Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, partisinin merkez ilçe teşkilatlarını ziyaret etti
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, partisinin merkez ilçe teşkilatlarını ziyaret etti. Kazım Kurt hem Rahmi Çınar'ı hem de Atilay Dalgıç'ı tebrik etti. Partilerinin örgütsel bazı sorunlarını da en kısa süre içerisinde aşacaklarına inandığını belirtti. Kurt'un bu ziyaretler sırasında söylediği "Bu Kongreler, muhalefetteki son kongreler olacaktır" sözlerini yabana atmamak lazım. Kazım Kurt elbette bir CHP'li ve hem kendisine hem de partililerine moral vermesi doğal bir şey. Ancak onun öngürülerine "Çok kolay değil" demekten başka bir çare bulamıyorum. CHP'nin muhalefetteki son kongresi olması için öncelikle iki sene içerisinde bir erken seçimin olması lazım. Erken seçimi belki muhalefet isteyebilir. Fakat bu kararı aldırmaya kuvveti yetmez. İktidar ise
canı istediğinde erken seçim kararı aldırabilir, fakat onlar da bu seçimi kaybedeceklerinin farkındalar. "En azından 4 sene daha iktidarda kalırız. Şimdi seçime girip kaybedeceğimize oturalım oturduğumuz yerde. 4 sene sonraya Allah Kerim" mantığındalar. Üstelik iki sene içinde erken seçim olsa bile CHP'nin bu seçimleri kazanacağının garantisini kimse kimseye veremez. Ortada MHP ve İYİ Parti gibi güçlü partiler var. Yeni kurulacak partiler var. HDP gibi destek verse bir dert, destek vermese ayrı dert partiler var. Saadet Partisi ve BBP gibi seçim sonucunu etkileyecek partiler var. Özetlemek gerekirse CHP'lilerin özgüveni ve çıtayı yükseğe koymaları güzel bir şey elbette. Fakat kısa vadede büyük değişimler beklemezlerse kendileri açısından daha hayırlı olur.
Fukaralığın gözü kör olsun
Bilindiği gibi hükumetimiz Belediyelere göndermek zorunda olduğu bütçelerde bile kesintiye gidiyor. Allah fukaralığın gözünü kör etsin. Osmanlı'nın 'Hasta Adam' olduğu yıllarda bile askerlik tezkeresi satmıyorduk. Şimdi bu noktaya kadar düştük. Son olarak Hükumetimiz Türkiye genelindeki bazı gazilerimizin emekli maaşlarını kestiğini açıkladı. Beynimizden vurulmuşa döndük. Bu kahraman askerlerimizden bazıları da Eskişehir'de yaşıyordu. Mesela Ahmet Kakçı... 1988 yılında Hakkari Yüksekova'da silahlı çatışmada malul gazi olma şerefine nail olmuş bir yiğidimiz. Şemdin Şen 1994 yılında Hakkari Çukurca'da, Cengiz Sinek ise aynı yıl Şırnak'ta mayına basarak bacaklarını kaybediyorlar. Gültekin Oran da 1999 yılında Şırnak'ta mayına basarak iki bacağını kaybediyor. Bu kahramanlarımızın iki ortak özelliği var. Birincisi Eskişehirli olmaları, ikincisi de hükumetimizin bu kişilere, "Git çalış. Sen daha çalışabilirsin, sana emekli maaşı filan yok!" demesi... Son olarak Milletvekili Utku Çakırözer, çok büyük haksızlığa, hatta haksızlığın da ötesinde terbiyesizliğe maruz kalan gazilerimizi ziyaret etmiş ve onları teselli etmiş. Elbette hükumeti de göreve davet etmeyi ihmal etmemiş. Milletçe kriz nedir çok iyi biliriz. Tamam kabul ediyorum; daha önce böylesine bir krizle hiç karşılaşmadık. Ancak ilk defa da ekonomik krizle karşılaşmıyoruz. Bazı konularda anlayışlı olmamız lazım. Hükumetimiz de zevk için zam yapmıyor. Ancak gazilerimizin maaşları kesiliyorsa, buna da karşı çıkarız. O kadar düşmedik kardeşim; gazilerimize emekli maaşı veremeyecek kadar düşmedik...