Jale Nur Süllü'den açıklama!

08.01.2020 tarihli Anadolu Gazetesi “Eskişehir Notları” köşenizde, şahsımın söylediği iddia olunan bir cümlenin, güya dedikodusunu esas alarak kaleme almış olduğunuz yazıyı,  üzüntü ile karşıladığımı belirtmek isterim. Partimi kamuoyunda tartışılır kılmamaya gösterdiğim özenle basında çıkan her yazıya yanıt verme alışkanlığım olmamasına karşın, toplumu ayrıştırma noktasına getiren “sözde dedikodu” haber üzerine yazılan köşe yazınıza cevap vermek ve gerçekleri kamuoyu ile paylaşma gereği, doğmuştur.
Kişiliğim ve yetiştirilme tarzım gereği, sadece siyasette izlediğim yolda değil,  yaşamımın her alanında birleştirici ve kucaklayıcı bir dil kullanmaya özen gösteren biri olarak, özellikle inançlar üzerinden bir ayrıştırmayı ön plana çıkaran bir ifadenin tarafıma atfedilmesini kabul etmem mümkün değildir. Söylenti olduğu iddia edilerek doğruluğu, tarafıma sorulma gereği bile duyulmadan, hiçbir belge ve bilgiye dayanmaksızın kaleme alınan gerçek dışı yazının, kesinlikle doğru olmadığını, ifade etmenin yan sıra, yazı içeriğini,   itibar zedelemeye yönelik,  kin ve nefrete sürükleyerek hedef gösterici bulduğumu ve şiddetle kınadığımı bildirmek isterim.
Çok değerli Eskişehirli hemşerilerimden aldığım yetki ile sadece, şehrime ve ülkeme hizmet etme aracı olarak gördüğüm siyaseti, temiz ve doğruluk ilkeleri çerçevesinde  yapmaya, var gücümle çalışırken, birlikte acılarını, sevinçlerini, yeri geldiğinde sofrasını paylaştığım dostlarımla ve partililerimle aramı açmaya yönelik olduğu her halinden belli yazının, doğruları içermediğinin,  kamuoyu tarafından bilinmesi gerekmektedir.
Genel Başkanımız Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU’nun, ülkemizin içinde bulunduğu tehlikeyi öngörerek demokrasiye inancı doğrultusunda,  Genel Merkezimizin, Türkiye genelinde gerçekleştirmiş olduğu ittifakla girmiş olduğumuz 31 Mart Yerel seçimlerinde, partimizin her üyesinin de yapması gerektiği üzere, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili olarak, parti görevi ve bilinci ile gerçekleştirmiş olduğum siyasi çalışmaların,  inanç ayrışması noktasına indirgenmeye çalışılmasını, bilinçli bir yıpratma çabası olarak gördüğümü de  ifade etmek isterim. 
Söz konusu yazınızda yer alan açık davete ilişkin olarak,  en kısa sürede Es TV kanalında gerçekler üzerinde konuşmayı kabul ettiğimi ve sizi nerede, ne zaman, hangi etkinlikte, kimlerin huzurunda söylendiği belirtilmeyen, güya söylentiye dayalı yazınızın içeriğini, doğrulamaya ve ispatlamaya davet ettiğimi, kamuoyuyla paylaşmak isterim.
 

HAKAN CIRIT BU SESİ DUYAR!

 
DMD Kas hastası çocuklarının büyük bir sıkıntısı var…
Eğitim almakta zorlanıyorlar!
Gazetelerde bugün detaylı olarak haberleri yer alıyor!
Umut Kaan 10 yaşında…
2 yıl okula gidebilmiş. 2 yıldır gidemiyor. 4. Sınıfta! Öğretmenler evde eğitim vermiş. Ancak bu dönem gelen öğretmen yok! Çünkü bu eğitimler gönüllü olarak veriliyor…
Mustafa Balbay ise 8 yaşında! Şimdilik okula gidebiliyor!  Sınıfı birinci katta! Ailesi diyor ki “giriş katına alınamaz mı?”
Olmayacak istekler değil!
Tam aksine, kolaylıkla yapılabilir! Milli Eğitim Müdürü Hakan Cırıt’ın bu konulara çok duyarlı olduğunu biliyorum. Gerekeni mutlaka yapacaktır!
Elbette görev sadece Milli Eğitim’in değil! Sendikaların da mutlaka bu konuda yapacakları vardır. Sonuçta “Gönüllü öğretmen” konusunda asıl görev sendikalara düşüyor!

KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİ!

 
Orhangazi Ortaokulu’nda yaşanan dayak olayı, eğitim camiasını epey meşgul edecek gibi gözüküyor…
Kaynaştırma öğrencisi 10 yaşındaki bir çocuk öğretmeni tarafından dövülüyor!
Kamera görüntülerinde bu dayak olayı açık ve net şekilde gözüküyor...
…/…
Öğrenci kaynaştırma öğrencisi…
İlaç alıyor ve bu nedenle de sınıfta uyuya kalıyor. Öğretmen uyandırıp sınıftan dışarı çıkarmak isteyince olaylar büyüyor ve öğrenci dayak yiyor!
…/…
Öğrenci ile ilgili daha önce bir çok şikayet gelmiş olabilir! Davranışları onaylanmayabilir. Ancak sonuçta 10 yaşında bir kaynaştırma öğrencisi…
Öğretmenlerin bu konuda daha duyarlı ve dikkatli olması gerekiyor. Sabır limitlerini yükseltmeleri gerekiyor.
Kısacası, eğitimcilere de kaynaştırma konusunda eğitmek gerekir!
 

YURTSEVERLİKLE MİLLİYETÇİLİK ARASINDAKİ FARK!

 
-Yurtseverlik ve milliyetçilik arasındaki fark şudur: yurtsever, ülkesinin yaptığı şeyden gurur duyarken, milliyetçi, ülkesi ne yaparsa yapsın ondan gurur duyan kişidir. Yurtseverlik tutumu bir sorumluluk duygusu yaratır. Milliyetçilik tutumunun yarattığı şey ise savaşı körükleyen kör bir kibirlenme duygusudur. (Sydney J. Harris)
 

GÜNÜN KARİKATÜRÜ