Tarım ve Orman Bakanlığınca Eskişehir'de koyun ve keçi yetiştiricilerine yaklaşık 4 milyon 700 bin lira ödeme yapacak. Sürü Büyütme Desteklenmesi kapsamında yapılan bu desteklemeyi çok önemsiyorum. Ülkemizde et fiyatları çok pahalı ve bu sorunu halletmenin yolu daha çok et üretmekte. Et ithal ettikçe sorunu daha çok büyütüyoruz. Son olarak Tarım Bakanlığı makamına oturtulan Ekrem Pakdemirli'nin oğlu, geçenlerde küçük baş koyun ve keçi sayısının arttığından övünmüş. Uçak uçurmaktan arta kalan zamanlarında bakanlık yapan genç Pakdemirli'nin moralini bozmak istemem ancak gerçek tam olarak böyle değil.
Koyun ve keçilerin küpe takması gerekiyor. Bu küpeler bir nevi hayvanların kimlik kartı oluyor. Ve hükûmetimiz küpesi olan havyan başına bir miktar parayı koyun – keçi yetiştiricilerine destek olarak veriyor. Allah kendilerinden razı olsun ancak, üreticilerin koyunların küpelerini kopartıp, çekmeceye atıp, koyunlarını mezbahaya gönderdikleri konusunda çok duyum alıyorum. Böylece yıllar önce mezbahaya giden bir koyun, sanki yaşıyormuş gibi yıllardır destekleniyor. Bu suretle devletimizin sistemli bir şekilde soyulduğu tahmin ediliyor. Öyle ki sistemde 10 yaşında, 15 yaşında koyunlar görülüyor. Bir koyunun böyle bir yaşa gelmesi hemen hemen imkansız. Eskişehirli yetkililerden rica edelim, destek verdikleri koyunları gidip saysınlar. Eskişehirli üreticilerin namuslarıyla çalıştıklarına eminim. Ancak araya karışan kötü niyetli kişilere de destek olmayalım...
Maalesef kış aylarında yeterli yağışı alamadık. İlkbahar aylarında ise beklenen yağmurlar gelmedi. Şimdi yazın ortasına geldik ve bahar yağmurları gecikmeli olarak barajlarımızı dolduruyor. Aslında mevsimlerin dengesi değiştiği için biraz karamsarız. Ancak yine de yağışlara seviniyoruz. Son olarak kentimizin güzel mesire yerlerinden biri olan Musaözü göletinin dolduğunu sevinerek öğrendik. Gerçe buğday başta olmak üzere tahıl ürünleri için geç kaldık. Maalesef seneye buğday kıtlığı yaşayacağız. Ancak bostancılık için su ihtiyacı devam ediyor. Bir de evsel kullanım için de daha az endişe ediyoruz. Sanırım bu seneyi de atlattık. Ancak eldeki bütün veriler ciddi bir kuraklığın dünyayı beklediğini gösteriyor. Derhal tedbir almalıyız. Ancak siyaseten birbirimizi yemekle meşgulüz.
HDP İzmir İl Binası'na yapılan saldırı amacına ulaşmadı. Saldırgan Onur G. İŞİD bağlantılı bir terörist. İl Binasına girip, belinden çıkarttığı tabancayı ateşleyip, 35 yaşındaki gencecik bir kızcağızımı öldürmüş. Merhume Deniz Poyraz'a Allah'tan rahmet diliyorum. Daha önce Suriye'ye gitmiş Onur G. gibi kaç kişi acaba aramızda dolaşıyor? Türkiye'nin Suriye politikası'nın yan etkilerini görüyoruz. İnşallah daha beteri olmaz...
Onur G'nin belli ki ayarlanmış sosyal medya hesaplarında sürekli milliyetçi söylemlerde bulunduğunu, bozkurt işareti yapan fotoğraflar paylaştığını görüyoruz. Belli ki bazı çevreler saldırganı MHP'liymiş gibi göstermeye özen göstermişler. Muhtemelen amaçları HDP'li gençleri sokağa indirmek, bir yerlerden kalabalığa el bombası atmak, olayları daha da büyütmek ve bir iç savaş provası yapmaktı. Neyse ki AK Parti, CHP, MHP ve İYİ Parti, HDP'ye yapılan saldırıyı net bir şekilde kınadı. Türk Milleti'nin aklıselimi de galip geldi. Türkler ve Kürtler bu memlekette can ciğer kuzu sarması gibi yaşıyoruz. Hiç kimse birlik ve beraberliğimizi bozamaz...
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...