Hatırlarsınız bundan 5-6 yıl önce başlayan son 2 yıla kadar da devam eden ısıtılıp ısıtılıp ortaya konan
Gökçek-Büyükerşen haberler vardı. Ankara’nın devrik belediye başkanı Melih Gökçek, tarafından Büyükerşen’e yönelik cümleler öne çıkarılırdı…
Sonra Gökçek ile Büyükerşen’in yaptıkları karşılaştırılır,
Gökçek’in ne kadar müthiş iş yaptığını, Büyükerşen’in ise belediyecilik falan yapmadığı anlatılırdı…
Bu haberler 2-3 ayda bir yapılırdı…
Bir ara Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin iş makinaları seçimlerden hemen önce
Mahmudiye, Mihalıççık gibi ilçelere de gelmiş ilçede dolanarak, çalışıyor görüntüsü verilmişti…
Mesaj açıktı:
-Büyükerşen çalışmıyor, Gökçek Ankara’dan gelip iş yapıyor.
Mahmudiye’de yapılan mitinge bile katılmıştı Gökçek! AK Partililer, Gökçek konuşurken şöyle bir pankart asmıştı:
-Benim başkanım İ.Melih Gökçek!
Öyle bir hava estirildi ki, hatırlarsınız şöyle bir haber bile yapılmıştı:
-Gökçek, güvendiği bir ilçe başkanını, Eskişehir’e Büyükşehir adayı yapacak!
Aradan yıllar geçti…
Geldiğimiz yer Büyükerşen’in adı Cumhurbaşkanlığı için geçiyor.
Gökçek’in koltuğunda bir ilçe başkanı!
Siyasette kazanmak için olmadık işler yapanlar
“geçmişin acı hatıralarını” örnek almalarında fayda var!
Atasözlerimiz güzeldir:
-Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli!
KOMŞU BAŞKAN!
Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı, 3 dönemdir belediye başkanı…
Yaptığı açıklamada şu cümleleri kullanmış:
-Partim yeniden belediye
başkanı olarak aday olmamı isterse, seve seve görev alırım, aday gösterilmezsem küsmem.
-Recep Tayyip Erdoğan ‘
Gel sen benim kapımda temizlikçi ol’ derse de, gider temizlikçilik yaparım.
-Ben takım oyuncusuyum
liderim neyi emrederse onu yapmaya hazırım…
…/…
Başkan bunu söyledi, anında bazı kesimler eleştirmeye başladı. Eleştirenlere şaşırıyorum…
Diğer partilerde durdum farklı mı?
Hatta durum daha kötü…
İş koltuğu kapana kadar! L
iderin iki dudağı arasından çıkan sözle koltuğu kapanlar, daha sonra “bombalamaya başlıyor”
Başkan işin doğasını söylüyor…
Aslında biraz da “vefayı” anlatıyor!
BİZİM HAFIZLAR GÖLBAŞI’NDA
Regaip kandili akşamı Eskişehirli 4 hafız Ankara’daydı…
Bahri Yücel…
Kenan Sönmez…
Ali Pınarbaşı…
Hilmi Ünügür…
Gölbaşı’nda bulunan Özel Harekat
Merkezi’ndeki Şehitler Camii’nde mevlit programına katıldılar…
Biliyorsunuz FETÖ’cülerin hain darbe girişimi sırasında ilk saldırdığı yer Özel hareket
olmuş ve 49 polisimiz şehit olmuştu…
Eskişehirli hafızlarımızın “özel olarak çağrılması” bu bakımdan son derece anlamlı…
ALTINA İMZAMI ATARIM!
ETO seçimleri 7 Nisan’da…
Son meclis toplantısında konuşan ETO Başkan adayı Metin Güler, “Hiçbir şey için birbirimizi kırmaya değmez” diye konuştu…
Güler’in şu cümlelerini gerçekten önemli ve değerli buldum:
-Seçim de bitmez bu kentte geçim de.
-Bu kent hepimizin. Bugün Ticaret Odası olur, yarın başka alanlarda olur. Hiçbir şey için birbirimizi kırmaya değmez.
-
Asıl olan burada benim meselem, senin meselen değil; bu kentin meselesidir. Fikir ayrılıkları, düşünce farklılıkları olacaktır.
-Bu koltuklar bizlerin kendi şirketleri değil. Burası Eskişehir Ticaret Odası…
-Artık kısır çekişmeler bir kenara bırakılmalı. Bu kent ne kaybediyorsa bundan kaybediyor.
-Bu kent ne kaybediyorsa anlamsız, değersiz, kişilerin kendi egolarını tatmin etmek için yaptığı yanlışlar yüzünden kaybediyor.
SİYASETÇİNİN YUMRUĞU!
Siyasetçi işi yumrukla yapmaz!
Ama “yumrukla yapmaya” başladığında, ilk yumruğun kime geleceği hiç belli olmaz! Yakın tarihimiz bunun örnekleriyle dolu!
Bu nedenle siyasetçinin yumruğunu masaya vurmasını bekleyenler dikkatli olmalı!