Kurumların hafızalarını silmeyin!

Gazeteci arkadaşlarımız günlerce bir konu üzerine yoğunlaştı. Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi binası…
Gazeteci arkadaşlarımız konuyu yazdı, üniversite yönetimine sorular yöneltti…
Ancak uzun bir süre yanıt gelmedi…
Bu konu ile ilgili birkaç noktaya bende değinecektim ama üniversitenin yanıt verebileceğini düşünerek bir süre bekledim…
Dün ESOGÜ yönetimi çeşitli konularla birlikte Tıp Fakültesi binası ile ilgili de açıklama yaptı.
Açıklamada şöyle denildi:
-Depremden sonra Üniversitemiz Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nin durumu öncelikli olarak ele alınmış olup Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü başta olmak üzere ilgili makamlarla gerekli görüşmeler devam etmektedir.
Üniversitemiz Hastanesi depremlerden etkilenmemiş olmakla birlikte konunun önemine binaen klinikler binasının deprem performans analiz çalışması başlatılacaktır.
…/…
Kurum hafızası önemlidir…
Şöyle bir geçmişe bakılsa, neler yapıldığı incelense, bina hakkında bir fikir sahibi olunabilirdi.
Tıp Fakültesi binası 1976 yılında yapıldı. 47 yıllık bir bina…
Bir dönem altından su çıktığı da ileri sürülmüştü…
Prof. Dr. Necat Akgün, hocamızın rektörlüğü döneminde ilk olarak bina riskli mi değil mi konusu gündeme gelmişti. O dönemde hatırladığım kadarıyla binanın güçlendirilmesi gündeme gelmiş ancak maliyeti yüksek bulunmuştu.
Hatta binanın son 3 katının yıkılabileceğine yönelik tartışmalarda yapılmış ve vazgeçilmişti…
Prof. Dr. Fazıl Tekin hocamızın döneminde de bina ile ilgili girişimler olmuş, değerlendirmeler yapılmıştı…
Kendisi de inşaat mühendisi olan Prof. Dr. Hasan Gönen’in rektörlüğü döneminde bina bir kez daha gündeme gelmiş ve üniversitenin İnşaat Mühendisliği bölümü tarafından bir kontrol yapılmıştı. Sanırım o yıllar için bir test yapılmış ve “depreme dayanıklı” olduğu söylenmişti.
Şunun için yazıyorum. Kurumların hafızaları var. Yapılan işler var. Yönetim koltuklarına gelenler geçmişte neler yapılmış. Neler eksik kalmış bunlarla ilgili raporlara bakabilir. Eski hocalarla görüşülebilir…
 

KAPRİS YAPMA!
MODEL OL!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malatya’nın Doğanşehir ilçesini ziyaret etti. Burada yaptığı bir konuşmada satır arasında kentsel dönüşüm konusuna değindi…
Erdoğan, şu mesajı verdi:
- Kentsel dönüşüm konusunda artık kimsenin kaprisleriyle, ideolojik bağnazlıklarıyla kaybedecek vaktimizin olmadığını görüyoruz!
…/…
Adeta Eskişehir’i işaret etmiş gibi bir açıklama…
Sonuçta Eskişehir’de siyasetçilerin kaprisleri, anlaşamamazlıkları, nedeniyle kentsel dönüşümler bir türlü gerçekleşemedi…
AK Partililer ile belediyeler iş birliği yapmadı, yapamadı!
Sonuçta şehrin bir bölümü kapris kurbanı oldu…
Erdoğan konuşmasını şu cümlelerle tamamlıyor:
-Artık bu bedeli kimsenin bu millete ödetme hakkı yok ve bunu da başaracağız. Bugüne kadar tecrübelerimizi ve karşılaştığımız engelleri göz önüne alarak kentsel dönüşüm projelerini mümkün olan en kısa sürede bitirecek öyle bir modele yöneleceğiz!
…/…
Eskişehir neden model olmasın!

İNSANLAR ARASINDAKİ FARK 

William Bolith'tan bir öğüt: Yaşamda en önemli şey kazançlarımızı kullanmak değildir. Bunu herkes yapar. Asıl önemli olan kayıplarımızdan kazanç sağlamamızdır. Bu zeka gerektirir; akıllı insanlarla aptal insanlar arasındaki fark budur.
Pascal'dan bir başka öğüt: İnsanın mutluluğunun temeli hak ve adalet konusunda toplanır. Bir insana yapılan haksızlık bütün toplumu yaralar. Hak ve adalet hissi bireylerden başlamalıdır. Ve insan, bireyin mutluluğunun kendi mutluluğu için şart olduğuna inanmalıdır.
 

GÜNÜN SÖZÜ!

İki şeyden nefret ediyorum;
Dindar cahilden ve imansız alimden. Aliya İzzetbegoviç

GÜNÜN KARİKATÜRÜ: