Aslında Sivas deplasmanı ile ilgili en son yazacaklarımı en baş yazacağım. Lige verilen ara Eskişehirspor’a pek yaramamış. Fazla motive’de sanırım çok iyi gelmemiş olacak ki, 3 puan cepte diye düşündüğümüz bir karşılaşmada 3 gol yiyerek 3 puan bıraktık.
Herkes maçın kaybedilmesinde en büyük etkenin daha önce de Eskişehirspor’a karşı aleyhte kararları olan Kuddisi Müftüoğlu olduğunda hemfikir. Açıkçası buna itiraz etmek de olanaksız. Sahaya 5 hakem çıksa bile orta hakemin dediğim dedik kararları, bırakılan 3 puan için en büyük etken oldu. Gel gelelim işin bu kısmının dışında ortaya konan futbolu kimse konuşmuyor, ya da konuşmak istemiyor. Şurası kesin ki Eskişehirspor’un bu sezon kredisi bol. Yenilecekte, yenecekte, gereksiz puan kayıpları da yaşayacak. Ancak hakeme odaklanıp, aksayan kısımları konuşmazsak, işte o zaman yanlış yapmış oluruz.
Bir kere Ndiaye ve Erman’ın genel futbollarının dışında vasat altı bir performans gösterdiklerini, Erkan Zengin’in sarı kartı varken dirsek vurmasa bile rakibi ittirmesinin bile ikinci kartla kendisini oyun dışı bırakacağını bilmesi ve Sivas maçındaki gibi oyun darboğaza girdiği anlarda takım içinde ateşleyici bir lidere ihtiyaç duyulduğunu görmek, bunları söylemek, yazmak zorundayız. Çünkü Eskişehirspor’u seviyor ve her daim en iyi mücadeleyi vermesini arzu ediyoruz.
Umarım Hakem dışındaki bu ayrıntılar da dikkate alınır, konuşulur ve çözüm odaklı bir takım hamleler yapılır. Sezon uzun bir maraton, mutlaka bu maçların telafisi olacaktır. Ama eşeği sağlam kazığa bağlayıp, sonra beklemek benim için çok daha önemli.
“Uçakla gitmek doğru karar”
Eskişehir gibi marka bir şehre ve takıma, uzak deplasman yolculuklarında otobüsle ya da aktarmalı tarifeli uçaklarla gitmek pek yakışık durmuyordu. Bu kez güzel bir karar alındı. Takım futbolcuları ve personeli dışındaki herkes giderlerini kendi cebinden karşıladı ve Sivas’a Eskişehir’den kalkan özel uçakla gidilip gelindi. Bu takımın marka değeri adına da, futbolcuların motivesi ve sıkıntısız sahaya çıkmaları adına da önemli bir adım.
Biz ekip olarak kendi aracımızla gidip gelmenin yorgunluğunu yaşayınca, böylesi uzak deplasmanlarda bu kararın ne denli doğru olduğunu bir kez daha idrak ediyoruz. Öyle ki biz fotoğraflarımızı geçip, işimizi bitirip çıktığımız da Eskişehir kafilesi çoktan şehrine varmış ve uykuya dalmıştı bile. Gerçi çok motive olmak takıma yaramadı ama işin latifesi bir yana bu uygulama çok şık durdu. Devamı gelmeli.
“Keşke daha kalabalık olsaydık”
Uzak ve deplasman demişken altını çizmek istiyorum. Bu sene madem kenetlenme senesi, madem siyasi ve bürokratik çevre ile birlikte yeni yönetim, yeni hoca yeni hava yakaladık diyoruz, buna Eskişehir basını da eşlik etmeli.
Medyanın en önemli reyting ve okunurluk malzemesi Eskişehirspor olmasına rağmen, medya temsilcilerinin birçok deplasmanda takımını yalnız bırakması çok hoş durmuyor.
Ankara, İzmir, İstanbul deplasmanların da ya da İstanbul takımlarıyla oynanan maçlarda yakalanan mevcudunu yazık ki başka deplasmanlarda bulmak mümkün değil.
Sivas’ta karayolu ile gitmemize rağmen Anadolu Gazetesi ve Es TV her zaman ki yerini aldı. Deplasman öykülerini çektik, takımın havasını teneffüs ettik. Sivas basınına takımın yalnız olmadığını gösterdik ve maçı canlı canlı izleyerek yorum yapabilecek olmanın hazzını yaşadık. Hoş 3 gollük yenilgi sonrası dönüş biraz çileydi ama en azından sorumluluğumuzu da yerine getirdik diye düşünüyorum.
Bundan sonraki deplasmanlar içinde umarım daha kalabalık, daha ilgili bir Eskişehir medyası olur diye temenni ediyorum. Bu belki daha çok maliyet giderlerini düşünen patronları ilgilendiriyor ama buna değmezse neye değer diye düşünüyor insan.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...