Görüşler
İspiyoncu
Eskiden "ispiyoncu" derlerdi...
Sonrasında "muhbir", "ıslak imzacı" ya da "gizli tanık" oldu gitti...
………
Yıllar önce yakından tanıdığımızı sandığımız biri, gururlu bir hava ile gelmişti...
"İyi yapmışım değil mi abi?" diye başladı:
"Hani bizim .... var ya, iki tek atalım diye girdik meyhaneye... Kafayı bulunca başlamaz mı dağıtmaya!
Hükümete bile küfredince masadan kalkıp karakola koştum ve yakalattım abi!.."
Gerçekten de o kişi gözaltına alınmıştı...
İhbarı yapan havalardaydı:
"Polis olmak istiyorum abi, hem de şöyle koruma gibi!..”
Vatandaşlık görevini yapan bu arkadaşımızı kutlamıştık:
"Senin gibi vatanseverler olmasa, ne olur bu memleketin hali!..”
………
Aradan bir süre geçmişti...
Aynı vatandaş yine bir meyhanede kafayı buluyor ve bir caddede işeyerek yol çiziyor!..
Olacak ya, zabıta devriyesi de oradan geçiyor... Hemen yakalıyorlar ve hakkında zabıt
tutup ceza kesiyorlar…
"Caddeye işemekten .... lira para cezası..."
Bizimki unutuyor bu cezayı...
Birinci, ikinci tebliğ yok!
"İşemekten i icraya düşüyor!.."
Kimbilir nasıl veryansın etmişti, yasalara, kitaplara, kurallara!
Sonra onu kim ihbar etmişti acaba?
"Sindirim yolları mı!.."
Bir süre sonra yine yolda karşılaştık vatandaşla...
"Ne haber abi, biliyor musun?" diye yine başlarken sözünü yapıştırdık ağzına:
"Aman dikkat et" dedik :
"Hükümet artık çok değişti, sonra bak karşıdan zabıta geliyor haaa!.."
………
Yaşamımız boyunca hiç sevmedik bu olguyu:
"ispiyoncu..."
Yazık ki..
"Bavulcusu bile var artık!.."
Günün Olayı
Ne şike ne teşvik varmış... Teşebbüsün teşebbüsünde kalmış olay... Sahaya yansımamış.
Hatırlatırız... Benzer sebepten 250 albay ve general hapiste...
Demet Eral
Günün Biberi
Yazar Adalet Ağaoğlu, Cemil Çiçek'ten "Pırıl pırıl yepyeni bir demokrasi anayasası" istemiş.
Anlaşıldı, Adalet Hanım'ın da Türkiye'deki adaletten farkı kalmamış!
Fahrettin Fidan
Gerilim
Adalet Bakanı Ergin gazetecilere Silivri Cezaevi'ni gezdirecekmiş.
Emlakçının müşteriye ev gezdirmesi gibi bir şey...
Haldun Ertem
Kolsuz Yaşar’dan
Hormon yangınına karşı da önlem alalım ağabeyler…
Cuk
Yüzsüzlük listesine girememek kadar büyük yüzsüzlük olamaz!
Balthör
Özdeyiş
Evli bir erkeğin mutluluğu evlenmediği kadınlara bağlıdır.
Oscar Wilde
Kıssa-dan
ES Es’e bir maç seyircisiz oynama cezası verilmiş…
Haydi kızlar, çocuklar maça…
Konuşma özürlü ama!
Çok eski iki arkadaş barda oturup sohbet ederlerken biri, "Bana bütün kalbinle doğruyu söyleyeceksin" demiş, "Bu bardaki bütün erkekler neden benim nişanlımı çok çekici buluyorlar?"
Arkadaşı, "Konuşma özürlü olmasından kaynaklanıyor” diye cevap vermiş..
"Ne alakası var?" diye sinirlenmiş bizimki :
"Benim nişanlım konuşma özürlü değil ki?"
"Sen farkında değilsin" demiş arkadaşı :
"Seninki hiç kimseye hayır, olmaz diyemiyor!"
Evli misiniz?
Gecenin ilerleyen saatlerinde, parkta sevişen çifte yaklaşan polis erkeğe sordu:
"Evli misiniz?"
-Evet.
"Peki o zaman niçin eve gitmiyorsunuz?"
-İmkansız memur bey, evde karım var!..
Günün Şiiri
Ülkü yolcusu
Alıp başını öyle deli toylak gider
Bir güvençli ki hani bu kadar olur
Yüreğini tüm sevgilere açık tutmuş
Bilmez, yasaların geçersizliğini
Bilmez kuralları ezilip ufalanır
Yine de dediğim dedik çaldığım düdük
Bir şarkı dudaklarında ince soluk
Alıp başını öyle deli toylak gider
Yüreğini tüm sevgilere açık tutmuş
Bir güvencin ki hani bu kadar olur..
Süleyman Özel (Varlık-1968)
Atatürk rozeti ve Kemalist takıntısı
Bir tramvayda bir bayanın başına gelen "Atatürk rozeti" olayını biliyorsunuz...
Arkadaşlarımız yazdılar, kadının önüne dikilen bir bay, "Onu çıkarın yakanızdan, kim olduğunu ve neler yaptığını bilmiyor musunuz?" demiş...
Ama karşısında dirençli bir "Atatürkçü” varmış ki, karşılığını vermiş…
Olayın üzücü ve asıl düşündürücü yanı ise, tramvaydakilerin sanki hiçbir şey olmuyor gibi suskun kalmalarıymış…
Daha sürecek böyle olaylar...
Geçen gün de "Melih Aşık" buna benzer bir "Kemalist takıntısı"nı dile getirmiş:
-Bu da yeni çıktı...
“Müslümanlar Kemalist olmuşlar...”
Benzerlik mi?
“Kemalizm de yasakçıymış bugünün iktidarı da...”
Bir körlük mü söz konusu?
Yoksa bugünün iktidarı üzerinden dünü karalamak mı?
Her türlü numara vardır bizim liberallerde...
Acaba "Peter Üstinov"un şu sözünü bilirler mi?
"Güneş doğarken de batarken de gökyüzü aynı renge boyanır. Zamanı bilemezsen aradaki farkı yani gündüz mü başlıyor gece mi başlıyor anlayamazsın..."
Bizim liberal enteller de o hesap...
Gündüz mü başlıyor gece mi, farkında değiller...
Ya da farkında değil görünüyorlar...