30 Mayıs 2019 tarihli yazımda, Eskişehir Teknik Üniversitesi’ne (ESTÜ) ait olan Hasan Polatkan Havalimanının trafik kontrol kulesinin Devlet Hava Meydanları Genel Müdürlüğüne devredildiğini duyurmuş, buna bağlı olarak eğitimin aksayabileceği ve personel arasında huzursuzluk yaşanabileceği yönünde endişelerimi dile getirmiştim.
*
Tabii burada bir parantez açmak faydalı olacak.
Trafik kontrol kulesinin devredilmesiyle ilgili görüşmeleri Anadolu Üniversitesi (AÜ) yaptı, protokolü imzalama işi ise AÜ’nün bölünmesiyle kurulan ESTÜ’ye kaldı!
*
Devam edelim…
*
ESTÜ Rektörü Prof. Dr. Tuncay Döğeroğlu’yla o günlerde yaptığımız görüşmede, Döğeroğlu’nun da trafik kontrol kulesinin devredilmesiyle ilgili endişeleri vardı.
Dilerseniz şimdi, Döğeroğlu’nun, konuya ilişkin o günlerde MIH sütunlarına yaptığı açıklamayı hatırlayalım:
SICAK BAKMADIK
“Türkiye’deki tüm hava trafik kontrol kuleleri, Devlet Hava Meydanları Genel Müdürlüğüne bağlıymış. Bir tek Hasan Polatkan Havalimanının trafik kontrol kulesi kendi bünyesinde yönetiliyormuş. Devretmeyen bir biz kalmışız anlayacağınız. Genel Müdürlük tarafından bize söylenen, seyrüsefer-sevk ve idare güvenliği için hava trafik kontrol kulesini devretmemiz gerektiği. Tabii biz sıcak bakmadık buna. Eğitimin aksayacağı yönünde endişelerimiz var. Ancak Genel Müdürlük, eğitimlerin aksamayacağına ilişkin bize taahhüt verdi. Orada uzun yıllar çalışan personel de var bildiğiniz üzere. Onların da önemli çekinceleri vardı, ‘bize bir şey olacak mı’ diye. O yönde de Genel Müdürlük tarafından endişe duyulmaması gerektiği ifade edildi.”
*
Okuduğunuz üzere Döğeroğlu’nun, hem eğitimin aksaması anlamında, hem de trafik kontrol kulesinde çalışan personelin durumu anlamında ciddi endişelerinin olduğu görülüyor.
*
Trafik kontrol kulesinin Devlet Hava Meydanları Genel Müdürlüğüne devrinin üzerinden aşağı yukarı beş ay geçti.
Peki, şu an durum ne?
Eğitim aksıyor mu?
Trafik kontrol kulesinde çalışan personel işine devam ediyor mu?
Bir kargaşa hali var mı?
*
ES TV ekranlarında buluştuğumuz Rektör Döğeroğlu, kamuoyunun aklını kurcalayan bu soruların cevaplarını verdi.
Özetle, Döğeroğlu’nun zihni, geçen süre içerisinde iyice berraklaşmış; zira şu an için konuya ilişkin bir sorun görünmediğini vurguladı.
*
İşte Döğeroğlu’nun, devir işleminin gerçekleşmesinden beş ay sonra yaptığı o açıklama:
HAVA LİMANI DEVREDİLMEYECEK
“Tüm seyrüsefer işlemlerini Devlet Hava Meydanları yapıyor. Güvenlik nedeniyle tek bir elden yürütme konusunda, mevzuata atıf yaparak çok uzunca bir süredir gündemde tutulan bir konu bu… Şu anda atanmış personel var Devlet Hava Meydanları işletmesine bağlı olarak çalışan, ama bizim kendi elemanlarımız da kulede görevlerine hala devam ediyor. Bu konuda herhangi bir mağduriyet yaşanmayacağı görüşündeyim. Eğitim öğretim faaliyetlerimizi aksatacak bir durum söz konusu değil. Onun dışında, biliyorsunuz bizim hava trafik simülatörlerimiz de var. Bu ana kadar herhangi bir sıkıntı yaşamadık. Ben eğitim öğretim faaliyetlerimizi sekteye uğratacak, ona zarar verecek bir uygulamanın içerisinde olunacağını tahmin etmiyorum. Yani görüşmelerimiz ve konuşmalarımız da bunu teyit ediyor. Hava limanının devri ya da aktarımı gibi bir durum ise söz konusu değil.”
*
Prof. Döğeroğlu’nun açıklamasını okudunuz.
Bu açıklamayla beraber kuşkularımız azaldı.
‘Yok oldu’ demiyorum, çünkü burası Türkiye, gelecekte ne olacağını kestirmek zor.
O nedenle…
Umuyorum ve diliyorum eğitim aksamaz.
Umuyorum ve diliyorum personele dokunulmaz.
Umuyorum ve diliyorum havalimanı başka bir kuruma devredilmez.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...