Eskişehirli hayırsever Hacı Süleyman Çakır tarafından Milli Emlak’ın arazisi üzerine yaptırdığı Süleyman Çakır Kız Lisesi, 12 Mayıs 1965 yılı Çarşamba günü Milli Eğitim Bakanlığına devredilerek Eğitim ve Öğretime başlamıştı.
49 yıl önce öğretime başlayan Süleyman Çakır Lisesi, 1979-1980 öğretim yılında Orta 1. sınıfa erkek öğrenci alınarak karma eğitime dönüşmüştü.
48 yıl boyunca birçok öğrenciye ev sahipliği yapan Süleyman Çakır Lisesini, İl Milli Eğitim Müdürlüğü 2012/2013 eğitim yılında binanın alt yapısının depreme karşı dayanıksız olduğu tespit edildikten sonra Gündoğdu Mahallesi Bizimkiler Sokağına geçici olarak taşındı.
Okul yıkıldıktan sonra yıkımı gerçekleştiren müteahhit, zarar ettiği gerekçesiyle hafriyatı kaldırmadan kaçtı. Milli Eğitim Müdürlüğü hafriyatı kaldırmadığı gerekçesiyle müteahhit hakkında suç duyurusunda bulundu. Hukuksal durum devam ediyor.
Yıkılan Süleyman Çakır Lisesi’nin bahçesinin altına otopark yapılması gündeme geldi. Hiç olmazsa o civardaki veya vilayet çevresinde işi olanların araçlarını bırakabilecekleri güvenli yer olacağı konuşuldu.
Milli Eğitim Bakanı ve Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı, yıkılan okul binasının arazisinde yapmış olduğu incelemeden sonra, ‘yeni yapılacak olan Süleyman Çakır Lisesi’nin yanına, altına otopark yapılmayacak. Oto park mevcut stadyum taşındıktan sonra yıkılarak altına yapılacak’ dedi.
‘Burası Süleyman Çakır Kız Lisesi’ olacak diyerek de son noktayı koydu.
Bakan Avcı’nın, bu açıklamasından sonra Eğitim-İş Sendikası Başkanı Ebru Sungar ile Eğitim-Sen Şube Başkanı Serkan Demir, bu karara tepki göstererek bakanı eleştirdiler.
“KARMA EĞİTİMİ
SONLANDIRMA GİRİŞİMİDİR”
Ebru Sungar: “Bu okul önceden de kız lisesiydi, şimdi de eski ismiyle yaşatıyoruz diyecekler. Neden adı Anadolu Lisesi değil de kız lisesi oluyor? Bu, karma eğitimi sonlandırma girişimidir. Ancak iktidarın bu tür yaklaşımlarından rahatsızız. Biz lisenin karma eğitim olarak devam etmesinden yanayız.”
Serkan Demir: “Süleyman Çakır Lisesi’nin Eskişehir’in köklü bir okul. Bu alanın yeniden okul olarak değerlendirilmesi bizim talebimizdi. Bu okul önceden de kız lisesiydi ve zamanla karma eğitime dönüştü. Ancak iktidarın bu tür yaklaşımlarından rahatsızız. Biz lisenin karma eğitim olarak devam etmeli.”
Bakan Avcı, yeni inşa edilecek Süleyman Çakır Lisesi’nde sadece kız öğrencilerin eğitim-öğretim göreceğini açıklandıktan sonra, her iki sendika başkanı, sanki bunun gelecekte tüm okullarda da karma eğitimden vazgeçilecek gibi açıklama yaptılar.
İLK KIZ LİSESİ ATATÜRK’ÜN
TALİMATIYLA ANKARA’DA AÇILDI
Türkiye’de sadece kız ve erkek öğrencilerin yıllarca eğitim-öğretim gördükleri okullar var. Örneğin:
İstanbul Kabataş Erkek Lisesi, İstanbul Kız Lisesi ve Ankara Kız Lisesi gibi.
Ankara Lisesi: Türk Kurtuluş Savaşı’nda cepheye mermi taşıyarak, Mehmetçiğin çorabından silahına elleriyle üreterek, yeri geldiğinde silahıyla, kazmasıyla, küreğiyle omuz omuza savaşarak zaferi gören Türk Kadınının, bu zaferi sosyal hayata taşıması gereken bir zamanda Ulu Önderimiz Atatürk’ün talimatıyla, Türk kızlarının çağdaş eğitim alması için Kız Lisesi olarak, 11 Ekim 1923 tarihinde Hacı Bayram Semtinde 79 öğrencisiyle eğitim-öğretime başlamıştır.
Bugün, ‘Karma eğitimi sonlandırma girişimi’ diye açıklama yapan,‘Kız Lisesi’ne karşı çıkan eğitim sendikalarının başkanlarına Ankara Lisesi’nin tarihine bakmalarını tavsiye ederim.
*-********
DERVİŞ KAŞIKLARI
Bir gün sormuşlar ermişlerden birine:
-Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?
Bakın göstereyim demiş, ermiş.Önce sevgiyi dilden gönüllendirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış.
Hepsi oturmuşlar yerlerine.Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasındanda "derviş kaşıkları" denilen bir metre boyunda kaşıklar.
Ermiş :
-"Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz" diye bir de şart koymuş.
-" Peki demişler" ve içmeye teşebbüs etmişler.
Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına.
En sonunda bakmışlar beceremiyorlar,öylece aç kalkmışlar sofradan.
Bunun üzerine :
-"Şimdi" demiş ermiş,"sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe".
Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa.
-"Buyrun" deyince, her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp,sonra karşısındaki kardeşine uzatarak içirmiş.
Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan.
İşte demiş ermiş,
-"Kim ki gerçek sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse,o aç kalacaktır
ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır şüphesiz ve şunu da unutmayın. Gerçek pazarında alan değil, veren kazançtadır daima."
(ALINTI)
*-********