Odunpazarı Belediye Meclis’inde odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ile AK Parti İl Başkanı
Zihni Çalışkan’ın ES TV ekranlarında yaptığı iki konuşma birbirine ne kadar çok benziyor.
Önce Kurt’un konuşması:
- Ezbere, aslı olmadan, uydurma yazarak memurlarımızın itibarı ile oynamaya çalışıyorlar. Siyaseten Kazım Kurt’a karşı kurulan internet siteleri var. Biz savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Cevap vermedik çünkü gündem olmak istiyorlar.
- Ben de internet sitesi kurup böyle yalan yanlış haber mi yapayım? Arkadaşlarımız yalan haber yapıyor. İnternet medyasını ahlaki sorumluluğa davet ediyorum. Sırf bunları yazması için maaşa bağlanan arkadaşlar var. Bunlara asla taviz vermem ve sonuna kadar mücadele ederim. Vicdanen çok rahatım. Hiç kimseden korkmuyorum.
- Bel altı vurmak isteyenler, bizim de hörgücümüzde bir şeyler var. Biz de onları açıklarız herkes kendi hesabını kendi verir. Biz kimin elektrik, su, doğalgaz faturasını kim ödüyor biliyoruz. Sabrımızı zorlamasın kimse!
Başkan Kazım Kurt’a haksız diyemem!
Bal gibi haklı!
Ama sayın başkan işin buraya
gelmesinde belediye başkanlarının, şehirdeki diğer yöneticilerin ve CHP’nin de hiç hatası, katkısı yok mu?
Geçiyorum…
AK Parti İl Başkanı Zihni Çalışkan…
Bakın benzer açıklamaları ondan da duyduk!
Şöyle diyor:
- Kalabak Su sorunu sadece AK Parti il başkanının sorunuymuş gibi algılanıyor! Niye sadece AK Parti il başkanının sorunu olsun ki Kalabak Su’yu. Burada binlerce insan Kalabak Su’yundan mağdur oluyor.
- Birçok yerde açıklama yapıyorum. Aynı açıklamayı sadece birkaç cesaretli haber sitesi veriyor. Diğer hiç biri o konulara değinmiyor bile. Arka sayfalarında bile yer almıyor. Ben üzerime düşeni yaparken, siz neden bunu yansıtmıyorsunuz? Niye diğer insanların da meseleye dahil olmasını hazmedemiyorsunuz?
- 21 yılı aşkın süredir bu demokrasi anlayışıyla basın sindirildi, hemşerilerimiz şehre ilişkin özlemlerini anlatamaz oldular. Bu sindirilmişlik bu şehre ilişkin tek merkezli yönetim insanları olumsuz etkiliyor. Herkes eleştiriye tahammül edecek!
AK Parti il başkanı Zihni Çalışkan’a kimse haksız diyemez!
Sonuna kadar haklı!
İyi de başkanım basının bu halde olmasında
verdiğiniz tarifin dışında partinizin hiç mi sorumluluğu, suçu yok!
…/…
Gazetecilik ne yazık ki en güvenilmez meslekler arasında yer alıyor! Ama bu sadece gazetecilerin ve gazeteciliğin sorunu değil!
Ne yaptıysanız siz yaptınız!
Ve iyi ki gazeteciler var!
Yoksa bu kadar hatanın sorumlusu kim olacaktı!
Görüyorsunuz, en küçük eleştiri de bile top dönüp dolaşıp gazetecinin kucağına geliyor! Gazetecilik mi?
Halkla ilişkiler faaliyetine ilaveten
şu sıralar “Günah keçisi” olmaktır görevleri!
SESEKAN VAR MI?
Bir zamanlar “sigorta” denince bizim aklımıza sadece SSK gelirdi!
Devlet memuru olamayanlar için SSK’lı bir işte çalışması da önemliydi. Ardından bankalar ve kredi kartlarıyla tanıştık…
Kredi kartınız varsa, banka sizi mutlaka arıyor…
Ve yeni bir şeyler satmaya çalışıyor. En bilineni sigorta!
Sağlık sigortası…
Kaza sigortası…
Afet sigortası…
Yangın sigortası…
Seyahat sigortası…
Hastalık sigortası…
Mankenin bacağı, şarkıcının ses teli bile sigortalanıyor!
Çeşit çeşit sigortalar. Satın aldınız. Tüm bu sigorta sizi korumaya yetiyor mu?
Hayır! Bir kaza anında bedelini alıyorsunuz! Şimdi devlet bankalarının sigorta şirketleri birleşti!
Bu şirketler büyüyecek! Peki ne yapacak? Daha fazla sigorta…
Şöyle etrafınıza bakın bakalım, neleri sigorta ettirebilirsiniz!
KAN DAVALIMIZ!
Selahattin Demirtaş, şöyle dedi:
- Eğer dışarıda olsaydım, yanıma Başak’ı alır,
Meral Akşener’in evine bir sabah kahvaltıya giderdim.
Akşenir’in yanıtı “töreli” oldu:
-Güneydoğu’da şöyle bir gelenek var: Kan davalınız bile olsa kapınızı çaldığı zaman içeri alırsınız.
Evin en yaşlısı tarafından karşılanır. Sonra kapıdan çıkıp gittikten sonra davanız devam eder. Güneydoğu’nun böyle bir özelliği var.
MHP’den ayrılmak zorunda bırakılan Karadenizli MHP Milletvekili Cemal Enginyurt, konuya müdahil oldu ve şöyle dedi:
-Bizim Karadeniz de "kan davalımız" asla bir sabah kapımızı çalıp kahvaltıya gelmez.
Çünkü o da bilir ki! Kan davalıyız.
GÜNÜN SÖZÜ!
Zenginler fakirlere tanrıdan başka bir şey bırakmadılar.
Nietzsche
GÜNÜN KARİKATÜRÜ