Kabukcuoğlu zor yerden sormuş

AK Partili Nabi Avcı gibi kıymetli isimlerin görevden uzaklaştırılıp, yerine Ziya Selçuk gibi partili olmayan isimlerin getirilmesini savunanların sesleri pek çıkmıyor. Nasıl çıksın ki? Son olarak, "Ziya Selçuk sorunların üzerine atılacak. Eğitim konusunda Japonya bizi kıskanacak, Almanya Eğitim Bakanı istifa edecek, Gambiya'da hükûmet düşecek" diyorlardı.

Ne diyelim; Hayaller Paris, gerçekler Pasinler...

Milli Eğitim sistemimizdeki sorunlar dağ gibi duruyor olduğu yerde. Sayın Bakanı son eleştiren isimlerden birisi tanıdıktı. İYİ Parti Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu, Milli Eğitim Bakanına cevaplaması için bir dizi soru yöneltti. Kabukcuoğlu aslında hepimizin susup ve bütün diğer konuları bir köşeye bırakıp tartışmamız gereken bir meseleyi dile getirmiş. İlkokul çağındaki okullaşma oranlarındaki korkunç düşüş oranları...

İşin doğrusu Türkiye'de aileler o kadar fakirleşti ki, pek çok aile evladını ilkokula yazdırmak yerine çalıştırıyor. Yavrularımız kalem tutacak minicik elleriyle ayakkabı fırçası tutuyor... 2012'de ilkokul çağına gelen çocukların neredeyse tamamının (Yüzde 98,86) okula başladığını kaydeden Kabukcuoğlu bu oranın geçen sene yüzde 91, 92'ye düştüğünü hatırlatmış. Tabii bu gerilemeden Eskişehir de nasibini almış. Resmi rakamlara göre şehrimizdeki okullaşma oranı yüzde 90,99'a düşmüş.

Yani işin özeti; ilkokul çağına gelen 10 çocuğumuzdan birisi, fukarılık yüzünden okula kaydedilmemiş.

Eğer ki 10 çocuğumuzdan biri okula kaydedilmiyorsa, bundan daha büyük bir beka sorunu tahayyül edebilir misiniz? Memleket olarak nasıl bir felakete sürüklendiğimizin, nasıl bir uçurumun eşiğinde olduğumuzun farkında mıyız acaba?

Biz durumun farkındayız ancak Sayın Ziya Selçuk'un farkında olup olmadığını, Arslan Kabukcuoğlu'na vereceği cevaptan öğreneceğiz. Tabii bir eğitimci olan Ziya Selçuk, "Eskişehirli Milletvekili zor yerden sormuş. Öğretmen bana taktı" diye düşünmezse eğer.

İlk 500'de yine aynı markalar

Ülkemizin en büyük 500 firması açıklandı. Her yıl bu listeye yeni bazı isimler eklenir ve bazıları da listeden daha aşağılara düşer. Eskişehir'de ise listeye girmeyi başaran isimler üç aşağı beş yukarı bellidir. Bu sene de ETİ Gıda ve Peyman Kuruyemiş, listeye giren iki gıda şirteti oldu. Bunun yanı sıra yüksek toknoloji üreten TEİ ve Alp Havacılık da bizleri şaşırtmayan isimlerdi. Bu kuruluşlarla bir Eskişehirli olarak gurur duyuyoruz. Bu gurur duyduğumuz isimlerin daha da çoğalmasını isteriz. Fakat maalesef yeni büyük markalar üretemiyoruz. Bu konuda biz Eskişehirlilerin biraz da şapkasını önüne alıp düşünmesi gerekiyor. Gerçi, "Bırak Eskişehir'i, Türkiye yeni bir marka üretemiyor ki" diyenlere de hak vermiyor değiliz. Bir ülke marka yarata yarata, ürete ürete büyür; sata sata değil...

O vekiller örnek alsın 

Kurulduğu günden beri at yetiştiriciliğiyle ön plana çıkan Mahmudiye ilçemizdeki hipodrom meselesi, kentimizin kanayan yarası haline geldi. Bir şehirde para kazanmak ve istihdam yaratmak istiyorsanız, mutlaka fabrika kurmanıza gerek yok. Turizmle, hayvancılıkla veya tarımla da para kazanabilirsiniz. Sultan 2'inci Mahmud zamanında kurulan tavlalardan biri olan Mahmudiye, nicedir safkan yarış atları üreterek kentimize önemli bir katma değer sunuyor.  Ancak Türkiye Jokey Kulübü'nün haraları kapatmasıyla birlikte hipodromumuz da işe yaramaz bir şekilde bir köşeye atıldı. Halbuki atçılıkta büyük paralar var. Konuyu TBMM gündemine getiren Utku Çakırözer, "Hipodrom standartlarında olan bir idman merkezi var ama biz bunu bir türlü bir hipodroma dönüştüremiyoruz. Gerekli tüm ekipmanlar var ama devlet eliyle yapılan yatırımlar maalesef atıl bırakılıyor" diyerek önemli bir konuya parmak basmış. CHP Milletvekilinin konuya gösterdiği hassasiyetin İktidar ve destekleyen vekillerimiz tarafından da örnek alınmasını temenni ederiz.