Bir ekmeği bölüşüp yiyenlerin toprağında piştim ben. Katık derdine düşmeden doymayı amaçlayanların sofralarında oturdum. Yemekten çok emek diyenleri dinledim, dur diyenden çok git diyenlerin tebessümlerini astım boynuma.
Sevdamı da, kavgamı da soktum ben koynuma.
Aidiyet nedir, vefa nedir, ekmek nedir bildiğim gibi bilirim kavgamı.
Ataol Behramoğlu şiirindeki gibi tüm kaslarımla, gövdemle girerim. Yarınlara satmam bugünlerimi ve beklentilere sokmam vefamı. Adresten adrese taşımam olduğum her yere götürürüm ve sürdürürüm sonuna dek.
Birileri sen daha gençsin, profesyonelsin boş ver sen bulaşma derler, yadırgarlar. Ya yürekleri eksik, ya açıkları çok ya da ekmek yediği tekneden çok yiyebileceği adresleri düşünenlerdir derim onlara ve bilirim ben bugünüme sahip çıkmazsam yarınım zaten olamaz.
Çok şükür bizi yıpratmaya çalıştıkları günden beri rahat rahat yazıyor, çiziyorum ve ne mutlu ki geri dönüşlerini çok güzel bir şekilde alıyorum.
Yazılarımın dokunduğu şahıslardan gelen tepkileri de duyuyorum sağda solda. Yok işyerine yağ çekiyor, yok başkası onun adına yazıyor falan gibi saçma sapan serzenişlerle iyice keyifleniyor ve ezberi bozanlardan biri olarak kendimi mutlu hissediyorum.
Çünkü birileri gibi tepeden inmedim. Olduğum yerde saymadım. Mutfakta pişerken eğitimini de aldım ve sorumlu olduğum her konuda ipi en önde göğüsledim. Koca şehirde kendi alanımda hep kendimle rekabet ettim ve alternatifsiz bir adam olarak yoluma devam ediyorum. Normal koşullarda alçakgönüllü olmanın erdemine hala inanıyorum ama gün mütevazılık günü değil. İşimi yapmak için yağ çekme ihtiyacı olan biri değilim zaten işimi en iyi ben yaptığım için bu televizyondayım. O yüzden yazdıklarım beklentisiz sahiplenişimin bir dışavurumu ve her zaman da böyle olacak.
Fasurya gazetesi kendi kazdığı çukura yalnız düşmenin acısını yaşamaya uzun süre devam edecek. Başlarken böyle olacağını ummadığı bir sahte savaşta kendi bataklığına batmaya devam edecek.Unuttuğu bir ayrıntıyı her zaman bu sayfalarda ve Es TV ekranlarında net bir şekilde görecek. Burada ben yok, biz varız. Siz teksiniz biz hepimiz.
Ve sonuna kadar peşinizdeyiz…
Dipnot: Sakarya Gazetesi Kızılcıklı Caddesi’nde faaliyet gösterdiği KAÇAK İŞYERİ ile ilgili hala bir haber yapmadı yoksa 65 yıllık güveni ruh çağırarak geri getirmeye mi çalışıyor?
Boşuna uğraşmasın ne demişler “Güven RUH gibidir terk ettiği bedene bir daha geri dönmez”