Kimse yaşanan ekonomik krizi salgına bağlamasın. Ülke olarak ekonominin çökme aşamasına geldiğini 2017'den beri söylüyoruz. Yani ortada salgın hastalık olmasaydı da ayvayı yemiştik. Belki çöplerden sokak köpeklerini kovalayıp yiyecek arayanların fotoğraflarını görmezdik. Ancak pandemi diye bir şey olmasa da ülke ekonomisi çok kötü olacaktı.
Biz korona virüse anormal cari açık, yüksek enflasyon, bütçe açığı, durgunluk ve tarihin en büyük dış ve iç borcuyla yakalandık. Hay Allah unutmuşum; bir de tarihin en büyük işsizliği var. Bir de ödemeler dengesi krizimiz vardı... Sonra para piyasalarındaki daralma da var. Reel sektöre bunun yansımaları var. Bakın durdukça insanın aklına geliyor.
Her neyse...
Öyle karamsarlığa kapılmanıza gerek yok. Çok şükür Kıbrıs'ta piknik yapmaya 8 tane özel uçakla gidebiliyoruz; kıskanan zavallı Almanlar çatlasın...
Öte yandan esnafın durumu da ortada. Sahi ne olacak bizim esnafımıza? 18 gün kapanacağız; bu esnaf taş mı yiyecek? Asrın hükûmetimizin moralini bozmak istercesine bütün esnaf söz birliği etmiş gibi, "Batıyoruz" diye ağlaşıyor.
Kardeşim teröristlik yapmanın lüzumu yok!..
İç ve dış güçlerin maniplasyonu ve İngiliz bankerlerinin ajitasyonunu unutmayın. Ayrıca CeHaPe'nin pompalamasyonu, İP'in istasyonu ve emekli amirallerin sinemasyonunu da unutmayalım. Ekrem İmamoğlu'nun kanalizasyonu, Türk Tabipler Birliği'nin komplikasyonu ve Haçlı Şovalyelerinin dezenfermasyonu olmasa durum farklı olurdu. Elbette Joe Biden'ın demorilizasyonu ve Avrupa Birliği'nin transformasyonu da var.
Velhasılı kelam durumunuz çok iyi esnaf kardeşim. Adamın asabını bozmayın, yoksa maruz kalacağınız muamele aklınızdan çıkmasın; Silivri Zindanlarının rehabilitasyonu...
Bazıları hükûmeti tam kapanmaya gittiği için eleştiriyor. Eğer ki bu kararın geç alındığını düşünüyorsak, bu konuda yapılan eleştirilere katılırım. Ancak tam kapanma kararının alınmasından başka bir çare bulunmuyordu. Vaka sayıları açısından değerlendirdiğimiz zaman ülkemiz, Hindistan'dan sonra geliyor ve açık konuşmak gerekirse "Berbat" durumdayız. Hem hükûmet olarak hem de toplum olarak bu kriz karşısında sınıfta kaldık. Sürekli yarım yamalak kapanma kararları alıp, bu yarım yamalak kararlarımızı da yarım yamalak uyguladık. Geldiğimiz nokta ortada. Bir yerde neşteri vurmak, "Ne olacaksa olsun artık" diyerek radikal kararlar almak gerekiyordu.
Bu zor kararı alan hükûmeti kutluyorum. 18 günlük kapanmanın tam olarak "Tam Kapanma" olmayacağı aşikâr. 2 – 3 günlük sokağa çıkma yasaklarını karşılamak mümkün. Ancak kimse bu kadar uzun süre evindeki erzağı tedarik edemez. Dolayısıyla bazı yerlerin açık olması kaçınılmaz. Market ve benzeri yerlere gitme hakkını vatandaş olarak nasıl kullanacağız? Acaba gerçekten ihtiyaçlarımızı karşılamak için alış veriş yapıp ve derhal evimize geri mi döneceğiz? Yoksa, "Vallahi ekmek almaya çıktım Memur Bey..." diyerek suiistimal mi edeceğiz?
İçimden bir ses, bu konuda da sınıfı geçemeyeceğimizi söylüyor...
21'inci dönem DSP milletvekili Mail Büyükerman koronavirüse yenilerek aramızdan ayrıldı. Eskişehir siyasetinin renkli isimlerinden biriydi Büyükerman. 93 yaşında aramızdan ayrılan Avukat Mail Büyükerman'ın çok iyi bir hayırsever olduğunu da biliyoruz. Değişik bir kişiliği vardı. Mesela bir muhabir olarak karşısına geçtiğimi ve, "Sayın Vekilim siz Atatürk'e benziyorsunuz. Şöyle Atatürk'e benzeyen bir fotoğrafınızı çekebilir miyiz?" dediğimi çok iyi hatırlıyorum. İşte o zaman Mail Büküyerman hiç üşenmezdi. Evvela kaşlarını yukarı kıvırır, sonra – gayet ciddi – profilini döner ve sanki Sakarya Meydan Muharebesini takip ediyormuş gibi kararlı bir bakışla fotoğraf çektirirdi. Muhtemelen tanıyan herkesin ardından üzüleceği bir kayıp yaşadık. Eskişehir'e iz bırakmış kıymetli bir kişiydi. Allah'tan rahmet diliyoruz.
Muhtarlar yanlarına üç esnaf alır sa esnafın derdi bitmiş olur nokta
Kardeşim evet enflasyon var pahalılık var. Geçmişte gecelik % 250-300 faizleride gördük üstelik bir kaç yüzyılda bir gelen salgın falanda yoktu. Çöküntü nedir biliyormusun ? Devletin ödemeler dengesi bozulur maaşları bile ödeyemez duruma düşer . Oysa bugün kime ne ödenecekse tıkır tıkır ödeniyor. Tabi siz kim neyi duymak istiyorsa onu yazıyor ve canhıraş çalışanlara haksızlık ediyorsunuz. Sıkıntı var ama türkiye bu sıkıntıyı maksimum bir yılda aşar. Devlet elektrikleri mi kesti , petrol mü ihhal edemedi. Söyledikleriniz müsait kitlelere hitap eder o kadar.
Ağzınıza sağlık Mustafa bey.