Yaşamın İçinden
-İşini bilmek—
Evlendiği kızdan umduğunu bulamayan genç, sesini çıkarmamış.
Geçinip giderlerken bir gün eve gelip zile basmış.
Ses yok.
Bir iki derken kapıyı açan eşine çıkışmış:
“Yarım sattır zil çalıyorum nerdesin?”
Hanımı gayet rahat yanında ki kadını göstermiş:
“Kulağımı deldiriyordum. Duymamışım”
“Ne biçim kadınsın”demiş genç adam
“Babanın evinde yapacakları burada, burada yapılacakları orada yaptırıyorsun.”
--//--
Fıkrayı yazarken aklıma, gelişen ve gelişecek politik olaylar geldi.
Stadyum olayı. Demiryolunun yeraltına alınma işi.
Başlayıp biten uçak seferleri.
Şeker fabrikasının satılma durumu.
Ardı ardına gelen zamlar.
Muhalefet eleştirmiyor.
İktidar vekilleri bu konulara değinmiyorlar.
Ağzını açan Eskişehir’e hastane yapıyor.
--//--
Alın size sürüncemede bekleyen stadyum işi.
Yorumda yok seste.
Kimisi bakan gelecek diyor, kimisi başbakan.
Oysa genel seçimler sırasında Prof.Dr Nabi Avcı demişti ki:
“Yeni stadı vatandaş nereye isterse oraya yaparız.”
Daha sonra bu söz unutulmuş, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan Eskişehir Odunpazarı mitinginde söz vermişti:
“Stadyum işini bana bırakın.”
Evet.
Stadyum işi böyle.
Şimdi top sayın Erdoğan’da.
Sazova için kesinleşen stadyumun temeli ne zaman atılacak, en önemlisi:
“Eski stadın yeri kime kalacak?”kesinleşmedi.
AKP’nin yetkili isimleri, Erdoğan’nın Eskişehir’e bir bomba ile geleceğini söylüyorlar.
Ama bu bombanın ne olacağını kendileri de bilmiyor.
Bilinen ve yorumlanan tek olay var:
Büyükşehir Belediye Başkanı Prof.Dr. Yılmaz Büyükerşen’in iki cephede attığı tramvay temellerine misilleme olacağı.
Bekleyip göreceğiz.
Günler ne getirecek?
Günlerin getirdiği
CHP’de yalnız Odunpazarı seçmeyecek
CHP’de yapılacak çalışmalar için il kongresi bekleniyor. ErdalÇakıcıer’le buluşamadık. Arayacağım dediği halde aramadı, işleri yoğun galiba? Hangi partide olursa ilin görevi bellidir. O ilde ki partinin genel durumundan il sorumludur. Onun için de, il kongresinde partinin genel durumu masaya yatırılır. Bir önemli, durumda il kongresinde yönetim kurulunun yanı sıra, partiyi Genel Merkez Genel kurulunda temsil edecek “Kurultay” delegeleri de seçilir.
Eskişehir CHP İl Kongresi’nde Odunpazarı ve Tepebaşı ilçe delegelerinin yanı sıra ilçelerden gelecek delegelerde oy kullanacak. Duruma bu açıdan baktığınızda,yapılan çalışmalar CHP’nin Eskişehir tabanını kapsaması gerekir. Son günlerde il yönetimi için tek yanlı bir çalışma içine giren bazı isimlerin tutumu partiyi toparlayacağı yerde kırgınlık ve dargınlığa yol açabilir diyenler var ki, yorum doğrudur. Erman Gölet, A.Kadir Adar adayım demedi ama Erdal Caferoğlu şimdilik öne çıkan isimler. CHP’nin yeni tüzüğünde “Kişiler değil, kazanan parti olacaktır” dediğine göre, aday ya da adaylar kongre öncesi CHP’yi bekleyen sorunları gözetmeli Odunpazarı- Tepebaşı ve ilçelerle mutlaka bir araya gelmeli. Geçmişte çekilen sıkıntılar dikkate alınarak “Kılıçdaroğlu’nun” etrafında kenetlenecek genel merkez delegeleri ve de Eskişehir’i kucaklayacak yönetim kurulu ile çıkılmalı kongreden. Unutmayalım. İl kongresi yalnız Odunpazarı için yapılmayacak..
Kim kimin yanında
Vahap Ata AKP’den, Tepebaşı ve Büyükşehir Belediye Meclis üyesi. Yani siyasete soyunmuş, şansı yaver giderse, gidebildiği yere kadar gidecek. Bunun için de elinde ki tüm fırsatları değerlendirecek. Bunun içinde, bütün işlerini bir yana bıraktı, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ile Büyükşehir Belediye Başkanı Prof.Dr.Yılmaz Büyükerşen’e verip veriştiriyor. Üstelik bu şehir için seçilmiş belediye meclis üyesi olduğu halde, kent planlarına karşı çıkanlarla kol kola giriyor. İşte en basit örnek 1/25 binlik nazım planlarının allak bullak edilmesi. Gelelim bir başka isme. ETO Eskişehir’de en fazla üyesi olan bir sivil toplum kuruluşu. ETO’ya başkan olanlardan şimdiye kadar sadece Vedat Yücasan milletvekili oldu. Üstelik politikaya girmeden. Bilmem dikkatinizi çekti mi? Son günlerde ETO’nun başkanı sevgili Harun Karacan politikaya heveslenmeye başladı. Daha önce havaalanı olayında yaptığı “ ödenek yok” açıklaması ile şimdi Enerji Bakanı olan Murat Mercan’dan azar işiten Karacan, o gündür “Esnafın-Tüccarın” tek sorununu gündeme taşımazken, politikada “geçiş noktası”olarak görülen Büyükşehir ve Tepebaşı Belediye başkanlarını eleştirmeye başladı. Eleştiri elbette yapılmalı. Ancak, AKP’li Vahap Ata ile aynı gün, hatta ayrı yerlerde, aynı saatte yapılması, değişik sorular getirdi gündeme. Politik gözlemciler “Kim kimim yanında” sorusunu sormaya başladılar.
Vatandaş soruyor
Tramvayda ki tartışma
Dilek Güney 55-60 yaşlarında bir kamu kuruluşun da çalışan bir hanım. Diyor ki “Her sabah tramvayla işime gider, akşamda gene tramvayla evime dönerim. İşte bu gidiş geliş sırasında Dilek hanım ilginç bir olay yaşamış. Dün sabah evinden ayrılmış, tramvaya binmiş. Tramvay dolu olduğu içinde ayakta yolculuk yapmak zorunda kalmış. Yaşadığı olayı şöyle anlattı. “Bir ara omzuma bir el değdi. Dönüp baktım. Orta yaşlı bir erkek. Yakamda ki Atatürk rozetini göstererek, çıkar bu rozeti. Bunun kim olduğunu biliyor musun” deyince öfkem tepeme çıktı. Adama “Sen Atatürk’ün kim olduğunu biliyormusun. Ben O’nun kim olduğunu çok iyi bildiğim için rozetini yakamda taşıyorum ”diye karşılık verince ortalık karıştı. Adam o kadar çirkin şeyler söyledi ki şaşırıp kaldım. Bu arada dikkat ettim, olaya tanık olanlardan kimse bu tartışmaya müdahale ederek “Atatürk’e hakaret etmemesini söylemedi.”
Dilek Hanım üzgün. “Bu adamlar Atatürk’e hakaret etme cesaretini kimden alıyor?”diye bu yakınmasının köşemizde yer almasını istediğin söyledi. Teşekkür ediyoruz kendisine?