İş birliği bozulmasın!

Anadolu Üniversitesi’nin Yunus Emre Kampüsü’ne girişte insanların şikayeti devam ediyor…
Bitecek gibi de değil!
Rektör Şafak Ertan Çomaklı, bu konuda detaylı bir açıklama yaptı! Ancak görünen o ki sistemin aksaklıkları bitmiyor!
Son şikayet Teknopark ile ilgili…
Üniversitesi-Sanayi iş birliği ile faaliyet yürütüyor.
Teknopark’ta yaklaşık 20’ye yakın firma var. Bu firmaların başkanı, yöneticisi, çalışanı yaklaşık 250 kişiyi buluyor.
Teknopark’ta neler üzerinde çalışılıyor:
-Animasyon, oyun, Yazılım, kodlama…
Daha önce Teknopark’ta görevli kişilere kimlik kartlarını göstererek, kampüse girebileceklerini söylemişler. Ancak, kimliğini gösterenlere izin verilmiyormuş. ‘Aracınızı bırakın yürüyerek gidin’ deniliyormuş.
Kampüs büyük, mesafe çok uzun!
Teknoparklarda görev yapan bir çok kişi Anadolu Üniversitesi yerine ESOGÜ’deki ve OSB’ndeki Teknoparklarda görev verilmesini istemeye başlamış. Firma sahipleri “böyle giderse burada durmayız” diyor!
Teknopark’ta görev yapanlara, akademisyenler gibi “özel kart” verileceği söylenmiş, ancak şimdiye kadar bu konuda adım atılmamış…
İşin ilginç yarı, Teknopark’ın Yönetim kurulu üyelerinden biri de bildiğim kadarıyla bir rektör yardımcısı…
Sanırım bu şikayetler kendisine de ulaştırılmış! Ancak çözüm yok! Rektör Şafak Ertan Çomaklı’nın tüm bu şikayetlerden bilgisi var mı bilmiyorum…
Ancak böyle devam ederse sanayi-üniversite iş birliği de sekteye uğrayacak gibi gözüküyor!
 

DEMEK Kİ BÖYLE YAZDIRACAKMIŞ!

Ceren Özdemir’in annesi kızının adının verildiği Gençlik Merkezi’nin açılışında yaptığı konuşmada şu cümleleri kurdu:
- Bir film şeridi gibi izliyoruz ama herkesin yaşayabileceği bir şeyi yaşadık. Belediye başkanımıza ve çalışma arkadaşlarına teşekkür ediyorum. Tam da Ceren’in istediği gibi sanatın her dalının faaliyet gösterdiği bir merkezin açılması bizi onurlandırdı. Ceren’i öldü olarak düşünmüyorum. Bizimle birlikte, kalbimizle yaşıyor. Bir sürü insanın kalplerine, vicdanlarına dokundu biliyorum. Bir gün adımı her tarafa yazdıracağım derdi Ceren. Demek ki böyle yazdıracakmış. Belki yaşasaydı farklı olacaktı ama bizim de kaderimiz böyleymiş.
…/…
Kader, alınyazısı…
Ceren yaşasaydı yaptığı sanatla kendisini tanıyıp sevecektik! Adını söyleyecektik!
Şimdi, gençler onun yapamadıklarını yapsın diye ismini
 

MARTENİÇKA’YI ÖĞRENDİM!

Marteniçka diyorlar!
Bir balkan geleneği! Daha çok da Bulgaristan’da var!
Burada da göçmenler devam ettiriyor. Mart başladığında kırmızı ve beyaz iplerle bir bileklik örülüyor. Ucuna bir tane de nazarlık takılıyor…
Mart ayı boyunca bileklerinde bulunuyorlar…
Havada leyleği gördükleri an bileklerinden çıkarıp, meyve veren bir ağaca asıyorlar.
Bilekliği mutlaka el yapımı olmak zorunda, parayla satın alınamıyor. Ya kendiniz yapacaksınız ya da birisi size hediye edecek…
ESGROUP’daki kadın gazeteciler, bu yıl bileklerine bu süsten takınca bende öğrenmiş oldum…
Mütevazi dilekleri kabul olsun!
 
 

SİVRİHİSARLININ GEZİSİ!

Eskişehir’in en fazla turist çeken ilçelerinin başında Sivrihisar geliyor.  Bu başarıda en büyük pay başkan Hamid Yüzügüllü’nün…
Yüzügüllü, bu kez farklı bir uygulama yapmış, Sivrihisarlı kadınları Bursa’ya turistik geziye göndermiş!
Sivrihisarlı kadınlar Cumalıkızık Köyü, Ulu Cami, Emir Sultan ve Mudanya Trilye’ye görme fırsatı bulmuş…
Yüzügüllü’yü yakında pek çok ilçe başkanı takip ederse kimse şaşırmasın!
 

GÜNÜN SÖZÜ!

Yalan zekâ işidir, dürüstlük ise cesaret. Eğer zekân yetmiyorsa yalan söylemeye; cesaretini kullanıp dürüst olmayı dene.  V. Hugo
 

GÜNÜN KARİKATÜRÜ