Kentsel Dönüşüm ya da Afet Riskli alanların dönüşümü konusunda daha öncede yazdım. Doğru kullanılır ve birlik olunursa Eskişehir için büyük fırsat olduğunu sık sık dile getirdim. Sadece deprem riskini azaltmak değil, çöküntü alanlarına değer katmak, tek merkezcilikten kurtulmak için uydu kentler yaratma şansı, dar cadde ve sokakları genişletmek için tek fırsat olduğunu vurguladım.
Ama Kentsel Dönüşüm’de, Afet riskli alanların dönüşümü işi de “Eskişehir’deki bana yar olmayan sana yar olmasın zihniyetine yenik düştü” Kentsel Dönüşüm’de Büyükşehir Belediyesi’nin istedikleri, Afet riskli alanların dönüşümünde İktidar’ın çabaları yeterli olmadı. Daha tek bir yıkım yapılmadan, çivi çakılmadan işler çorbaya döndü.
Bırakın nasıl bir kazanım olacağını “Vatandaş, Kentsel dönüşüm ile Afet riskli alanların dönüşümü arasındaki farkı bilmiyor”
Dün Ak Parti Halk Toplantısında bu konuda açıklamalar yapan Ülker Can Gündoğdu Mahallesi’nde geri vites yok. Sözümüzde duracağız ve orayı Eskişehir’in en güzel mahallesi yapacağız dedi. Can; bu bölgede muhalefet partisinin insanları kandırdığını ve provoke edici şeyler söyleyerek, insanların aklını çelmeye çalıştığını söyleyen cümleler sarf etti.
Can “Madem Afet Riskli alanların dönüşümü kötü bir şey, Büyükşehir 8 mahalleyi afet riskli alan ilan etti, yani bizi eleştirdiği şeyi kendileri yaptılar, bu nasıl çelişki diye de sordu”
Yani Eskişehir gündemine cevap bekleyen bir soru daha eklenirken, kafalar biraz daha karıştı. Hangi bölgede ne olacak, ne yapılacak, nasıl yapılacak, kim yapacak, kar mı edeceğiz, zarar mı edeceğiz diye türeyen soruları da unutmayalım.
“Ortak Bir Komisyon kurulamaz mı? “
Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’nden 2 uzman, 4 Ak Partili, 4 CHP’li Meclis üyesi, Mimar ve Mühendislerden 1’ er temsilci ve 2 şehir plancısının yer aldığı bir komisyon kurmak.O komisyondan çıkacak karar ve raporlara riayet etmek ne kadar kolay ve zorsa, bu işi Eskişehir adına fırsata çevirmek o kadar kolay veya zor.
Ben Afyonkarahisar’dan gelirken, Ankara’dan gelirken, İstanbul’dan gelirken Eskişehir’e hiç uğramadan geçen insanların Eskişehir’i harabe görmesini istemiyorum. Eskişehir gibi deprem riskinde olan bir şehirde öldüren virane binalar istemiyorum. Daha istemediğim çok şey var ama tüm bunlar olurken Eskişehir’deki insanların kafası karışsın, mağdur olsun ve zarar etsinler de istemiyorum.
O yüzden herkes elini vicdanına koyup ona göre konuşmalı ve insanların yararına olacak işlere siyaset karışmamalı. Gerekirse dönüşüm komisyonu kurulup, tek söz hakkını onlara tanımalı ama bir şekilde bir şeyler yapılmalı.
Yoksa benim baktığımda gördüğüm sadece kargaşa, siyasi inat ve bunların faturasını ceza olarak çeken ya da çekecek insanlar.