İnsan onuru!..

İnsan onuru!..

1993 Temmuz'uydu..

Madımak katliamında 35 kişi can verdi...

“Hem de yanarak…”

Şair, aydın, sanatçı ama hepsinden önemlisi..

"İnsandı onlar..."

Davayı değil..

"Zamanı düşürdüler."

Olayın 5 sanığı 15 yıldır yakalanamadı, bir gün bile olsun hapse girmedi...

Ve kurtuldular...

Ne diyelim?

"Hayırlı olsun!.."

………

Daha geçenlerde dile getirmiştik ya, CNN Türk'ün güzel programı "Medya Mahallesi..." Ayşenur Aslan'ın hem büyük tecrübesi, olgunluğu ama hepsinden önemlisi yürekten sunduğu bir program…

375 gün sonra hürriyetine kavuşan gazeteci-yazar "Nedim Şener" ve eşi "Vecide Hanım"ı izliyoruz…

"Bir televizyon programında izlemiştim" diyordu Vecide Hanım :

- Fehmi Koru, Silivri'deki cezaevi, koşullarının kötülüğünden söz edilirken aynen şunları söylemişti:

"O kadar kötü olsa, sabah-akşam kitap yazamazlar..."

Ama daha acı olanı vardı genç kadın için:

"Üzerindeki düğme metal diye, kızım Defne'yi eteklerine kadar aradılar..."

Cezaevi koşulları...

Bunlar da gelir geçer...

"Ama, ya içerdekiler!"

………

Sürekli “vicdan”dan söz etmişti Nedim…

Vicdanlarıyla başbaşa bıraktığı pek çok insan vardı…

Sanki..

"Adaleti bu vicdanlardan istiyordu!"

………

Ne günler yaşatılıyor Türkiye'de...

"İnsanlık suçu var mı?"

-Olmaz mı, var tabii...

"Peki, ya insan onuru?"

-!.. ? !..?..

“Hayırlı olsun!..”

ETİ’nin “Sokak Oyunları” bir harika!..

ETİ-ÇEKÜL’ün son etkinliklerinden olan "Kaybolan Sokak Oyunları" projesi yayıldıkça büyük ilgi görmeye devam ediyor...

Köşemizi okuyanlar anımsayacaktır..

Konuya daha önce de yer vermiş ve "Okan Bayülgen"in büyük çabasını dile getirmiştik.

Korunması gereken kültürel değerlerimizden biri olan "Sokak Oyunları" sergilenmeye devam ediyor...

Bayülgen’in bu çalışmasında çok hoşumuza giden sözleri var:

-Çocuğunuzu sokağa çıkarın. Eğer ne yapacağını bilemeden geri dönerse siz de onunla beraber çıkın! Yine yapacak hiçbir şey bulamıyorsanız bir oyun icat etmeye çalışın. İnanın başarabilirsiniz. Korkacak bir şey yok. Parayla satın aldığınız oyunlar, sizi evinizde bekliyor olacak. Ama emin olun, bugün çocuğunuzla icat edeceğiniz bir oyunu henüz hiçbir bilgisayar mühendisi tasarlamamış olacak...

………

ETİ- ÇEKÜL'ün bu projesinde büyük emeği geçen Bayülgen, son sözlerini bakın nasıl noktalıyor:

-Okan Bayülgen, çok küçük yaştan itibaren çocuklarına telefon ve tablet bilgisayarlar alan, oyun konsollarında şiddet içerikli oyunlar oynatan ebeveynlere teşekkür etmez. O çocukların bir gün, bindiği uçağı kullanacağından, acil serviste doktor olarak karşısına çıkacağından endişe duyar…

Günün Şiiri

Odalarda

Odalarda değişiklik

Solmuş çiçeklerin yerine yenisi

Sapları uzun kesmek ister

Vazoya büyük geldi

Yağmurlu günlerde pencere

Katar havasına odanın yağmuru

Pencerenin içinde oda

Büyür kabaran denizler gibi kaygı

Yağmurda

O kadının resmini az önce getirdim

İlerki köşeden buraya

Şimdi daha sakıntılı bakışı odaya

Olsaydı oda güzel olurdu

Kapı öbür duvarda pencereler fazla

Olmasaydı oda güzel olurdu

Kendini düşündüren bir başka odalarda

Ergin Sander (Varlık-1959)

Günün Sorusu

“4 artı 4 artı 4 sistemi" AKP icraatlarının hangi kategorisine gider?

"Çılgın proje" kategorisine...

Haldun Ertem

Günün Balı

Kenya asıllı Türk atlet "Tanui" Dünya Atletizm Şampiyonası'nda gümüş madalya aldı.

Artık Konyalılara "Türkiyeli", Kenyalılara "Türk" diyoruz...

Gülhan Elmas

Kıssa-dan

Kılıçdaroğlu dert yanmış, "Erdoğan'da uzlaşma kültürü yok..."

Başbakan'a hem "postmodern diktatör" deyip hem de uzlaşma kültürü beklemek... Ne iş?

Fahrettin Fidan

Gerilim

Japonya'nın "deprem gurusu" Prof. Yoshimori Honkura, Marmara Denizi'nde beklediği "büyük depremle" ilgili uyarılarda bulunmuş.

Dua edelim de yetkililerimiz bu sese "guru gürültü" demesin ve profesöre kulak versin!

Kıssa-dan

Sınavların daha hızlı değerlendirilmesi için bu yıl cevap kağıtları ÖSYM'ye "kırmızı kutu"da taşmacakmış. Bari yanında bir de "kara kutu" koysunlar da, kağıtlar kazaya uğrarsa ne olduğunu daha kolay anlayalım!

Alayın doktoru ne demiş?

Babaya askerdeki oğlundan mektup gelmiş. "Sevgili Baba" diye başlayan ve "Burası çok güzel, dün bir kutup ayısı vurdum" diye de biten bir mektup...

İki ay sonra yeni bir mektup gelmiş:

"Sevgili, dün yerli bir kızla tanıştım. Harika bir ilişkimiz var..."

Üçüncü mektup birkaç ay sonra ulaşmış adamın eline.. Yine "Sevgili Baba" diye başlayan mektup, şöyle devam ediyormuş:

"Alayın doktoru, keşke kutup ayısı ile ilişkiye girip, o yerli karıyı vursaydın diyor!..."

Pişmiş yumurta

Bahçede oynayan yumurcağa annesi seslenmiş:

"Kızım tavuğu neden bağırtıyorsun öyle?"

"Kaynar su içirmeye çalışıyorum anne!"

Kadın şaşırmış:

"Neden kızım?"

Devam etmiş çocuk:

"İyi pişmiş yumurta yumurtlasın diye!"