Görüşler
Kişilere özel!..
Yaygın basının bir hastalığını galiba son günlerde bizler de uyguluyoruz...
"Haberler kişiye özel..."
"Yorumlar kişiye özel..."
Öyle üzerine gidiyoruz ki, "Epiktetos" gibi uyaracak hali kalmıyor kişinin...
Biliyorsunuz, "Epiktetos" bir filozof..
Bir gün efendisi bacağını bir aletle buruyormuş.. Filozof, "Burma" demiş:
"Kıracaksın..."
Ve bacak kırılmış.
Epiktetos, acısına karşın sakin:
"Demedim mi sana!.."
…….
Bir özelliğimiz de, "rant"aramak!
Hele "kişiye özel"e bayılırız!
Ordinaryüs Prof. "Şükrü Baban", eşiyle gezerken öğrencilerinin selamını alır, şapkasını çıkarıp yanıt verirmiş:
"Bilmukabele.."
Bir-iki-üç derken karısı dayanamamış:
"Neden çocuklara hep bilmukabele diyorsun?"
"Kişiye özel" demiş profesör:
"Bana selam verirken, içlerinden ne dediklerini çok iyi biliyorum!"
Geçenlerde yitirdiğimiz "Milliyet"in Eskişehir temsilciliğini tam 40 yıl yapan "Erdoğan Bayraktar" abimiz anlatmıştı...
Olay, 1948 yılında İstanbul’da yaşanmış...
Az değilmiş "kişiye özel" profesör!
İçlerinden biri öğrencisi kıza takılmış:
"Kızım sen mal mısın, meta mısın?"
Kız, şöyle bir süzüldükten sonra "kişiye özel hocam" demiş:
"Kullanana göre değişir!.."
…….
Hani, "Epiktetos"tan girdik ya..
Yerel seçimlere daha bir yıl olmasına karşın, her yere bir "aday adayı" çıkarılıyor...
Daha doğrusu yakıştırılıyor...
Ortaya öyle isimler atılıyor ki, belki içlerinden şaşıran bile oluyor!..
Tamam, "kişiye özel" de..
"Kullanana göre de değişebilir!"
Fazla burmayın..
"Kırılanlar olabilir!.."
Dekan Ufuk Aydın ve Nabi Avcı
Anadolu Üniversitesi’nin yeni öğretim yılı töreni yine çok konuşulacak…
Ama kimse "öğrenci yoktu" diyemez!
Nasıl yoktu ki?
"Hem de polisin omuzlarında!.."
………..
Gelelim törendeki ilgimizi çeken diğer bir olaya...
Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. "Ufuk Aydın" öğretim görevlileri adına konuşuyor...
Gazetemiz yazarı da olan Aydın, "İslami bisikletler" konusuna giriyor:
"Biri çıktı islami bisikletler üretebilir diye anlaşılmaz bir şey attı ortaya. Gereksiz ve anlamsız...
Bir yabancı dergi bile dalgasını geçti. Ben bir bilim adamı olarak üzüldüm..."
0 derginin adı "Ekonomist" di ve bu konudaki başlığı da şöyle:
"İşte, Türkiye'de bilim!"
Dekan Aydın haklıydı...
Anadolu Üniversitesi'nin öyle projeleri var ki, çok para kazandırır...
Ama sonrasında..
"Maliye Bakanlığı el koyar!"
………..
Daha sonra konuşan AKP Eskişehir Milletvekili "Nabi Avcı", Dekan Aydın’ın sözlerini çürütmeye çalıştı...
Başardı mı? Hiç sanmıyoruz!..
Öğretim görevlileri adına yapılan böyle bir konuşmadan rahatsız belliydi!
Televizyon yayınlıyordu...
Meclis Komisyonu’ndan "4+4+4” eğitim sisteminin 25 dakikada geçmesini sağlayan Nabi Bey için gün nasıl geçti bilemiyoruz ama..
"Her zaman avcı olunamıyor işte!.."
Ne mucizesi be?
Efes’te Meryem Ana’nın evinin önünde bir turist genç elleri havada bağırıyordu:
"Tanrım, yürüyorum-yürüyorum..."
Bir rahibe heyecanla koştu. Siyah elbisesi ve şapkası ile gencin önünde diz çöktü:
"Oğlum, Meryem Ana'mızın bir mucizesi bu!"
"Ne mucizesi be kadın!" diye bağırmış turist:
"Arabamı çalmışlar yürüyorum Fransa'ya kadar!.."
Günün Olayı
Bir merak: Suriyeli mülteci kamplarındaki son derece kaliteli yaşam koşullarını ve mültecilere tanınan hakları duyan vatandaşlarımız arasında o kamplara sızmak isteyenler olmuş mudur?
Haldun Ertem
Günün Biberi
"İçişleri Bakanı Şahin, "6 bin demir copu vatandaşlara AB standartlarında hizmet vermek için aldık" demiş.
AB standartlarında hizmet için kendisinin de o koltukta oturmaması gerekir...
Fahrettin Fidan
Günün Balı
Suriyeli mülteciler üniversiteye sınavsız girecekmiş.
Üniversiteye girmek için artık dershaneye değil, Özgür Suriye Ordusu’na yazılmak gerekiyor...
Akif Kökçe
Günün Sözü
Niçin hep birlikte barış ve uyum içinde yaşamayalım?
Hepimiz aynı yıldızlara bakıyoruz, aynı gezegenin üzerindeki yol arkadaşlarıyız ve aynı gökyüzünün altında yaşıyoruz…
A.Aurelius Simachus
Günün şiiri
Hazin türkü
Eski bir türküyü dinliyorum rüzgarda
Biber gibi acı bir halk türküsü
Karış karış gezmiş Anadolu'yu
Karlı dağ başlarında üşümüş
Terlemiş sıcaklarda
Türlüsü geçmiş başından türlüsü
Eski bir türküyü dinliyorum rüzgarda
Zehir zemberek bir halk türküsü
Köy dememiş kent dememiş yürümüş
Görmüş yoksul insanları
Yayan yapıldak çocukları görmüş
Boyundan büyük üzüntüsü
Ağlamaklı hazin bir halk türküsü
Bir uçtan bir uca gezmiş vatanı
Gözlerini toz duman bürümüş
Dertli insanlarımın türküsü...
Sabin Şendil (Varlık-1963)
Kusura bakma abicim!
Adam telefonu açmış:
"Alo… Meyhaneci sen misin?"
-Evet..
"Saat kaçta açacaksın?"
-9.00’da..
Aradan bir süre geçmiş, yine açmış:
"Alo... Meyhaneci sen misin?"
-Evet..
"Kaçta açacaksın?"
-9.00'da..
Bir süre daha geçmiş yine telefon:
"Meyhaneci abicim sen misin?"
Adamın da sabrı taşmış artık, "Evet dedik ya be adam, iki de birde niye telefon açıp soruyorsun?"
Yanıt fısıldayarak gelmiş:
"Kusura bakma abicim, içeride kaldım da!"
Kont’un ilacı
Yaşlı kont hasta yatağındayken karısı bir ilaçla gelmiş:
“Sevgili kontum, bu ilaç size iyi gelecektir. Eğer gelmezse derhal kendini öldüreceğim.”
Hemen yanındaki doktora dönmüş kont.. Doktor da kulağına fısıldamış:
“İçin efendim, sonuç ne olursa olsun karlı çıkacaksınız!”
Kolsuz Yaşar’dan
Evet abiler, bacılar, şu elimde gördükleriniz "acılarım..."
Almayın lütfen..
“Sizi de acılarım!”
Gerilim
Bir savaşa son vermenin en kısa yolu o savaşı kaybetmektir.
George Orwell
Kıssa-dan
Son zamları bu kadar eleştirmek insafsızlık doğrusu!
Görüyorsunuz, ekonomi küçüldü...
"Teğet için geçecek yer kalsın!"
Balthör