geçinip gidiyoruz”
“Hiç konuşmaz mı?”
“Konuşmaz.”
“Peki öteki, iş?.”
“Islık çalarım. Anlar..”
“Sen ıslık çalarsın tamam da O isterse ?”
“Arada bir Ahmet ıslık mı çaldın, bana mı öyle geldi”der anlarım.
.---//--
Yaşamın bir başka yanını anlatacaktım..
Politika geldi aklıma.
Bir arkadaşım sordu:
“CHP’de ki kavganın asıl nedeni nedir?”
“İktidar olmak”
“Haklısın”dedi,
“Ama Türkiye’de değil. Kendi içlerin de.”
--//--
Lokalde otururken, şahsen tanıdığım, ama adını bilmediği biri dikildi başıma ve başladı güzel güzel konuşmaya..
“Bir daha oy verirsem.”
İzliyor ve görüyorsunuz:
“CHP’de ki kavga bazılarının hoşuna gidiyor. Bazılarını ise son derece üzüyor.”
Bunları yazarken Turizm Bakanı Ertuğrul Günay geldi aklıma.
“CHP’de iken neydi?”
“Şimdi ne durumda?”
--//--
Eskişehir’de en çok konuşulan isim şimdilik,
“Büyükerşen.”
Birleri içten yıkmaya çalışıyor.
Kendisine de anımsatıp söylemiştim:
“Aman yakın çevrene dikkat.”
Bilmem gelişmeleri izliyor mu?..
----------------------------------------------------------------------------------
6 Mart 2012-03-05
Günlerin getirdiği
-CHP’de bitmeyen şarkı—
CHP’de Tüzük Kurultayı için aylarca toplansın, toplanmasın tartışması yapıldı. Kurultay yapıldı, ne yazık ki, tartışma sona ermedi. Kurultayı isteyenler neden istiyordu? Bunun arkasında yatan nedenleri herkes biliyor. Çünkü kurultay delegeleri Deniz Baykal döneminde seçilmişlerdi. Bunun içinde “Kılıçdaroğlu’na güvensizlik” hesapları vardı işin içinde. 1247 delegede yapılan hesaplar tutmadı. Karultay 940 delege ile toplandı ve bildiğiniz sonuç çıktı ortaya. Baykal döneminde Belediye başkan adayı seçilen il başkanı Erman Gölet 81 il başkanı ile birlikte Kılıçdaroğlu’na bağlılık açıklamasını imzaladı. Sonuçta 12 Eskişehir kurultay delegesinin yarısı kurultaya katıldı, yarısının ise katılmadığı çıktı ortaya. Katılmayanlar demokratik haklarını kullandıklarını ısrarla savundular. Şöyle ya da böyle. Her şey olup bittiğine göre, tartışmalar neden sona ermedi? İşte bütün mesele burada. CHP’liyiz diyen insanlar niçin aynı duygular içinde birleşmiyorlar. Deniz Baykal ve Önder Sav’ın “Biz kurultaya katılmazsak, seçtiğimiz delegelerde katılmazlar, kurultayda fiyasko ile sonuçlanır” hesabı tutmadığına göre çanın dili susmalı artık. Partide geçmişte il başkanlığı yapmış, yönetimlerde bulunmuş kocaman insanlar aynı yarayı ikide bir kaşımaktan vazgeçmeliler. Partililerin bunu istediğinin farkına varılmalı. CHP’li olmuş ve CHP için çalışan insanlar. Geçmişe dönmek için değil, ders almak için bakmalılar artık.
--Vahap Ata iyi okuyor—
AKP’nin Tepebaşı İlçe Başkanı ve Meclis üyesi Vahap Ata, politikacılar arasında en fazla gazete okuyan isimlerden birisi. Sayın Ata’nın özellikle köşe yazarlarını kaçırmadan okuduğunu, politikasını da bu yazarların yazıları üzerine yaptığını artık bilmeyen yok. Bunun basit örneğini “Şarap Festivali” olayında gördük. Festivale konuk olarak katıldığını, ısrarla söyleyen Başkan Ataç’a, bu konuyu bir soruya “Alakamız yoktur”dediğini söyleyen Başkan Yardımcısı Fuat Gürcoğlu’na rağmen Vahap Ata’nın “bakın öyle yazmışlar” demesi çok ilginçti doğrusu. Tıpkı “Var”yerine “Farz” yazan gazeteci gibi.Vahap Ata’nın Şarap olayını neden bir yazıdan yola çıkarak dilendirdiğini herkes biliyor. Bakalım AKP’li Vahap Ata “Başkan Ataç için bu gün hangi haber ya da yazıyı okuyup”şunu şöyle yapmışsınız doğrumu diyecek? Hatta “Ben mecliste duymadım başkanım. Bir bardak şarap içmek farzdır”demişsiniz, doğrumu diyecek mi? Merak ediyorum..
-----------------------------------------------------------------------------------------------------. .
Vatandaş soruyor
--Anıt Park bakımsızmış--
Muttalıp Caddesi’nde mezarlık iken, park haline getirilen, içine heykeller, oturaklar ve havuz yapılan, değişik ağaçlarla güzelleştirilen Büyük Park’a hergün çıkıp gezdiğini söyleyen bir vatandaş “Ben Şarhöyük’te oturan bir kişiyim. Burasının mezarlık iken durumunu çok iyi bilirim. Sarhoşların yatağıydı. Nerede eli boş, affederseniz berduş varsa buraya gelirdi. Mezarların üzerinde içki içenleri görmüştüm”dedikten sonra şöyle devam etti:
“Sağ olsun. Büyükerşen Hocamız burayı değil, bizleri de kurtardı. İnsanların girmeye korktuğu Muttalıp Mezarlığı şimdi müthiş güzellikte bir park oldu. Çocuklarımız, hanımlarımız ve yaşlı genç insanlarımız parkta gezip dinleniyor. Yalnız bir şey var. Büyük Parkımız bakım ve koruma yönünden ihmal ediliyor. Gene bazı kuytu yerler geceleri içki içenlerin mekanı olmaya başladı. Özellikle kamyon şoförleri parkın demiryol tarafına park edip yatıyorlar. Giriş kapısı perişan. Yılmaz Büyükerşen hocamız bir dolaşıp onca emek verdiği parkın nasıl korunduğunu görse. Bir önerim daha var. Bahar geliyor. Parka çay ocağı-büfe gibi bir şeyler yapılamaz mı?”
Okurumuz Veli beyin söyledikleri çok ilginç. Büyükşehir Belediyesi Park-Bahçeler Müdürlüğü bir göz atsın bu duruma. Atsında Büyük Park perişanlıktan kurtulsun..
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...