Ali Baş yazdı
2014 yerel seçimleri öncesinde AK Parti cephesinde şöyle bir söylenti çıkmıştı:
-Yılmaz Büyükerşen aday olmayacak!
Üstelik bu söylentinin kaynağının partinin etkili isimleri olduğu dile getirilmişti.
O tarihlerde “nereden biliyorsun” diyenlere kısa yanıtlar veriliyordu:
-Siz hesabınızı Büyükerşen’in aday olmayacağı üzerine yapın!
Niçin aday olmayacağı söylenmiyordu ama Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik operasyondan hemen önce bu söylentilerin çıkarılması elbette manidardı!
AK Parti’nin seçimi kaybetmesinde belki de bu söylentiyi ortaya atanların “payı da vardı”
2019 seçimleri öncesinde AK Parti’nin etkili isimleri bu kez farklı bir strateji izliyor!
Mutlaka Büyükerşen’in aday olacağı üzerine bir strateji izliyor!
Dikkat ediyor musunuz bilmiyorum…
Sürekli Büyükerşen’e yükleniyorlar, onu eleştiriyor ve yıpratmaya çalışıyorlar.
Yapıcı bir muhalefetten uzaklar!
Halkın büyük çoğunluğunun gündeminde olan konularla ilgili tek kelime etmiyorlar, konuşmuyorlar!
Ankara’nın gönderdiği projeleri savunuyorlar ama “Eskişehir’in kendine has, var olan sorunlarının çözümü için neler yapabilecekleri ile ilgili tek kelime söz etmiyorlar”
Vatandaş gibi şikayet edip, dert yanıyorlar!
AK Parti’nin kafasındaki Eskişehir’i, Eskişehirliler bilmiyor.
Bilmemek insanı tedirgin eder…
Korkutur!
Kafasının içindeki Eskişehir’i iyi anlatırsa seçimi kazanır.
Sonuçta Eskişehirliler Büyükerşen’in kafasında nasıl bir Eskişehir olduğunu artık biliyorlar ve tercihlerini de her zaman buna göre yapıyorlar!
OSB SEÇİMLERİNDE
BİZ BİLİRİZ DİYENLER
Eskişehir Sanayi Odası ve OSB seçimleri iç içe girdi. Her gün yeni bir şeyler öğreniyoruz…
Yasalar, yönetmelikler havada uçuşuyor…
Hiç kuşku yok ki işin bu derece rayından çıkmasının tek sorumlusu, seçimleri “tereyağından kıl çeker” gibi kotarmak isteyen ama “eline yüzüne bulaştıran” Küpeli ve ekibi…
Sadece kendilerini değil, bir çok kişiyi oldukça tedirgin ettiler!
Kafalarda bolca soru işaretine neden oldular!
Şimdi de OSB’nin Müteşebbüs heyetini toplantıya çağırıyorlar.
Çarşamba günü yapılacak toplantının konusu son derece basit, “Son 1 yıllık OSB Yönetim ve Denetim Faaliyetlerinin görüşülmesi ve ibrası”
Basit ama Eskişehir’in en büyük bilançolarından biri oylanacak.
Sorumluluk o kadar basit değil! Çok büyük!
En azından var olan yasalar öyle diyor. Çünkü OSB bir şirket, dernek veya Vakıf değil. Aynı zamanda bir devlet kuruluşu…
İlk aklıma gelen konu şu…
Hangi Yönetim kurulu ibra edilecek. Çünkü 1 yıl içinde 2 tane yönetim kurulu görev yaptı! Onca hataya, rağmen diyelim ikisine de ibra ettiler…
Denetim Kurulu raporunu nasıl ibra edecekler!
Çok basit!
Hazırlayacakları rapora göre ibra edecekler!
Peki müteşebbüs heyetin karşısına nasıl bir denetim raporu çıkacak. Hesaplar falan düzgün. Her şey usulüne göre yapılmış mı denecek!
Yoksa son 3 aydır kamuoyunda konuşulan konular gündeme gelecek mi?
En azından raporda “Son seçim eski kanuna göre yapılmış, biz bu nedenle yapılan harcamaları denetleyemeyiz. Bakanlık bilir mi?” diyecekler!
“Biz biliriz” derlerse, seçim sonunda kim kazanırsa kazınsın, gürültüsü devam eder!
Ve “biz biliriz” diyenler, argo deyimle kamuoyunda “madara” oldular!
KREŞ PROJESİNİ
HAYATA GEÇİRİN!
Birkaç gün önce genç meslektaşlarımızdan Meltem Karakaş’ın “Bir annenin gözyaşları” başlıklı haberi vardı…
Haberde eşinden boşanmış olan bir anne “iki kız çocuğum var. Okula gidiyorlar.
Anne çocuklara baktığı için işe gidemiyor…
İş olmayınca faturalar birikiyor.
En temel ihtiyaçlar…
Elektrik, su, barınma ve doğalgaz faturalarını ödeyemez duruma geliyor…
Tek istediği çocuklarına kreş!
İşi ben kendim bulurum, diyor…
Haberin yapıldığı sırada ödenmeyen faturalar nedeniyle doğalgazın kesilmesi de ayrı bir trajedi…
Haberin ardından hem Tepebaşı Belediyesi hem de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığıyetkilileri harekete geçmiş…
Gerekli girişimleri yapmış…
Duyarlılık hiç kuşku yok ki önemlidir. Ama çözüm değildir.
Dar gelirli aileler ve ihtiyacı olanlar için ne yazık ki şehrimizde “kreş hizmeti” verilmiyor.
Belediyelerimizin, önümüzdeki süreçte ücretsiz kreş açmayı” kendilerine hedef olarak koymalarında fayda var!
CİMRİ VE CÖMERT!
İnsanlar doğuştan cimri veya doğuştan cömert olabilir mi?
Cimrilik veya cömertlik ailemizden gelir...
Yaşadığımız çevre belirleyicidir.
Cimri olan birisine eli açık olmayı öğretebilirsiniz...
Ama kalben cömert olmayı asla öğretemezsiniz...
Çevremizde “kalben cömert olan” insan sayısı pek azdır!
EGOLARIMIZ!
Dünya için başarı, ego övgüsüdür.
Benim için değil…
Benim için başarı, mutluluktur.
Kimsenin seni tanıyıp tanımaması önemli değil…
Başkalarının seni tanıması ya da hiç bilinmeden, duyulmadan, fark edilmeden yaşamak hiç önemli değildir…
Eğer mutluysan, başarılı olmuşsun demektir.