Kilisenin çanı

Yaşamın İçinden

Kilisenin çanı

Geçenlerde sevgili dostum, Çölaşan’ın köşesinde okudum.

Çok eski yıllarda İngiltere’de bir gelenek varmış.

Sıradan bir vatandaş öldüğünde kilisenin çanı bir kez çalar ve ölüm herkese duyurulurmuş.

Bir asil öldüğünde, çan iki kez çalarmış.

Kralın bir yakını öldüğünde üç, Kral öldüğünde ise dört kez çalarmış.

Günün birinde herkesin hak aramak için başvurduğu mahkeme bir vatandaşı haksız yere mahkum etmiş.

Ve kilisenin çanı beş kez çalmış.

Vatandaşlar merak içinde papaza koşup sormuşlar:

“ Ey papaz efendi. Nedir bu? Kraldan daha önemli biri mi var ki? Ölünce çanı beş kez çaldın?”

“ Kraldan daha önemli bir şey var evet ” demiş papaz:

“ Adalet öldü… ”

--//--

Silivri’de verilen kararları dinlerken, hastalığımı unuttum.

Televizyon kanallarında yapılan yorumları izlerken tansiyonum çıktı, ateşim yükseldi.

Arkadaşım Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan geldi aklıma.

Korkunç bir olay.

“ Oh olsun. Beter olsun” diyenler bağımsız yargıya inandılar mı?

Türk ordusunda onlarca general ve amiral sözde yargılanacak.

Ardından vicdanların kabul etmediği cezalara çarptırılacaklar.

Kolay değil.

Olaylı duruşmalar. Görevden alınan yargıçlar…

Dinlenmeyen tanıklar...

Avukatların tepkileri…

Yaşamlarını PKK ile mücadele de geçiren subayların terörist olarak yargılanması…

Televizyon kanallarını paylaşıp yorum yapan “yamukların” yürekleri soğudu mu acaba?

Öyle demiş Çölaşan:

“ AKP’nin Atatürkçülükle ilk büyük hesaplaşması sona erdi. ”

Ardından da devam etmiş:

“ Bu süreçte yargı kullanıldı. Umarım rahat uyumuşlardır. İlk raundu kazananların gözü aydın”

--//--

Uzun uzun anlatmaya gerek yok.

Vicdanları sızlatan Silivri kararları umarım çok tartışılacak ve belki de tarihe geçecektir.

Tartışılacak ve belki de en fazla konuşulacak bir başka konu da medya dünyasına giren:

“ Yalama, yandaş” kavramları olacaktır.

Görüyoruz.

Zamanında bunlara çanak tutup yal verenler şimdi açıklama üstüne açıklama yapıp susturmaya çalışıyorlar.

Ama iş işten geçti, bir kere.

 

 

Günlerin getirdiği

CHP’de ne ne zaman

9 Eylül CHP’nin 89’uncu kuruluş yıl dönümüydü ya; Atatürk Anıtı’na çelenk konduktan sonra bazı partililer ” 89’uncu yılda 90 kişi” diye eleştiri getirirlerken, Tepebaşı Belediye Meclisi üyeleri olarak bizler de CHP binasına gidip yöneticileri kutlayalım deyip yürüdük. Partinin zemin katında bir kaç kişi vardı. Çok ilginç herkes birbirine küs gibiydi. Hatta, Ali Rıza Menevşe, Ali Ulu ve Muharrem Şener’in oturduğu masaya “Selam” dedim, duymazdan geldiler. İl yönetiminde çaylarımızı içerken İl Başkanı Erman Gölet partideki birlik ve beraberlik için “Herkes ayrı bir hava çalıyor. İnin aşağıya dört ayrı hava yaşarsınız” demesi üzerine ben de görüşümü söyleyip anlatmıştım gördüğümü ve CHP içindeki durumu. Parti belediye ayrılığını anlatıp , şimdiye kadar CHP’li belediye meclisi üyelerinin parti içinde bir araya gelmediğinden söz edip “Siz de bunu biliyorsunuz, ama ses etmiyorsunuz” dediğimde Erman Gölet “Bunu bir yere yazıyorum haklısınız. Çözüm bulalım” yanıtını vermişti. İlginç gerçekten. Erman Gölet biliyorum dediği gerçeğe halen neden bir çözüm aramıyor acaba? Tepebaşı Belediyesi’nin düzenlediği yaklaşık 80 bin kişinin katıldığı Ramazan etkinliklerinde kendisini göremediğini belirten bir okurum “Erman Bey birlik için neyi nereye yazmıştı acaba?” dediği için aldım köşeme? Erman Gölet bazı şeyleri unutsa da CHP’liler unutmuyor.

 

 

MHP’liler ve Çalışıcı nereye doğru?

Emekli Vali Kadir Çalışıcı’yı hem görevi sırasında, hem de emekli olduktan sonra yakından tanıyan biri oldum. Yaptığı çalışmaları biliyorum. Görevi sırasında iktidar milletvekillerinde nasıl kafa tuttuğunu, nasıl merkeze alındığını, yürütmeyi durdurduğu halde, neden göreve döndürülmediğini çok iyi bilenlerdenim. Afyonkarahisar’da MHP’den milletvekili adayı olduğunda birkaç kez konuşmuş, hatta Emirdağ’a gittiğinde kendisine yardımcı olmuştum. Sayın Çalışıcı ile bir kaç kez konuşmuştuk. Dikkatimi çekiyor. Emekli Valimiz son günlerde MHP’nin Eskişehir kanadında sık görünmeye başladı. Çalışmalara destek mi oluyor, yoksa yaklaşan yerel seçimler öncesi politik bir beklentisi mi var henüz netleşmedi. Ancak, Kadir Çalışıcı için içinde bulunduğumuz günlerde farklı yorumlar yapılıyor. Yerel seçimler konusunda AKP’ye destek veren MHP’nin Eskişehir kanadı seçimlerde nasıl bir strateji izleyecek belli değil. Dahası geçmişte iktidarla yıldızı barışmayan emekli valimiz politikada AKP’ye yakın duracak mı belli değil. En önemlisi de iktidar partisi olası bir pozisyonda Kadir Çalışıcı’ya destek olacak mı? Tüm bunları zaman içinde göreceğiz. Üstelik emekli valimiz Çalışıcı’nın bir bildiği vardır elbette. Onun için şimdilik kulağını çınlatalım dedik.