Kurt ve Doğan'dan siyasi taşlamalar!

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, “Eskişehir’in Nabzı” programında AK Parti’nin başkan adayı Volkan Doğan’ın “taş döşemeyle” ilgili eleştirilerini sıraladı. Akılda kalan bazı cümleler şöyleydi:
-Bu arkadaşımız popülizm peşinde, şov yapma peşinde. Siyaset böyle olmaz. Siyaset doğru zemin üzerinde yapılan bir iş ve bilimdir. Bu ciddi bir iştir.
-Çocukça hareketlerle falan kendinizi kandırırsınız.
-Bu iş için Eskişehir’e gelen paranın bir kısmının Odunpazarı’nda harcanmasına ben ikna etmişim. 2,5 milyon.
-Mayıs’ta döşenmesi gerekeni şimdi döşüyorlar.
-Alpu Mihalıççık yolunda haftada bir kişi hayatını kaybediyor. O yola başlandıydı, çift yol oluyordu? Oraya döşeyecek taşı, iktidar.
Kurt’un bu sözlerinden bir gün sonra Doğan yine yollara düştü ve “taş döşemeye devam etti” Kurt’un dediği gibi “Alpu yoluna” değil, Kanlıpınar köyüne döşemeye başladı: Doğan, frene basmadı sözlerini tekrar etti…
-Mahallelerimizi ihmal ettiler, mağdur ettiler. İçişleri Bakanlığımızın devreye girmesi için çabalarımız sonuç verdi. İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’ya, Valiliğimize, Milletvekillerimize tekrar çok teşekkür ediyoruz.
-1 Nisan'dan itibaren hiçbir Odunpazarlı hemşehrimiz asfalt ve kaldırım parası ödemeyecek.
-2014-2019 yılları arasında haksız şekilde Odunpazarı Belediyesi'nde tahakkuk ettirilen asfalt paralarını da, hemşehrilerimize iade edeceğiz!

Boza fotoğrafı!

Osman Yüksel, MHP’ye geçmeden hemen önce o meşhur fotoğrafı hatırlarsınız, “bozacıda” Fotoğraftan sonra da MHP’ye katıldı zaten… AK Parti’nin üst düzey yönetimi; Yüksel, AK Parti’ye geçtikten sonra, “sanırım bu bozacı fotoğrafını sormuştur: -Neler oluyor, diye… Birileri açıklamıştır, izahını yapmıştır. Ama işte fotoğraf ortadadır ve gerçektir! Sözlerin hükmü yoktur. Olay sadece Osman Yüksel ile de ilgili değildir. Fotoğraftakiler ile ilgili de bir düşünce oluşturulmuştur

İttifakı kimler sever?

2.Dünya Savaşı, sadece cephede olan bir savaş değildi. Aynı zamanda istihbarat örgütlerinin de savaşıydı. Casusluk, 2. Dünya Savaşı'nın ardından öne çıktı... Savaş sürerken, tüm devletler, diğer devlet hakkında istihbarat toplamaya çalışır. Ancak öyle kolay değildir! İstihbarat elemanları birbirine tuzak kurar... Yanlış istihbaratlar verilerek şaşırtmacalar yapılır. En önemlisi, en yakın müttefikler bile birbirinden istihbarat  araklamaya çalışır. Kimi zaman başarılı olur, kimi zaman yanlış istihbaratın peşi sıra gider. Casusluk filmlerini dikkatle izlediyseniz, "dost ve müttefik olanların" aslında hep kendi hesabına çalıştıklarını göreceksiniz. Casuslar en çok ittifakı sever.  Çünkü bu ilişki ile ulaşılması zor olan yere en yakın şekilde ulaşabilirsiniz. İstihbarat iş birliği yaparsanız, aynı zamanda iş birliği yaptığınız kişinin nelere ihtiyacı olduğunu konusunda da bilgiye ulaşmış olursunuz. Güçlü yanlarını, zaaflarını bir çırpıda öğrenirsiniz.
…/…
Odunpazarı’nda, CHP ile İyi Parti arasında ittifak olmayacak. Partiler açısından belki de böylesi daha iyi!

Bir konuş iki dinle!

Atalarımızın güzel bir sözüdür: -Bir konuş iki dinle... Sanırım konuşanı dinlememek, toplumsal yaramız. Sürekli konuşmak istiyor, ama hiç dinlemek istemiyoruz. Nasıl olacak? İngiliz Dışişleri Bakanlarından LordChesterfield , bir iş için yanına gittiğiniz adamın söyleyeceklerini, sıkıntı ve üzüntülerini hakkı ile dinlerseniz, onunla herhangi bir iş yapmaktan öte onu memnun etmiş olursunuz, diyor... ismini bir sigaraya veren  LordChesterfield, 200 yıl öncesinden insanlara şu öğüdü veriyor:
-Öğrendiklerini bir saat gibi cebinde taşı. İkide bir saati olduğunu göstermek isteyen insanlar gibi ortaya çıkartma. Eğer biri sana saati sorarsa söylersin, ama her saat başında sorulmadan saat kulesi gibi ötme! Söylediklerini duyurmak için hiç kimseyi kolundan tutma, çünkü insanlar seni dinlemeye istekli değillerse, onları tutacağına çeneni tutman daha iyi olur. 

GÜNÜN SÖZÜ

Düzeltilmesi gereken bir yanlışlık, doğruluktan daha ağır bir yüktür.