ORC adlı araştırma şirketinin yaptığı ankete göre Kazım Kurt İç Anadolu Bölgesi'nde oylarını en çok artıran üçüncü ilçe belediye başkanı olmuş. Kazım Kurt 31 Mart'ta yüzde 48,44 olan oylarını, 7 buçuk puanlık artışla yüzde 55,90'a getirmiş. Öncelikle kendisini tebrik edelim. Ancak ortada bir başarı varsa, bu başarı tek başına alınmaz. Sayın Kurt'un mesai arkadaşlarını da unutmayalım.
Elbette bu artışın nedenleri üzerinde çokça fikir üretilebilir. Hemen belirteyim, eğer ki bir belediye başkanının karşısında aday yoksa, yapılan kamuoyu araştırmalarında oyları biraz yüksek çıkar. En sağlıklı yerel seçim anketleri adaylar resmen belirlendikten ve seçim sürecine girdikten sonra ortaya çıkmaya başlar. Seçim zamanı değilse vatandaş "Yerel yönetimde kime oy vereceksiniz?" diye sorulduğu zaman biraz düşünüp, mevcut belediye başkanının adını verir. Genelde böyle olur bu işler...
Şimdi gelelim 2024 yılında yapılacak olan seçimlere...
Bu seçimlerden evvel – ama erken ama zamanında – bir genel seçim yapılacağının farkında mısınız acaba? Hani bazen sevgili meslektaşlarımız 2024 yerel seçimleri hakkında papatya falı açıyorlar da o yüzden hatırlatma ihtiyacı hissettim.
Ben size kendi fikrimi söyleyeyim; genel seçimlerin neticesi belli olmadan önce, yerel seçimler hakkında konuşmak, abesle iştigal etmektir. Bakalım genel seçimleri kim kazanacak? Şimdi birileri "Erdoğan ne yapar eder seçimleri kazanır ağbi" diyor. Bu fikirde olanlara 6 Mayıs demokrasi darbesini ve 23 Haziran hezimetini hatırlatalım. Demek ki Erdoğan ne yapıp edip kazanamayabiliyormuş... Siz birilerinin boşuna mı "Darbe dedi! Vallahi billahi darbe dedi!" diye ağlayıp zırlayarak ve kendine acındırarak Küçük Emrah taklidi yaptığını zannediyorsunuz?
Özetlemek gerekirse 2024'e köprünün altında daha çok sular akacak.
Ancak...
Yine de "Bu anketler gerçeği yansıtmaz" diyenlere aldanmayın. Yani belki son seçimlerde yüzde 48,4 oy alan Kazım Kurt, ORC'nin anketinde olduğu gibi bu pazar seçim olsa yüzde 55,9 oy almaz. Ancak halkın kendisine büyük destek verdiğini de görmek lazım. Demek ki Kazım Kurt 2 sene içerisinde ne yapmış etmiş, kendisine oy vermeyen vatandaşların bile takdirini kazanmış. Hem de pandemi döneminde, yatırımların Türkiye genelinde durma noktasına geldiği bir ortamda. Kazım Kurt'un hem CHP içindeki hem de CHP dışındaki muhaliflerine duyurulur; rakibiniz çok kuvvetleniyor...
Ordu Tabip Odası Başkanı Ali Coşkun çok tartışılacak bir öneriyi gündeme getirmiş. Pandemi nedeniyle aşı olmanın zorunlu olması gerektiğini belirten Doktor Coşkun, randevu almasına karşın aşı olmaya gelmeyenlerin ağır bir para cezasına çarptırılması gerektiğini savunmuş. Açık konuşmak gerekirse son zamanlarda duyduğum en isabetli öneri. Devletimiz özveride bulunarak aşı temin ediyor ve vatandaş olarak cebimizden bir kuruş para çıkmıyor. Buna karşın aşı randevusu alıp, aşı olmaya gitmiyoruz. Özellikle Alman aşılarında bu durum aşının çöpe atılacağı anlamına geliyor. Bu yapılan alenen vatandaşın sorumsuzluğudur. Hükûmetin Ordu Tabip Odası Başkanı Ali Coşkun'un önerisini hayata geçirmesi lazım.
1960 ihtilalinden sonra idam edilen Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın eşi Mutahhare Polatkan 101 yaşında aramızdan ayrılmış. Kocası gibi bir Kırım Tatarı olan merhume hakkında, "Güzel ve uzun bir ömür geçirmiş" demeye dilim varmıyor. Uzun bir ömür yaşadığı muhakkak; 101 yaşını çok az kişi görür. Ancak hayatının baharındaki biricik kocasının asılarak idam edilmesini de çok az kadın deneyimlemiştir. Sonuç olarak Eskişehirli Mutahhare Polatkan, tam 60 senedir kendisini bekleyen Eskişehirli Hasan Polatkan'ın yanına varmış. Her ikisinin de mekanları cennet olsun.
Dünyanın vergisini veriyor vatandaş, bi' zahmet aşıdan da para almasınlar.
İşte bu araştırmalara medyanın gücü deniyor neydigi belirsiz araştırma gerçeği yansıtmaz