10 Mart 2012-03-08
Yaşamın İçinden: Ömer Duru
“Aşiret reisi kim?
Erkek.
İmam kim?
Erkek.
Türbanı zorlayan kim?
Erkek.
Kadınları dövenler, öldürenler kim?
Erkekler.
TBMM’de çoğunluk kimlerde?
Erkeklerde..
Müsteşarlarda, genel müdürlerde, valilerde, emniyet müdürlerinde, kaymakamlarda çoğunluk kimlerde?
Erkeklerde.
Özel yetkili mahkeme yargıçlarında, savcıların da çoğunluk kimlerde.
Erkeklerde.
Kadına karşı şiddeti önlemek için getirilen yasayı yozlaştıranlar kimler?
Erkekler.
Bu satırların yazarı sayın Emre Kongar hocamız şöyle bağlamış yorumunu:
“Karısını döven adamla, sevgilisini bıçaklayan genç, türban üzerinden iktidarını korumaya çalışan politikacı ve bu olayları toplumsal, siyasal yapıdan kopuk “teşkil” vakaları sayan yönetici, aynı hamurdan yoğrulmuştur.”
--//--
Çok ilginç.
Ülkemizde, kadın hakları söylemi edildikçe,
“Kadınlarımızın hakkından geliniyor.”
Bir urgan yarışı yapılıyor gibi.
Bir ucunda kadınlar.
Diğer ucunda erkekler.
Direnmenin mümkünü yok.
Erkekler ipi bıraktığında, kadınlar üst üste seriliyor.
--//--
“Kadın hakları”diye diye.
Mehter marşı çalıyor, biz yürüdüğümüzü sanarak.
İki geri,bir ileri de gidip geliyor, yorulduğumuzu dizlerimize kara su indiğinde fark ediyoruz.
Ve, kadına şiddet son on yılda, binde bin dört yüz artmış.
Kadın örgütleri yıllardır mücadele veriyor.
Ama olmuyor. Kadına hak ettiği özgürlükler verilmiyor.
Sokaktaki adam.
Kadına değil aileyi, bireyi değil kul olanı,toplumu değil cemaati korumaya çalışan olarak öğütleniyor.
Getirilmek istenen Eğitim sistemini görüyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş eğitimcileri:
4-4-4 sistemine karşı devrim diyorlar.
Bir başka yazımda ele alacağım..
Şunu görelim artık
Gazi Mustafa Kemal’in ülkesinde, gericiliğe, bağnazlığa, kadına uygulanan şiddete ve çağdaş laik Cumhuriyet ilkelerine ve haksızlığa karşı:
“Kadınlar değil. Herkes bir şeylerin farkına varmalı.”
10 Mart 2012-03-08
Günlerin getirdiği
--Eskişehir sevdalısıyım demişti—
İki dönem Eskişehir milletvekilliği yaptıktan sonra, üçüncü dönemde listeye alınmayan, uzun bir aradan sonra Enerji Bakanlığı Bakan yardımcısı olan Murat Mercan’dan ses çıkmaz oldu. Sayın Mercan bir sohbette “Ben Eskişehir sevdalısı bir kişiyim. Bundan sonra kentsel sorunlar için vali ile, oda başkanları ve belediye başkanları ile sık sık bir araya geleceğim. Bu sorunların çözümü için ne gerekiyorsa yapacağım”demişti. Demişti de arkası gelmedi nedense? Mercan bir daha gelip gitmedi Eskişehir’e. Milletvekili olmasa da iktidar partisinin bir bakan yardımcısı olarak sorunları gündemine almadı. Demiryolunun yer altına alınma işi altı yıldır sürüncemede bekliyor. Çalışmalar Muttalıp geçidine geldi dayandı. Yıllardır hemzemin geçidi çilesi sürüyor. AKP’nin milletvekilleri kısa sürede yapılacak dediği halde bir sonuç alınamadı. Önceki gün yazdım. Kızılinler beklemeye geçti. Biliyoruz, sayın Mercan bu konularda duyarlıdır. Acaba, kendisine bilgimi verilmedi de,üzerine gitmiyor. Aynı şekilde, yeni stadyum ve gar binası için herkes bir şey konuştuğu halde, bakan kadar yetkisi olan Murat Mercan neden konuşmuyor acaba? Yoksa diyoruz, parti içinde ki dalgalanmalar mı etkiliyor kendisini? Geçenlerde bir AKP yöneticisi bu konudaki bir soruma” Severim Murat Mercan beyi. Bakan yardımcısı olmadan önce birkaç kez görüşmüştük. Ama son günlerde kendisini göremez olduk”dediği içi sayın Mercan’ın kulağını çınlatayım dedim.
--MHP’nin kongresi neden yapılmadı—
MHP’nin Eskişehir örgütünde bir şeyler oluyor, ama ne olduğu bir türlü açıklanmıyor. Geçtiğimiz günlerde yapılması gereken ilçe kongresine gidenler geri döndü. Kongrenin ertelenme gerekçesi açıklanmadı. Hatta ÇGD olarak bana da davetiye gelmişti. Çiçek gönderin demiştim. Olmadı.. Sahi diyorum Eskişehir’de üçüncü büyük parti olan MHP’de neler oluyor? Kongre çoğunluk olmadığı için mi ertelendi. Ertelendiyse, bir daha ne zaman yapılacak açıklanmadı. Partililerden bazıları delege listelerinde parti üyesi olmayanların alındığını görüp, kongreye gitmedi”diyorlarmış doğru mu? Abdürrezak Aktaş bu durumu açıklamalıydı. Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel de konuşmadı. Saklanmaya çalışılsa da, MHP’de istifalardan sonra başlayan kırgınlık sona ermemiş. Duyduğumuza göre, herkes birbirinden yakınıyor, böyle olunca da sorunlar bir türlü çözülmüyormuş. Şimdi gözler neden ertelendiği belli olmayan kongrede. Yapılacaksa, ne zaman yapılacak yapılmayacaksa neden yapılmayacak?
-vatandaş soruyor--
--- Muttalıplı Yaşar’ın sorusu—
Dün ziyaretimize orta yaşlı biri geldi. Biz daha bir şey demeden başladı konuşmaya “Adım Ahmet Yaşar Şenol. Muttalıp’lıyım. Bu gün Dünya Kadınlar Günü ya. Onun için geldim. Kadına saygılıyım. Çünkü beni dünyaya o getirdi. Peki kadınlara gün varda erkeklere neden yok”dedikten sonra devam etti “Kadına şiddet neden var? Neden bir erkek, sevdiği eşini döver? Çocuğunun anasını niçin öldürür bunu sorgulayan var mı?”
A.Yaşar Şenol evliymiş, çocukları varmış. Kadına şiddetin temelinde ekonomik durumun yattığını belirterek şöyle konuştu” İşsiz insan sinirli olur. İşsiz insan kavgacı olur. İşsiz insanın yeri geldiğinde gözü bir şey görmez. Kadın da öyle. Koca bağırır, kadın bağırır. Çıkan kavgada birinden biri ya ölür, ya yaralanır. Ülkemizde durum bu. Bakın şöyle bir. Varlıklı ailelerde kadına şiddet diye bir şey var mı? Yok. Öyleyse, Dünya Kadınlar Günü gibi, bir de Dünya Erkekler Günü olmalı.”
Evet ne dersiniz? Muttalıplı şair A. Yaşar Şenol haklı mı?Şair dedik ya. İşte kendisinin günlük yaşama ilişkin yorumu:
“Akıllıysan lider olursun. Kurnazsan milyoner olusun. Safsan yalaka olursun”
.--------------------------------------------------------------------------------------------------
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...