Görüşler
Küfürden zevk almak!..
-Sanırım her yerde insanlar birbirine hakaret eder ama dozu ve tarzı ülkeden ülkeye değişiklik gösterir...
Mesela İngilizler daha esprili göndermeleri severler. İtalyanlar, Fransızlar ve İspanyollar ise daha doğrudan söver...
…….
Bu sözler "Zülfü Livaneli"nin...
Noktayı da şöyle koymuş:
"Küfür, bir bumerangdır, dönüp dolaşıp sana gelir..."
Acaba öyle mi?
"Selami Vardar", ikinci döneminin seçimleri yaklaşırken Trakya Lokantası’na götürmüştü...
Çok geçmeden lokanta sahibi "Ahmet abi" geldi masaya:
"Başkan olunca buraları napçan?"
"Hepsini yıkçam!..”
"Benim lokantayı da mı?"
"Evet, senin lokantayı da..."
Vardar'ın sözü biterken yapıştırmıştı Ahmet abi:
"Senin ananı, avradını!.."
…….
Nedense lokantacılardan mı çıkıyor hep!
"Abdülselam abi" de öyleydi...
Bir gün Bilecik Valisi gelmiş, dışarıda oturmuş sırasını bekliyor...
On-onbeş dakika sonra koruması girmiş içeri:
"Dışarıdaki adam vali, biraz öncelik tanıyın..."
Abdülselam'dan anında yanıt:
"Kim şeyder len valiyi, beklesin sırasını!"
…….
Bir büyüğümüz söylemişti:
"Küfür, öfke gibi bir sanattır..."
Demek ki..
"Küfür yemenin zevki de öyle!"
Örneğin, o Bilecik Valisi kebap değil, küfür yemek için gelirmiş Abdülselam'a...
İspanya'nın Valencia Kenti'nin yakınlarındaki "Casa Pocho" adlı barın sahibi de bu işin güzel yanını çözmüş:
"En iyi küfür edene içki bedava...."
Livaneli, “Bumerang” diyor küfür için…
Trakyalı Ahmet Abi’ye, Kebapçı Abdülselam’a “bumerang” olsa neler olurdu ki?
Önemli olan..
“Küfürden zevk almak değil mi!”
Cumartesi Öyküsü
İnsan ömrü üç bölümdür…
Tanrı, canlı yaratırken görüşlerini de almış...
Önce, yaratacağı ilk insanla konuşmuş:
"Seni canlıların en akıllısı yapacağım. İnsan olacaksın. Vereceğim kudret insanca yaşamanı sağlayacak. Sana 25 yıl ömür veriyorum..."
"Aman Tanrım" demiş insan:
"Hiç olur mu? Yeter mi?"
"Peki" demiş Tanrı:
"Sen şöyle bir kenara çekil..."
Eşeği çağırmış:
"Seni eşek yaratacağım. Ömrün boyunca insanlara hizmet edeceksin. Yüklerini taşıyacak, gece gündüz demeden eşek gibi koşacaksın. Bunun karşılığında sana 50 yıl Ömür veriyorum..."
"Aman Tanrım" demiş eşek:
"Beni bağışlayın ama, hem köle gibi hizmet edip yük taşıyacağım, hem de 50 yıl bu hayata katlanacağım. Biraz adalet lütfen..."
"Peki" demiş Tanrı:
"Sen de arkaya geç..."
Sıra maymuna gelmiş... Sırıta sırıta geçmiş Tanrı'nın karşısına...
Tanrı başlamış:
"Seni maymun olarak dünyaya getireceğim. Hayat boyu güleceksin. Benden sana 75 yıl da Ömür..."
"Aman Tanrım" demiş maymun:
"Bana bunu mu layık gördünüz? Hayatım boyunca soytarılık yapmamı öneriyorsunuz. Bu eziyet 75 yıl çekilir mi?"
"Peki" demiş Tanrı: "Geç arkaya..."
…….
Sonra, düşünüp taşınmış ve hepsini haklı bulup kararını vermiş Tanrı...
Eşeğin ömrünü 25 yıla indirmiş, kalanını insana vermiş. Maymunun ömrünü 50 yıla indirmiş, kalanını yine insana vermiş. Böylece insan ömrü 75’e yükselmiş.
"İnsan ömrü üç bölümdür" derler ya, işte bu öyküden kaynaklanıyormuş:
"İlk 25 yıl insanca, ikinci 25 yıl eşekçe, son 25 yıl da maymunca gibi!.."
Günün Şiiri
Yatağım simsiyah
Benim yatağım simsiyah olmalıydı
Ketenden yahut setenden
Merhaba, yıllarca sonraki düşüncelerim
Sizlere bir karanlık getireceğim
Sevişen, öpüşen, arzu edenden
Benim yatağım simsiyah olmalıydı
Basmadan yahut ipekten
Bir bahtım kara, bir bahtım ak
Ellerim bakışlarım utansıl yıllar
Hayal meyal hatırladığım bir bebekten
Benim yatağım simsiyah olmalıydı
Pul pul yıldızların altında
Kim olsun bir hançere düşüncelerim
Bir yalnız miras kalsın, türkü gibi
Torunumun torununa yedinci göbekten
Benim yatağım simsiyah olmalıydı
Soğuk ve sıcak havalarda, kimsesiz
Merhaba, bütün güzellikleri cümle alemin
Bizim nasibimiz olasın da
Kimlerin olsun sevmekten...
Turgut Uyar (Varlık-1951)
Günün Olayı
Siyaset tarihinin en hızlı "U" dönüşlerinden birini yaptı!
"Sefere çıkarken reddettiği Cenevre Konferansı önerisine, Amerika'da imzayı çakıverdi!"
Uğur Dündar
Günün Biberi
"Başkanlık" sadece ABD'de yok, çoğu "gelişmekte" denilen ama bir türlü "gelişemeyen" 40’tan fazla devlette var... İster faşist, ister dinci, ister demokrasi yolunda olsunlar, böylesi örnekleri göremezsiniz…
Oktay Ekinci
Çavuşu kızdıran canlı
Bir savaşta o kadar çok insan kaybolmuş ki, doktorlar savaş meydanını dolaşır, yatanlara şöyle bir dokunurlarını ş...
Asker gözünü açıp kıpırdarsa "sedye", sesini çıkartmazsa "deniz" derlermiş...
"Denizlik"lerden biri yolda gözünü açmış:
"Nereye götürüyorsunuz beni?"
"Sen öldün kardeşim, denize atmaya götürüyoruz. Adam doğrulmaya çalışmış:
"Görmüyor musunuz yahu, ölmedim ki!"
Sıhhiye çavuşu kızmış:
"Sus lan, doktordan iyi mi bileceksin!"
Temel ve cinayet
Temel işten döndükten sonra karısını başkasıyla yakalayınca çekmiş silahı ve vurmuş...
Hakim sormuş: "Neden sadece karını vurdun?"
Temel, "Neden olacak hakim bey" demiş:
"Her hafta bir adamı vurmaktan iyi değil mi?.."
Cuk
Kilimci Afyon valisine 800 bin liralık makam otusu kiralanmış...
Peki, vali ne demiş?
"Yetmez ama evet!.."
Günün Sorusu
Dinleme cihazları, tele-kulaklar, kent içi kameralar...
"Türkiye, demokratik bir diktatörlük müdür?"
Kıssa-dan
Gündeme "Temiz eller" getirilmesi düşünülüyormuş...
İyi olur!
"Bu ayaklar koktu artık!"
Balthör
Tarihten ders!
Bir okuyucumuz, "güncelliği her zaman geçerli" diye göndermiş...
İspanya Kralı, savaşta kendisini yenen "Napolyon" karşısında övünmüş:
"Siz yalnız para, altın ve toprak elde etmek için savaşırsınız..."
Napolyon da, "Peki siz ne için?" diye sorunca sesini yükseltmiş kral:
"Onur ve namusumuz için savaşırız..."
Napolyon "Haklısınız" demiş:
"Kimin neye ihtiyacı varsa onun için savaşır..."
Kolsuz Yaşar’dan
Hitler'de seçimlerden önce "kömür" dağıtmış...
"Yetmez ama evet Adolf!"
Bulgur, makarna, un nerde?
"Buzdolabı, çamaşır makinası nerde?"
Günün Balı
Böylesine kültür hizmeti, İstanbul ve Ankara'da yok...
"Eskişehir’deki uygarlık ve güzellikler anlatmakla bitmez..."
Emin Çölaşan