Prof.Dr. Orhan Oğuz, Eskişehir’in yetiştirdiği çok önemli bir isim…
Milletvekilliği yaptı…
Milli Eğitim Bakanı oldu…
RTÜK Başkanlığı görevlerinde bulundu…
Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’ni (EİTİA) kurdu. Türkiye’nin ilk İktisadi ve Ticari İlimler Akademilerinden biridir.
Eskişehirliler kendisini sever, saygı duyar!
Ancak şu tarihi gerçeği bütün Eskişehirliler yakından bilir!
Anadolu Üniversitesi’ni Orhan hoca kurmadı. Anadolu Üniversitesi’nin kurucusu ilk rektörü Prof.Dr. Yılmaz Büyükerşen’dir…
Sanırım bilinçli olarak Yılmaz hocanın üniversiteyi kurduğu gerçeğinin üzerini örtülmek isteniyor. Son yıllarda bu çabayı en azın
dan Eskişehirli bir gazeteci olarak sistematik olarak gördüğümü söyleyebilirim.
İşin bir başka yanı daha var…
Anadolu Üniversitesi’nin temelinde sadece EİTİA, yoktur!
Eskişehir Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi ile Eskişehir Eğitim Enstitüsü de vardır!
Anadolu üniversitesi ile Marmara üniversitesi aynı yasa ile aynı tarihte kuruldu. Resmi gazeteleri açıp bakabilirsiniz. 1982 yılında
Marmara Üniversitesi’nin kurucusu olarak Prof. Dr. Orhan Oğuz, Anadolu Üniversitesi’nin kurucusu olarak Prof.Dr. Yılmaz Büyükerşen atandı…
Orhan Oğuz hocamız, Marmara Üniversitesi’nin kurucusudur ve bu nedenle kendisi gurur kaynağımızdır. Aynı anda iki üniversite kurmadı.
Anadolu Üniversitesi’ni Yılmaz Büyükerşen kurdu!
Ancak sistematik bir şekilde, bu gerçeğin üstü yıllardır örtülmek isteniyor.
Sanırım kurucuları pek sevmiyoruz!
Ama bu tarihin ve hayatın gerçeğini değiştirmez!
VEFASIZLIĞIN EN BÜYÜĞÜ!
Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, Cengiz Topel Caddesi’nde İşçi Bulma Kurumu binasında kurulmuştu…
Bakanlık tarafından bina
yıkılıp çok katlı olarak yeniden yapıldı.
O dönemde en büyük itirazlardan biri Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’den geldi…
Büyükerşen, binanın yakın tarihte önemli bir yeri olduğunu Orhan Oğuz’un kurduğu
EİTİA’nin temellerinin burada atıldığını ve vefalı davranılmasını istemişti…
Ne yazık ki o binanın yıkılması Orhan Oğuz’a en büyük vefasızlıktı!
ACI ÇEKMEK İŞİN ÖZETİ!
Anatole France, 20. yüzyılın en önemli edebiyatçıları arasındaydı. Yüzyılın başlarında toplumsal olaylara yoğunlaştı.
İşçilerin emekçilerin sıkıntılarını kitaplarında dile getirdi.
Yazdığı kitaplar öylesine çoktu ki, ayağa dikildiğinde boyunu aşıyordu. Yolda yürürken bir gün işçiler Anatolu France'nin yolunu çevirdiler.
-
Sevgili hocam, biz işçiler için yaptığınız mücadeleyi takdir ediyoruz. Kitaplarınızda bizden bahsediyorsunuz. Minnettarız. Ancak bizler çalışıyoruz. Bu nedenle bu kadar çok ve büyük kitapları okuyamıyoruz. Acaba bizim için biraz özetler misiniz? diye soruyorlar...
Anatole France, ne kadar özetlememi istiyorsunuz? Diye soruyor bu kez...
İşçiler hep bir ağızdan söylüyor:
-
Çok kısa özetleyin hepimizin okuyabileceği ve anlayacağı kadar.
Anatole France bu isteğin üzerine harekete geçiyor.
-İsterseniz hemen burada bütün yazdıklarımı özetleyeyim, der.
Daha sonra da yüzyıllardan bu yana herkesin kullandığı cümlesini söyler:
-İnsanlar doğar, acı çeker ve ölürler...
Şimdi diyeceksiniz ki, insanlar hep mi acı çeker...
Yazdığımız gibi elbette “mutlu oldukları anlar var”
Acı çekmek işin özeti.
BEYİN YIKAMA!
-İyi işleyen bir beyin yıkama sisteminin yapması gereken çeşitli şeyler vardır ve bunlardan bazıları oldukça inceliklidir.
Bu beyin yıkama sisteminin hedeflerinden biri ahmak ve cahil kitlelerdir: Duygusal olarak etkili aşırı-basitleştirmelerle aklı çelinmiş, marjinalleştirilmiş ve yalıtılmış bir halde, öylece, yani ahmak ve cahil olarak kalmalıdırlar. (Noam Chomsky)
REPLİK!
Senin duymak istediğin kelimeleri söyleyemez.
Sen de ona duymak istediklerini duyuramazsın.
Aşkın dili bazı zamanlar sessizlikten ibarettir.
(Barfi!)
GÜNÜN KARİKATÜRÜ