Görüşler
Kazım ve Kemal abi
"Kazım Kurt"un kulakları çınlasın...
"2012 onun parlak yılı oldu..."
Gerçekten çabaladı, koşturdu Eskişehir için...
Bir de iktidar milletvekili olsaydı, neler kazandırmazdı ki...
"Yiğidi öldür" derler ya, Atasözü gibi kalmış düşlerimizde:
"Etle rakı Tatar’ın hakkı..."
…….
Biliyorsunuz, artık her şeyin açılımını yapıyoruz...
Anında da karşılığını görüyoruz!
Sonuncusu "0DTÜ"de olmuştu...
Geçen gün sinemada bir reklam..
Tıpkı televizyondaki filmlerde olduğu gibi dumanlı görüntüler...
"Ama film başlıyor, sigara çıplak!"
İçkinin kötülüklerini anlatmak için de dumana gerek yok!
Üç beş paparazi yeter!
Laf atıp ortalığı karıştır...
"Gelsin polisler, sürünsün bizimkiler!"
…….
Bir ara reklamlara da yasak koymuşlardı...
Hem de nasıl?
"Kavun peynirle rakı reklamı yasak..."
Bitmedi..
"Balık ve rakıyla da..."
Gazetelerin pek çoğunda da karşı reklam çıkmıştı...
Üç-beş kişi oltalarını suya sallıyor...
Alta da bir rakı şişesi konuşuyor:
"Hayata Yeni’den bak!.."
Ne güzel söylemiş Orhan Veli :
“Rakı şişesinde balık olabilsem…”
…….
"Kazım Kurt"tan girdik ya..
"Olta" denilence de "Kemal Âbi" geldi aklımıza...
AKP iktidarı döneminde Eskişehir için elinden geleni yapmaya çalışmıştı… Oysa “yem” gibi yollanmıştı!
Üzülüyor insan, kullanılıp atıldı bir kenara!
Ama sağlığı düzelip, bir gün oltayı eline alırsa, kimbilir ne balıklar çıkarır, ne batan gemicikler!..
"Cin" gibidir Kemal Unakıtan..
Gün gelir...
"Şişede durduğu gibi durmaz!.."
Cumartesi öyküsü
“Ben türkü söylemek istiyorum”
Ben "Şengül "e nasıl rastladım?
Sivas'ta. Bir terzide. Terzi kız yirmisinde yoktu. Yanında iki çırağı, yığınla kumaşın üstesinden gelmeye çalışıyordu. Terzi kızın evi Şengül'ün anneannesinin evinden iki ev ötedeydi. Az ışıklı dikiş odasında konuşuyorduk. Daha doğrusu ben elimde teyp sorular soruyordum, onlar yanıtlıyordu.
İşte o sırada Şengül girdi içeri. Çıraklarda bir kaynaşma oldu. Fısıldadılar birbirlerine:
"Şengül bir şarkı söylese..."
" Şengül Almanya’dan geldi... Çok güzel hem de Almanca söylüyor..."
Nazlanmadı Şengül. Kabarık pembe elbisesinin kenarlarından tutup başladı bir şarkıya, ardından bir tane daha...
Susmuş dinliyorduk. Sivas’ın bu yoksul dikiş odasında Almanca sözcükler uçuşuyordu. Ansızın çırak kızlardan birinin ürkek, ince bir sesle çok bilinen bir türkünün sözlerini mırıldanmaya başladığını işittim.
Ürkekti. Ondan yana döndüm, utandı. Başımla "neden?" diye sordum, "Utanma söyle."
Güldü. "Daha yüksek, daha güvenli başladı türküyü söylemeye. Çok geçmeden öbür çırak kız da katıldı türküye, terzi de ben de...
Şengül susmuştu...
Türküye başlayan kızın yüzü mutluluktan pembelendi. Söyledi, söyledi. Şengül sessizce ona bakıyordu. Sonra kalktı usulca yanına gitti.
Çırak kızın boynuna sarıldı. Yarım Türkçesiyle "Bana bunu öğret, bunun adı ne? Bunu söylemek istiyorum" dedi...
Işıl Özgentürk
Günün Şiiri
Sevdiklerimiz
Yok edebilseydim karanlığı
Ölümsüz kılsaydım gün ışığını
Kişi ne derdi acep?
Diker miydi tunçtan heykelimi
Nasılsa boş kalmış bir meydana?
Yoksa, dolunayı ve yıldızları
Sevdiği yarı karanlığı
Kovdu diye dünyamızdan
Lanet mi yağdırırdı üstüme
Linç mi ettirirdi kıptilere...
Beki L. Bahar (Varlık-1968)
Günün Olayı
"Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi", sık sık tekrarlanan kararında politikacıların eleştiriler ve tepkiler karşısında hoşgörülü olmasını vurguluyor.
Bize ne?
"Esad mı, Esed mi, ona bakalım!"
Balthör
Günün Biberi
Bir ülke, üniversitelerini siyasal denetim ve baskı altına aldığı zaman dünya standartlarında başarı gösterebilir mi?
O ülkenin kalkınma ve gelişmesi ne olur?
Emre Kongar
Gerilim
Vahşi kapitalizmin "güler yüzlü olan küreselleşme döneminde", yoksul halkları demokrasi ve özgürlük masalıyla kandırıp ülkelerini işgal ederler, "kıyım yaparlar, mezhep çatışması" çıkarırlar...
Hikmet Çetinkaya
Günün Balı
Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun CHP’li üyeleri, "AKP bizi aldattı" demiş...
Şeeeyyy...
"Zorla mı, gönüllü mü!"
Fahrettin Fidan
Ateşin var mı acaba?
Sigara yasağından önce köylünün biri otobüsteymiş. Cebinden paketi çıkarmış, ağzına bir sigara götürmüş. Götürmüş ama kibriti yok. Yanındakine dönüp sormuş:
"Ateşin var mı acaba?"
Yanındaki yolcu "Var" demiş ve cebinden bir "Cep feneri" çıkararak köylünün sigarasına doğru tutmuş...
Köylü sigaradan nefes çeker dururmuş ama sigara bir türlü yanmazmıs.
Arkadaki yolculardan biri dayanamamış ve köylü¬yü, dürterek "Hey arkadaş" demiş:
"Onun sigarana tuttuğu ateş değil, cep feneri..."
Köylü arkasına dönüp "Biliyorum " demiş:
"Ben de fenerin pili bitsin diye beklivorum..."
Mahalledeki Arap
Adamın biri marangozmuş. Bir gün kan ter içinde tahta parlatırken, küçük oğlu heyecanla gelip bağırmış:
“Babaaa, anam cin doğurdu..."
Babası işine devam etmiş, çocuk bir daha "Anam cin doğurdu" diye bağırınca, "Biliyorum oğlum" demiş:
"O Arap bizim mahalleye taşındığından beri ananın cin doğuracağını biliyordum..."
Fakültede iş bulma konusu
Melih Aşık’ın köşesinde üzülerek okuduk:
- Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin son konferansında konuşmacı Anadolu Ajansı Genel Müdürü. "Kemal Öztürk" idi.
Öztürk, yaklaşık 200 öğrenciye Anadolu Ajansı’nın hedeflerini anlattıktan sonra sıra sorulara geldi. Fakülte bittikten sonra iş bulma imkanlarına ilişkin soruya "Kemal Öztürk" şu yanıtı verdi:
"Yabancı dil biliyorsanız bizim İnsan Kaynakları'na başvurun, stajda da başarılı olursanız sizi hemen işe başlatırız."
Bir kız öğrenci ayağa kalktı:
"Yabancı dil bilmiyorsak ne olacak peki?"
Öztürk’ten yanıt:
"Hiç merak etmeyin, o zaman da temizlikçi olarak alırız!.."
Günün Sözü
Adaletin kuvvetli, kuvvetlilerin de adaletli olmaları gerekir.
Pascal
Kıssa-dan
Sanata şaşı bakışı bilinen AKP'nin TRT’si Euroyisyon'a 2013’te katılmama kararı almış.
Bu "kurumsal kopuş", Türkiye'nin “bilim ve sanatta ilerleme" yolculuğunun önemli "geri dönüş" dönemecidir...
Yakup Kepenek
(Bize mesaj ve ihbarda bulunmak için, sitenin üst ve alt kısmında bulunan mesaj gönder bölümünü kullanabilirsiniz. Herhangi bir haber ya da köşeye yorum yapmak için ise haberin altında bulunan mesaj bölümünü doldurmanız yeterli olacaktır)