Kim kimi mahcup edecek

<w:LatentStyles DefLockedState="false" DefUnhideWhenUsed="true" DefSemiHidden="true" DefQFormat="false" DefPriority="9

11 Şubat 2012 00:00
A
a
Sütiş Eskişehir

Yaşamın İçinden: Ömer Duru

 Melih Aşık  yazmıştı.

Osmanlı  paşalarından  birinin  yanaşması, onu savunayım

 derken suç işleyip  hapse atılmış.

Adamı  kurtarması için paşaya  ricacı  olmuşlar.

Paşa “Hele günü gelsin bir şeyler yaparız”

deyip ricacıları çeviriyormuş.

Son duruşmada   paşa mahkemeye  gidip, kapının yanında durmuş.

Yanaşma paşayı ele vermeyip bütün suçu kabul etmiş.

Tek umudu “paşaymış”.

 Kendisini kurtaracağına inanmaktaymış

Ama  Paşa’da  çıt yokmuş.

Duruşma sonunda  kadı efendi, kara kaplı defteri çıkarıp kararı açıklamış:

“Yanaşmanın idamına.”

Zavallı  yanaşma zaptiyelerin kolları arasında dışarı çıkarken,

Paşa ile  göz göze gelmiş.

Tam ağzını açıp bir şey söyleyeceği sırada Paşa  eğilip kulağına fısıldamış:   

“Evladım  bir can için beni mahçup etme..”

--//--

Uludere’de  kırk vatandaş  yaşamını  yitirdi ya.

Ölenlerin yakınlarına  123 biner TL verildi.

Ana muhalefet partisi  Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu soruyor:

“İhbarı  kim yaptı?”

Çıt yok..

--//--

Pamukova’da  41  kişinin  hayatını kaybettiği  hızlı tren deneme davası sona erdi.

Gerekçe:

“Zaman aşımı..”

Neden zaman  aşmış?.

Niçin  yargı  zamanında sona ermemiş?

Kimse  bir şey bilmiyor.

Bir açıklama yapanda yok.

Vatandaşın  kafası  karışık.

Yargı  konusunda  endişeli  yorumlar  yapılıyor.

Sonuç..

Ölen  öldüğü ile kaldı, gerisi  boş.

--//--

Deniz Feneri  davasında  sanıklar  tahliye oldu.

Davanın   savcıları  hakkında evrakta  sahtecilik iddiasıyla  soruşturma açılmıştı.

Sonuç:

“Tahliye tamam. Soruşturma devam.”

--//--:

Her  neyse?..

Bir dostum yazıyı  yazarken yanımda oturuyor, göz ucuyla yazdığımı okuyordu galiba ki,

“Bu konulara  fazla  girme” dedi  gülerek:

“Bunları  büyükler  düşünsün?”

Doğru  gerçekten bakın  ortalığa.

MİT sorgulandı. Üst düzey  Emniyetçiler  görevden alındı.

Dostumun  söylediğine  geliyor gelişmeler.

Bırakalım bunları  büyükler  düşünsün  değil mi?..

---------------------------------------------------------------------------------------------

 

10 Şubat 2012-02-08

 -Unutulanlar, unutulmayanlar—

 Geçtiğimiz   günlerde  yazmış ve demiştim ki “Eskişehir’in  halen  görev yapan  altı milletvekilinin adlarını  yüz kişiden  yirmisi   tam olarak  sayamamış.  Hatta, bazıları  Eskişehir’de  kaç milletvekilinin  olduğunu da tam  olarak   bilememiş.

Önceki  gün  Hamamyolunda  bir işyerinde  söz  gene dönüp  dolaştı,  siyasete geldi.  İşyeri  sahibi eski DP’lilerdendir. Genel seçimleri  bilmiyorum ama, yerel seçimlerde  oyunu  Büyükerşen’e verir. Hamamyolunu kırk yıldır beklediğini  söyleyen dostumuz şimdiki vekillerin halkı tanımadıklarını  belirterek, “Böyle olunca vatandaşta  onları tanımıyor. Bakın İ.Yaşar Dedelek’e kime sorsanız  bilir. Aynı şekilde  Sadri  Yıldırım’a bakın.  Eskişehir’de en çok sevilen ve tanınan  milletvekili olmuştur. MHP milletvekilini CHP’nin milletvekillerini  sorun kimse  sayamaz. Ama, Sadri ağabeyi  herkes bilir, Dedelek’i herkes  tanır. Önemli olan, milletvekilinin  halkla iç içe  olmasıdır. Kazım Kurt’u biliriz. Ama  diğerini  tanımayız.  İktidar vekillerinden  Kemal Unakıtan’ı  unutmayız.  Ama, diğerlerinin  hatırlamak için düşünmemiz lazım vekil  halkı, halkta vekili tanımalı. Tepeden inme  vekil atamaları  yapılırsa,  durum her zaman  böyle olur”

Evet  bütün mesele  bu galiba. Genel seçimlerde tepeden inme adayların önü alınmadıkça, benzeri olayların  önü  kesilmez. Dahası  siyasi  partilerde liderler  sultası da demokrasinin  bir parçaşıymış  gibi tepemizde asılı durur.

 

Okurlar soruyor--..

---Büyükler  ne konuşur?-.

Birkaç gündür  basında  kent  yöneticileri  ve milletvekillerinin birlikte  yedikleri yemek  gündeme  geliyor.  Yemeğin basına kapalı  oluşu. Sonunda   hiçbir açıklamanın yapılmayışı vatandaşın merakını  daha da artırdı.

Bu konu da değişik  telefonlar aldık. Dahası  yorum yapan okurlarımız da oldu. Bu yorumlardan bazısını alıyoruz  köşemize  ve büyüklerimize sunuyoruz:

  --“Anlaşılan  işin kolayı bulundu. Kent sorunları  üst üste bindiğinde,  yöneticiler  bir yemekte  buluşacaklar,  buluşma   basına kapalı  tutulacak ve sonunda  hiçbir açıklama yapılmayacak.  Ve, herkes  kendisine  göre  bir yorumda bulunacak. Ardından  her kafadan bir ses çıkarak, sorunlar  rafa  kaldırılacak. Geçtiğimiz aylarda ESO Başkanı Savaş  Özaydemir’in verdiği  yemekte olduğu  gibi, son Büyükşehir Belediyesi’nin verdiğini duyduğumuz yemekte de  böyle oldu. Toplantının sonunda  hiçbir açıklamanın  yapılmayışı da, gelişmelerin tuzu  biberi oldu.  Oysa  denebilirdi ki “Bu bir sohbet yemeği. Yorgunluk atacağız, kent sorunlarını konuşmayacağız” Ozama  kimse bir şey merak etmez, kimse “sorunlar gündeme gelmiş mi?”demezdi.

 

--Bu sokaklarda   oturanlar ne yapacak?-

Köşemizde  birkaç kez yazdık. Kent merkezinin karını temizleyip tuz atan belediyeler, ara sokaklarda  oturan  vatandaşları  neden düşünmüyor diye sorduk. Hiç kimse  aldırış  etmedi. Dün  Hacı Seyit Mahallesi Özdemir sokaktan giderken  bu sakak sakinlerinden   bir  kaç bayan  evlerinin balkonlarından seslendiler, “Çek  şu sokağın durumunu. Adım atsak  karın içine  gömülüyoruz. Zaman zaman sokağa  sucu bile giremiyor. Biz de  bu şehirde  oturuyoruz. Sabahları  evlerimize  çocuklarımızı  okula  götürecek servis arabaları  bile  giremiyor”…

Haklısınız  deyip  gösterdikleri sokağın resmini çektim.  Haklı söze ne denir ki?.

 

Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi