ES TV ekranlarında yayınlanan Açıkça'nın konuğu olan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, başlarına gelen önemli bir saygısızlığı dile getirdi. Yıllardır Eskişehirspor'a elinden geldiği kadar katkılarda bulunan ve bu işi yaparken de siyaseten çıkar beklemeyen Kazım Kurt'u taraftar olarak severiz. Ancak öğrendik ki fidan dikim kampanyasına Sayın Kurt'u davet etmemişiz. Hatta Sayın Büyükerşen ve Ataç da – muhtemelen sırf CHP'li oldukları için – törene davet edilmemişler.
Bu bahsettiğimiz isimler fidan kampanyasına büyük destek verdiler. Yöneticilerimizin gözüne girmek için ne yapmaları lazım; CHP'den istifa edip AK Parti'ye üye mi olmaları gerekiyor?
Şimdi önümüzdeki süreçte Eskişehirspor kongre yapacak. O kongrede de – her zaman olduğu gibi – en ön sırada Kazım Kurt yer alacak. O zaman tenezzül edip de iki tane fidan dikmeye çağırmadığınız Kazım Kurt'un yüzüne nasıl bakacaksınız?
Mustafa Akgören yönetimi görevlerini büyük bir hata yapmadan tamamladılar. Küme düşmemizde de Akgören yönetiminde kabahat bulamıyorum. Ufak tefek hatalar ise zaten olur... Ancak kulüp yönetimi giderayak iki büyük hata yaptı. Birincisi Cengiz Seçsev'i göndererek hata etti. Son olarak CHP'li belediyeleri törene davet etmeyerek hata ettiler. Aslında hatanın da ötesinde, ayıp ettiler. Sadece Büyükşehir Belediyesi 2 bin 500 tani fidan bağışladı. Ayıp olmadı mı şimdi?
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, bir Eskişehirli olarak gurur duyduğumuz bir isim. Elbette herkesin kendi siyasi görüşü var. Ancak hangi görüşten olursak olalım hemşehrimiz Mustafa Destici'ye ayrı bir sevgi besliyoruz.
Sayın Destici'nin iyi ve samimi bir Es Es taraftarı olduğu da bilinen bir gerçek. Son olarak 1 milyon fidan kampanyasında yaptığı girişimler göz doldurdu. Öğrendik ki Sayın Destici 20 liralık fidan bağışından 10 lira pay alacak Eskişehirspor'un payını artırmış. Böylece Es Es'imiz fidan başına 12 lira alacakmış. Bu durum tek bir kalemde fazladan 100 bin liranın Eskişehir kasasına gireceğini gösterir. Mustafa Destici'ye çok teşekkür ederiz. İşte sözde değil, özde Eskişehirli Başkan böyle olur...
Büyükşehir Belediyesi, adında bulunan "Büyük" unvanına yakışır bir uygulamayı hayata geçirdi. Bilindiği gibi salgın süreci pek çok sektörü yerle bir etti. Yine bilindiği gibi sevgili hükûmetimiz de can çekişen sektörlere, "Öyle herşey devletten istenmez. Sıra sıra saraylar yaptık. Daha ne istiyorsunuz bre nankör millet?" demişti. Ancak haksızlık etmeyelim şimdi; Sayın Cumhurbaşkanımız IBAN numarası vererek, para toplamıştı milletten.
Her neyse. Bu tatsız bahsi kapatalım isterseniz. Şimdi belediyelerin el konulan bağış paralarına filan gelir mesele; kimsenin canını sıkmayalım...
Gerçi yazının başında "Can çekişen sektörler" dedik ancak özellikle müzisyenlerin eğlence sektörü artık can çekişme aşamasını çoktan geçmiş, can verme aşamasına gelmiş durumda. Özellikle yevmiye ile çalışan müzisyenlerimizin durumu çok kötü. Büyükşehir Belediyesi bu müzisyenlerimizle birlikte "Sahne Senin Eskişehir" diyerek bir kampanya başlattı.
Havalar güzel ve Eskişehir sokak müziğinin Türkiye'de en iyi icra edildiği şehir. Şimdi müzisyenler Büyükşehir Belediyesi'nden bin lira alarak, kentin çeşitli yerlerinde ve açık havada müzik icra edecekler.
Büyükşehir Belediyesi'ne müzisyenlerimiz adına şükranlarımızı iletiyorum. Sayelerinde sokaklarında şarkılar söylenen bir Avrupa şehrinde olduğumuzu hissediyoruz. Kısa bir süre içinde de olsa parklarımızla, heykellerimizle, temiz havamızla kendimizi mutlu insanlar olarak hissediyoruz. Sonra mı?
Sonra televizyonu açıyoruz ve "Bunlar daha iyi günleriniz. Durun bakalım daha neler olacak neler" diyen bir ses duyuyoruz...
Hicri Sezen ve Cumhuriyet Bulvarı ile Vatan Caddesi'nin kesişim noktasında yeni bir kavşak düzenlemesi yapan Büyükşehir Belediyesi, yine göz doldurdu. Özellikle Büyükşehir'in park ve bahçeler ekiplerini ayrı bir yere koymalıyız. Hele ki yaz aylarında diktikleri çiçekler insanın içini açıyor. Ancak bu güzel bahçe düzenlemesini tamamlayan bir şey var ki değinmeden geçemeyeceğim. Kent estetiğine katkı sağlayan bir heykel daha kazandıran Büyükşehir yetkilileri, yine birilerinin canını sıkmış olabilir. Baksanıza Sayın Büyükerşen çekirdek çitleyen eşek heykeli yaptı, pek çok kişi alınganlık gösterdi. Şimdi ağaç diken genç ve çocuk heykelindeki ağaca bakıp, "Bize odun demek istiyor" diyenler olabilir mi acaba?
kulüp kapanıp a.ş. açılmalı. kara deliğe para atıyorsunuz.
yavv birakin da .. eski stadi yakanlar cocukluk hayallerini yasasin .. biraz hosgörün ... empati yapin ..
Eskişehir in belediye leri iyi olsaydı es es bu duruma düşmez di es esin şu durumda olması belediye lerin ayıbıdır
Her zaman söyleniyor.EsEs camiasını birleştirecek gerçek bir yönetim ve lider lazım.
Sayın Destici gerçek EsEs li. Sonsuz teşekkürler.
Bu nasıl bir pişkinliktir,alçalmaktır,aşağılanmaktır,aciz ve zavallı duruma düşmektir.Bu kulübü bu duruma düşürenler sorgulamıyor,yargılanmıyorda şehrin bir belediye başkanı cezalandırılıyor.
mehmet şimşekten aynen alıntı: "13 Mar Eğer bu gücü kendinde görmüyorsa da bir işaret versin. Transferi açıp doğru bir kadro planlaması yapabilmek için vakit kaybetmeden mevcut yönetimi güçlendirmek ya da yeni ve güçlü bir yönetim kurulu oluşturmak gerekiyor. Amacım mevcut yönetimi eleştirmek değil. Ama #Eskişehirspor için artık net konuşmanın vakti geldi. Yönetim yaz dönemi transferi açacağından eminse, gücü ve kaynağı olduğuna inanıyorsa tüm gücümüzle birleşip elimizden ne geliyorsa yapalım. Yönetim de kimseyi ötekileştirmesin." haydi bakalım, şimdi söz sırası sizde.
Desticiye çok teşekkür ederiz
Hakkaten ya milinkoviçi sissokoyu jesseyi emreyi kamalı da bu halil ünalla mesut hoşcan gönderdi zaten onlar gönderilmese idi o sezon küme düşmeyecektik bu sezonda da bırak düşmeyi büyük ihtimalle de playof oynayacaktık. Ayrıca gönderilenlere hala paralarını ödemek zorundayız ve de onlar gönderildiği için galibiyet ve beraberlik gelirlerinden de olduk ve 5-6 filan yedik bunlarda şimdi bu futbolcuları gönderen halil ünalla hoşcanın suçu! zaten yönetimin hiç suçu yok zaten. Hele o futbolcular gönderilirken tek kelime yazı kaleme alamayan siz gazeteciler hatta yapmayın etmeyin yazan bizleri de klavye bilmemnesi diye kötüleyenlerin de hiç suçu yok! Değil mi.