Dünkü köşe yazımda SP İl Başkanı Fesih Bingöl’ün yaptığı basın açıklamasından yola çıkarak, kendi söylediklerinden alıntılar yaptım. Kendi görüşlerimi de ifade etmiştim.
Yazımdan kısa bir alıntı koyayım. En azından dünkü yazımı okumayanlar bilgilensin, okuyanlar için de bilgi yenilemesi olsun.
“Hafta sonu Antalya’da idim. Otogar’a indiğimde bir arkadaşım beni karşıladı. Arabasıyla yarım saate yakın süre içerisinde önemli caddelerde tur attık. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi 2012 sonuçlarına göre Antalya’nın merkez nüfusu 1 milyon 500 bini bulmuş. Cadde ve sokaklara baktım. Trafik o kadar rahat akıyor. Zaman zaman sıkışma oluyor. Ama Eskişehir kadar değil. Alternatif caddeler, bulvarlar yaratılmış. Bingöl, basın açıklamasında, ‘Yerel yönetimlerin görevi stresli şehirler değil, huzurlu şehirler inşa etmektir. Eskişehir’in bu sorunları olduğu müddetçe huzurlu bir şehirden bahsetmek mümkün değildir” demiş.
Doğru. Önümüzde yerel seçim var.
Büyükşehir Belediye Başkanlığı yarışı AK Parti, CHP ve MHP arasında geçecek.
Belediye Başkanlıklarına kimler seçilirse seçilsinler. Göreve geldikten sonra ilk yapacakları icraat trafik sorununu çözmek olmalı. Bunun için ne yapılması gerekiyorsa yapılmalı. Alternatif caddeler,
sokaklar, bulvarlar yaratılmalı.
Birileri beş diyor. Ben 10 yıl diyorum.
10 yıl sonra bu şehirde bırakın özel araçlarınıza binmeyi, şehir içerisinde bisiklete
bile binmek sıkıntı yaratabilir.
Bu konuda sadece belediyeler değil, İMO, Şehir Plancıları, mimarlar, ESO, ETO, ESOB başta olmak üzere diğer sivil toplum kuruluşları da taşın altına elini koymalı. Ortak bir çalıştay düzenlenerek sorun masaya yatırılmalı. Kesin çözüm yolu veya yolları bulunmadan da masadan kalkılmamalı.
Yoksa bugünkü çocuklar ve torunlarımız, bu soruna çözüm bulamadığımız için arkamızdan iyi dileklerini! Okurlar.”
BİZ TAŞIN ALTINA ELİMİZİ
11 EYLÜL 2001’DE KOYDUK
Bu yazımı okuyan İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Fercan Yavuz telefon etti. Öncelikle göstermiş olduğu duyarlılıktan dolayı kendisine teşekkür ederim.
Aslında İnşaat Mühendisleri Odası’nın bu konudaki hassasiyetini biliyorum. Fercan Yavuz ile üç defa ES TV’de program yaptım. Gerek bu programlarda gerekse çeşitli vesilelerle yaptığı basın açıklamaları ve konuşmalarında şehrin hem trafik hem de imar sorunlarının çözümü konusunda görüşlerini, çözüm önerilerini, 'ucu şuna, buna dokunacak’ kaygısı yaşamadan açık seçik ifade etmişti.
En son geçtiğimiz hafta sonu yapılan İMO’nun yemeğinde de yaptığı konuşmasında birilerine gönderme yaparken, yaklaşan yerel seçimler öncesi de siyasiler önemli mesajlar vermiş.
Bakın Fercan Yavuz ne diyor:
“Çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği açısından önemli olan çevre sorunları ise kimsenin gündeminde değil şu günlerde. Eskişehir’de de çevre açısından durumun ne olacağını göreceğiz. Kent olarak geçmişteki sicilimiz çok parlak değil bu konuda. Vişnelik mahallesinde vişne ağaçları yerine Vişne Evleri, Karabayır Bağları’nda üzüm asmaları yerine villalar, Bademlikte badem ağaçları yerine lojmanlar ve sosyal tesisler var. Kent içinde ve çevresinde tarımsal nitelikteki yerlerin de çok az ömrü kaldı. Buralardan yakın zamanda gübre kokusu mu yoksa daha pis kokular mı çıkacak hep birlikte göreceğiz. Seçilecek belediye başkanlarımızın bu durumu göz önüne alacağını umuyoruz. Yine aynı periyotta bu kent, tramvay, hızlı tren ve bölünmüş yolları kullanmaya başladı bunları görmezlikten gelmiyoruz. Bizim isteklerimizin özeti hem doğru işi yapmak -hem de işi doğru yapmak. Eskişehir için bu mantıkla bir çivi çakanı ya da taş üstüne taş koyanı başımıza taç ederiz.”
Fercan Yavuz’un bu ifadelerine kim karşı çıkabilir? Yeşil alanlar tek tek betona çevrildi. Hiç olmazsa kalanlara sahip çıkılsın.
Şehrin sorunlarının çözümü konusunda sadece belediyelerden bir şeyler beklemek doğru değil. Bu şehrin birisi bakan 6 milletvekili var. Bakan, milletvekilleri, belediye başkanları, sivil toplum örgütleri el ele, kol kola verirse hem trafik, hem imar hem de gündeme taşınan diğer sorunlara çözüm bulunur. Ama birileri, 'bu benim görevim değil’ diyerek kenara çekilirse bu sorunların çözümü için sonsuza kadar beklemek zorunda kalırız.
Fercan Bey bir şey daha söyledi.
'23 Ocak’ta Ulaştırma Paneli yapacağız. Konuşmacıların bazıları kesinleşti. Bazıları da bugün-yarın cevap verecekler. Konuşmacılar ezbere konuşmayacak. Onları şehri bir ucundan diğer ucuna kadar gezdireceğiz. Var olan sorunlar hakkında ön bilgi vereceğiz. Ancak her zaman olduğu gibi yine yalnız kalıyoruz. Şehrin sorunlarını bu şehirde yaşayan herkes kendine temel politika geliştirmeli.’
Haklısın Fercan Yavuz.
Diğerlerine; ‘sizde haklısınız’ diyemiyorum.