İYİ Parti Milletvekili Arslan Kabukçuoğlu, son zamanlarda artan toplu intihar vakalarıyla ilgili önemli bir açıklamada bulundu. Gazete ve televizyonlarda yayınlanan intihar haberlerinin, zaten intihar etmeye meyyal kişiler üzerinde özendirici bir etkisi olduğu biliniyor.
Bunu ben uydurmuyorum; yapılan sayısız araştırma intihar haberlerinin özendirici etkisi olduğunu gösteriyor. Hele ki "Boğazın serin sularında sonsuzluğa karıştılar" gibi romantik başlıklar çok tehlikeli. Aslında en iyisi intihar haberlerini hiç vermemek ve bu haberleri görmezden gelmek. Öte yandan ülkemizde hemen her hafta toplu intiharlar yaşanırken, bunları hiç görmemek de olmaz.
Çünkü bu konunun sağlıklı bir şekilde masaya yatırılması gerekiyor. Oysa ki bizim basınımızda söz konusu haberlerin sağlıklı bir şekilde masaya yatırılmadığını görüyoruz. Bazı haberlerde hükumet suçlanırken, bazılarında da intiharların nasıl gerçekleştirildiği ayrıntılarıyla anlatılıyor. Sanki intihar etmek isteyenlere bir yol haritası seriliyor. Nitekim Arslan Kabukçuoğlu da bu konuya değinerek, intiharlarda kullanılan zehirlere kadar ayrıntıların verilmesini eleştirmiş.
Sayın Kabukçuoğlu'na sonuna kadar katılıyorum. Biz gazeteciler habersiz kalmayız. Bir sokak kedisinin bir köpeğe kabadayılık yapması bile – eğer haberi iyi işlemesini bilirseniz – haber değeri taşır. Eğer böyle intihar haberi yapacaksak, hiç yapmayalım daha iyi...
Suriyeliler iyice yerleşiyor
Barış Pınarı Harekatı başladığı zaman en çok da Suriyelilerin gideceği için sevinmiştik. Fakat gelinen aşamada görüyoruz ki dağı, fare doğurmuş. Öncelikle 480 kilometre genişliğindeki harekat alanımızı 3'te birine düşürdük. Daha sonra Amerikan Başkanı'nın terbiyesiz mektubundan sonra operasyonu durdurduk. Akabinde Ruslarla bir anlaşma yaparak harekata kaldığıımız yerden devam etmeyeceğimiz anlaşıldı. Yine de Suriyelilerin geri döneceklerine ilişkin umutlarımızı muhafaza etmeye çalıştık. Şimdi öğreniyoruz ki Suriyelilerin geri gitmeleri için 'Gönüllü' olmaları gerekiyormuş. Sizi bilmem ama ben bu işe çok 'Gönülsüz'üm. Allah aşkına adamların bir elleri yağda, bir diğeri de balda. Neden gönüllü olacaklarmış ki?
Hepimiz kanser oluruz
AK Partili ve MHP'li milletvekillerimizin oylarıyla, termik santrallerin bacalarına filtre takma zorunluluğu 2 buçuk sene daha tehir edildi. "Hayırlı uğurlu olsun" diyeceğim, fakat bu işin neresinde hayır var, artık orasını size bırakıyorum.
Hani bazıları "Efendimiz hazreteri, halife-i ruy – i zemin, tebâsının sağlığını o kadar düşünüyorlar ki, sigara zam yapıyorlar" diyenler vardı ya; işte onların şimdi nasıl kıvıracaklarını merakla bekliyorum. Çünkü atmosfere oluk oluk salınacak zehirli gazlarla hep birlikte ve bir güzel kanser olacağız. Tabii bu arada "Alpu'ya yapılacak santral süper olacak. Bir teknolojisi olacak Japonlar kıskanacak. Çevreye hiç zararı olmayacak" diyenlerin de nasıl kıvıracaklarını görmek ayrı bir konu. Artık kıvrak bir oryantal eşliğinde sanatlarını icra ederler...
Elbette sahne almadan önce 'Tüy dökücü krem'lerini kullanmayı da ihmal etmesinler. Zira hatırlayacaksınız bir ara Alpu Termik Santralinin reklamını yapmak için tüy dökücü krem dağıtmışlardı Eskişehirlilere. Sanırım şu anda en çok kendilerinin ihtiyacı vardır bu kremlere.