Kırık kalemler!..

Görüşler Kırık kalemler!..   Yıllar önce bir arkadaşımız rica etmişti: "

27 Kasım 2012 00:00
A
a
Sütiş Eskişehir
Görüşler
Kırık kalemler!..
 
Yıllar önce bir arkadaşımız rica etmişti:
"Bana kefil olur musun?"
Düğün yapıp evlenecekti… Hemen bankaya gittik, baktık müdürün yanında oturulor...
Müdüre sorduk:
"Kefilliğime nasıl güvendiniz?"
Güldü:
"Bu yazıları yazan adam bu parayı da öder!
……..
Böyle olayları geçmişte çok yaşadık...
Anadolu'da otogarda bekleyen yolcunun yanına tanımadığı biri yaklaşır:
"Beyefendi belli ki İstanbul'a gidiyorsun" der:
"Rica etsem şu zarfı da götürür müsün? İçinde biraz para var. Vardığın yerde oğlum gelip alacak..." Yolcu, bir zarfa bir de adama bakarak "Götürürüm götürmesine de" der:
"Tanışmıyoruz, etmiyoruz. Oğlunun rızkını nasıl emanet edersin?"
"Size güvenebileceğimi düşündüm" der adam:
"Biraz önce gördüm, Cumhuriyet okuyordunuz..."
…….
Topluma yönelik mesajlarda, doğruluk ve olgunluk mesajın saygınlığını ortaya koyar...
Bu saygınlık, kuruma yönelik güvenirlilikle özdeşiyor...
Bir gazetedeki haber için "acaba doğru mu?" şüp¬heniz varsa, o gazeteye güvenirliliğiniz zedelidir... Gazeteci için de böyleydi...
Ya şimdi?
“Güven duygusu yozlaştırıldı...”
Onca yıllık meslek yaşamımızda hiç görmediklerimize tanık oluyoruz...
Gazeteci..
“Elinde bavul yargı önünde...”
Yetmiyor, yazıp çiziyor...
Utanmadan..
"Yargısız infaz yapıyor!..."
Televizyonlarımız da bu adamları saatlerce ekranda besleyip duruyor!..
Artıkk "Doğru mudur?" diye sormuyor, yorumunu kendi yapıyor vatandaş...
Biliyor çünkü..
"Kırık kalemle yazıyorlar!"
 
 
Günün Şiiri
Bu kadar
Güneş bu kadar uzak değildi
Ay bu kadar yakın
Gündüzler bu kadar soğuk değildi
Geceler bu kadar sıcak
Gökyüzü bu kadar engin değildi
Yeryüzü bu kadar verimli
Sular bu kadar soğuk değildi
Toprak bu kadar sıcak
Hayvanlar bu kadar uysal değildi
İnsanlar bu kadar yırtıcı
Vücutlar bu kadar soğuk değildi
Kanlar bu kadar sıcak...
Nusret Dişo Ülkü (Varlık-1968)
 
Günün Olayı
AKP iktidarı TSK'nın Osmanlı döneminde uygulanan modele göre yapılandırılmasını istiyormuş.
Ne yani?
Genelkurmay Başkanı’nın adı "Yeniçeri Ağası" mı olacak?
Haldun Ertem
 
Günün Biberi
AKP'li Hüseyin Çelik, Patriotlarla ilgili, "yabancı asker gelecek ama tetik bizde olacak" demiş.
İyi de..
"Sizin tetiğiniz kimde olacak!"
Fahrettin Fidan
 
Anadilde savunma nereden çıktı?
"Anadilde savunma" konusu adalet Komisyonu’nda...
AKP ile BDP'ye göre Türkçe biliyor olsalar dahi, sanık ve mağdurlar hangi dilde savunma yapacaklarına kendileri karar verirler…
CHP’ye göre ise, yeterince bilmediğini beyan eden sanık ve mağdura, bedeli devlet tarafından karşılanmak üzere mahkemece tercüman tayin edilir...
CHP'nin görüşü yerinde...
"Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne göre, dilini bilmeyen ya da anlamayan kişi tercümandan yararlandırılır."
O zaman anadilde savunma konusu nereden çıktı?
Galiba, AKP ve BDP, Kürtçeyi yargıdan başlayarak yavaş yavaş kamunun tümüne sokmak amacındalar.
Böyle bir gelişme de Anayasamızın "Resmi dil Türkçedir" diyen 3. maddesine açıkça aykırıdır...
Hem sonra, sanığın yeterince Türkçe bilmediğini kim nasıl tayin edecek?
Vize'de bir gece nöbetçi subayız...
Yerde bir asker uzanmış yatıyor, "kalk" diyoruz tınmıyor! Askerin biri "Boşuna uğraşmayın" diye uyarıyor:
"45 yaşındadır ve 8 çocuğu vardır. Türkçe'nin T'sini bile bilmez..."
Bu kez şöyle bir dürttük yerdeki askeri..
"Ne vuruyon lan?" diye bağırmaz mı!..
Kürtçe'yi kamuya kabul ettirmek için "savunma"dan başlamak akıllı bir yol olmalı...
Biz de yutuyoruz!..
 
 
"Türkiye*yi işgale geliyoruz!"
Suriye olayı hayli uzamış, geçen uzun yıllarla da iyice çözülmez bir hal almış.
Türkiye'ye mülteci girişleri durdurulmuş. Bu arada nöbetteki komutan sınıra hayli yaklaşan 4 Suriyeli’yi görür görmez "Durun. Nereye geliyorsunuz?" diye bağırmış.
Suriyeliler durup "Türkiye'yi işgale geliyoruz. Anlamadınız mı?" diye karşılık vermişler.
"Neee? Ha hah hah! 4 kişiyle mi istila edeceksiniz burayı?" demiş komutan gülerek... "Yok- yok" demiş Suriyelilerden biri:
"Kardeşim biz sınırın bu tarafında kalan son 4 ki¬şiyiz. Gerisi sizin orda zaten!"
 
Bir futbol maçı
Cehennem zebanileri, aralarında bir futbol maçı yapmayı önermişler cennetin meleklerine.
Melekler,"Biz de böyle bir maçı çok isteriz ama unutmayın, dünyanın en iyi futbolcuları burada"diye karşılık vermişler.
Zebaniler de "Farketmez" demişler:
"En iyi hakemler de bizde!.."
 
Gerilim
Siyasi şiddette ilk 5'teymişiz.
Ülkemizi bu listenin "tepesine oturtanların" aynı zamanda toplumsal şiddeti, kadına, çocuğa, hayvana şiddeti engellemesi gerekenler olması ne kadar üzücü değil mi?
 
Günün Balı
Başbakan, "Askerini giydiremeyen bir milletin bağımsızlığından söz edilemez" demiş.
Bu doğru tespite bir ekleme :
Askerine durmadan "giydirilen" bir milletin uzun süre bağımsız kaldığı da pek görülmemiştir!
Gani Yıldız
 
Günün Sorusu
Siyasi hayatımızda gensoru mekanizması neden yeterince çalışmıyor?
Yanıt:
Çünkü çoğu siyasinin genlerinde sorulan hesaplara yanıt verme sorunu var...
 
Günün Sözü
Düşünmeden öğrenmek faydasız, öğrenmeden düşünmek tehlikelidir.
Konfüçyüs
 
Servet’e göre Maya kehaneti
Bilim dünyasının yıllardır tartıştığı "Maya kehaneti"nde belirtilen tarihe günler kaldı.
Maya'ların Haah takviminin sonuna işaret eden takvim, uzun yıllar dünyanın sonunu getirecek doğal afetlerin habercisi olarak kabul edildi.
Artık Maya’ların beşinci Güneş Çağı'nın sonunu gösteren 144 bin günlük Haab takvimi, 21 Aralık 2012'de sona eriyor.
Çok az kaldı...
Köşemizde "Servet" rumuzu ile "Cuk"lar yazan arkadaşımız sormuş:
"Maya takvimi neden 2012’de sona eriyor?"
Ve de yanıtını vermiş:
"Takvimle yıllarca uğraşan alim, kendi kendine ulan bu dünya insanlarına ne yaparsan yap yaranamazsın diye kestiği için..."
 
İnce nokta
Bir kadına asla "sus" demeyin.
"Dudaklarını kapatınca çok tatlı oluyorsun" deyin.
Biraz akıllı olun beyler!..
Neşe Ocak Şeker
 
Tarihe gömme
Bir kadın hakkında "Benden sonra toparlayamaz" diye düşünme!
3 kez kuaföre gitmesi ve yapacağı 8 alışveriş seni tarihe gömer.
Nur Ekesan
 
Vahşi olan ne?
Tayyip Erdoğan, CHP'lilerin Suriye lideri "Esad"la çektirdiği fotoğraf için "kara leke" dedi.
Sözcü gazetesi Erdoğan'ın Esad'la çekilmiş mutlu fotoğrafını koymuş "Aynaya bak" demiş...
Oysa ikisi aynı şahıs değil ki!..
Başbakan’ın canciğer olduğu kişi "Esad" idi. "Vahşi olan ise Esed..."
 
 
 
(Bize mesaj ve ihbarda bulunmak için, sitenin üst ve alt kısmında bulunan mesaj gönder bölümünü kullanabilirsiniz. Herhangi bir haber ya da köşeye yorum yapmak için ise haberin altında bulunan mesaj bölümünü doldurmanız yeterli olacaktır)
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi