“ Öyle oluyor işte.. Dertlenip dertlenip.. Aralara biip biip'ler ekleyip.. Sessizce bağırmak tüm dertlerin üzerine. Belki biraz soğur diye. Soğuyan dert donar belki.
“ Öyle oluyor işte..
Dertlenip dertlenip.. Aralara biip biip'ler ekleyip..
Sessizce bağırmak tüm dertlerin üzerine. Belki biraz soğur diye.
Soğuyan dert donar belki.
Donunca da son bir darbe (bu umut olsun) indirip tuzla buz eder,
Ya da sağlam bir gün ışığının (bu zaman olsun) altına bırakırsak,
Erir gider..
O derdin, o adamın, o kötü niyetin, o kaybın, o işin, o koşturmacanın ya da o hastalığın üzerine basa basa gelmedin mi buralara?
Götürdükleri çok olsa bile, seni buralara getirmiş olması yetmez mi insan olana?
İnsan olmak?
Dönüp dolaşıp geldiğimiz yer.
İnsan doğmak en kolayı da, insan kalmak?”
Diye sormuşum bir vakitler. Bir yerlere karalayıp, kaydetmişim. Sanki yazı değil de, havaya bir balon bırakmışım. Üzerinden çok sene geçti. O balon gelip, akıl balkonumun demirlerine dolandı geçenlerde. Merak ve heyecanla “insan” kaldığımı sormaya çalışıyordu. Kaldım dedim, olduğum yerde, hiç kıpırdamadan insan kaldım. Gidenlerin bana bıraktıklarıyla ne kadar insan olunabilecekse, o kadar insanım.