Mustafa Özer'in teknik direktörlük karnesi, Eskişehir'de soru işaretlerine neden oldu.
Mustafa Özer'in teknik direktörlük karnesi, Eskişehir'de soru işaretlerine neden oldu. Bir dönem takım kaptanlığımızı da yapan Mustafa Özer, birinci ligde ilk kez bir takım çalıştıracak. İkinci ligde bir ara Yeni Orduspor'u çalıştıran Özer acaba bu yükün altından kalkabilir mi? Şimdi isterseniz biraz büyük resme bakalım... Eskişehirspor küme düşebilir. Belli ki devre arasında pek çok futbolcumuzla yollarımız ayrılacak. Bu futbolcuları kadroda tutacak ekonomik gücümüz yok. Yönetimin yapabileceği şey, kadrodaki futbolcularımızın ve kulüp personelinin maaşlarını ödemek, kulübün rutin harcamalarını üstlenmek. Dolayısıyla eğer kümede kalacaksak, bunu alt yapıdan yetişen futbolcularla yapacağız; başka çaremiz yok!.. Mustafa Özer'in her ne kadar birinci lig tecrübesi olmasa da TFF tarafından milli takımların alt yapılarında görevlendirilmiş bir isim. Buradaki çalışmalarının başarılı olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla Mustafa Özer 16 yaşındaki bir delikanlının nasıl düşündüğünü, 21 yaşındaki bir gencin neleri hedeflediğini çok iyi bilen ve onları yönetmesini başaran bir isim. Bizim de tam ihtiyaç duyduğumuz özellikler bunlar. Öte yandan ileride bazı maçlar kaybedildiği zaman, Özer'in birinci lig tecrübesinin bulunmaması, daha çok eleştirilmesine ve yıpratılmasına neden olacak. İşte bu noktada Mustafa Özer'e destek, adaşı Mustafa Akgören'den geldi. Başkan Akgören, "Biz Mustafa Özer kardeşimize güvendiğimiz için davet ettik. Futbolculuğuna, antrenörlüğüne, karakterine kefiliz" ifadelerinde bulundu. Anlaşıldığı kadarıyla yöneticiler, "Bu sene kümede kalırsak ne mutlu. Ancak küme düşersek ikinci ligde genç futbolcularımızla yeniden şampiyonluğa oynayalım. Bu iş için de genç futbolcuları çalıştıracak bir teknik direktöre şimdiden sahip olalım" diye düşünmüşler. Bana kalırsa doğru düşünmüşler.
Eskişehir'i örnek alırlarsa...
Siyaset bir anlamda boşluk doldurma sanatı. Rakibinizin gerilediği noktada ilerlemeyi başarıyorsanız, kazanan taraf oluyorsunuz. CHP Genel Merkezi'nin yaptırdığı bir anket, CHP'nin AK Parti'den boşalan yerleri doldurmaya başladığını gösteriyor. 31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinde CHP'liler büyük bir fırsat yakaladı. Görüldüğü kadarıyla ilk dokuz aylık süre içerisinde CHP'li belediyeler halk desteğini artırmış. Tabii bu belediyelerin arasında Eskişehir de var. 31 Mart'ta halkın yüzde 52,3 desteğini alan Büyükerşen yönetiminin şu andaki desteği 56.8'e yükselmiş. Ancak araştırma yalnızca büyükşehirlerde yapıldığı için Kazım Kurt ve Ahmet Ataç yönetiminin destek oranını bilemiyoruz. CHP ayrıca Ankara'daki oyunu yüzde 50,9'dan 54,9'a yükseltmiş. İstanbul'da da İmamoğlu oylarını yüzde 54,5 rakamıyla korumayı başarmış. Yerel iktidarlar, genel seçimleri kazanmanın anahtarı. Eskişehir gibi merkez sağcı bir şehirde CHP oylarını sürekli artırdı. Tabii burada sihirli kelime 'Yılmaz Büyükerşen' idi. Şimdi CHP'liler benzer başarıları Türkiye genelinde elde ederek oylarını artırma şansına sahipler. Ancak bunu yapabilmeleri için iyi bir belediyecilik sergilemeleri gerekiyor. "Bu CeHaPe'liler üç tane kazı güdemez" iddiaları Eskişehir'de iş yapmıyor. Demek ki iyi çalışırsanız, bir takım ön yargıları bertaraf etmeniz mümkünmüş. Eğer CHP'liler Eskişehir'deki belediyeciliği örnek alırlarsa, yakaladıkları büyük fırsatı değerlendirebilir. Yok belediyelerde başarısız olurlarsa, iktidarı ancak rüyalarında görebilirler.