Yaşamın İçinden
İndir bindir havası
Köyün birinde adamlar dört vakit namaz kılmaktan şikayetçiymişler.
Köyün imamını müftüye göndermişler:
“Git şu müftüye söyle de namazı üç vakte indirsin”
İmam müftüye gitmiş.
Söze başlayıp:
“Köy halkı dört vakit namazdan şikayetçi.” Der demez müftü yerinden fırlamış:
“Dört vakit namaz ha. Yıkıl karşımdan. Hiç dört vakit namaz olur mu? Beş vakit kılacaksınız anladınız mı? Beş vakit.”
İmam süklüm püklüm köyün yolunu tutmuş.
Köylüler yarı yolda karşılayıp uzaktan bağırmışlar:
“İndirdi mi..İndirdi mi?”
İmam yumruğunu sallamış:
“Nah indir di? Bindirdi bindirdi.”
--.//--
Prof.Dr. Nabi Avcı’ya öğretmeni Halil Arık’ın yazdığı mektup günün konusu oldu.
Mektubu ilkin Cumhuriyet Gazetesi yorumlu olarak yayımladı.
Sonra 21 Mart Çarşamba günü de gazeteniz Anadolu’da haber olarak verdik.
Köşe yazımda ben de yazdım.
Bizden sonra, başka gazeteler ve yazarlar yorumladı mektubu.
Konuşmayan.
Yorumlamayan tek kişi kaldı:
“AKP Milletvekili Prof.Dr. Nabi Avcı.”
Bir de, çevresi.
Nabi Avcı öğretmeni Halil Arık’a ne dediğini doğrusu merak ettim.
Nabi Avcı milletvekili adayı olduğunda bazı öğrencilerinin methiyesine sevinmişti, acaba kendisi Halil Arık’ın uyarısına öğrencisi olarak nasıl bir yorum yaptı?
Nabi Hoca’ya başka hocalarından da mektup geldi mi?
--//-
Geçenlerde yazdım..
CHP’den Kazım Kurt eli boş kaldıkça Eskişehir’e geliyor.
Ama, Prof.Dr. Süheyl Batum görünmez oldu.
Nedenini sorduğum biri uzun uzun anlattıktan sonra şöyle dedi:
“Çevresi küstürdü Batum hocayı. Geldiğinde etrafını saranları seçemedi.”
Bir hayli ilginç değil mi?
Süheyl Batum ev tutup, Eskişehir’de oturacaktı.
Gezmedik köy, dolaşmadık ilçe bırakmayacaktı.
Var olan CHP’yi Eskişehir’de birinci parti yapacaktı.
Ne oldu?
İlkin Genel Başkan Yardımcılığı, sonra parti içindeki ağırlığı.
Ve son olarakta bilip tanıdığımız Süheyl Hoca’nın hevesi gitti.
--//--
Politika bu..
Kime yeni kapılar açılacağı, kimin açık kapılarının kapanacağı hiç belli olmuyor.
İşte Eskişehir’de iki akademisyen vekilin örnek durumu.
Günlerin getirdiği
Cenazede sohbet olursa
Şenel Yılmaz yakın dostlarımdan biriydi. Ölümüne çok üzüldüm. Yılmaz’a yakın olan dostları aradı gözüm cenazede ister istemez. Şener Yılmaz’a tanrıdan rahmet, ailesine ve yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Cenaze namazından sonra Tepebaşı Belediye Başkan Yardımcısı Fuat Gürcüoğlu ve Sezai Şen ile ayak üzeri sohbet ederken İsmet Süder geldi yanımıza. Selam sabah derken, nereden aklıma geldiyse, Fuat Gürcüoğlun’a sordum:
“Fuat bey.. İsmet Süder’i nasıl bilirsin?”
Fuat Gürcüoğlu kendisine özgü havası içinde gülerek “İyi bilirim ama, neye” göre deyince, Sezai Şen “Soru biraz değişik oldu”diye söze karışınca hatamı anlayıp sohbeti “Önemli olan arkadan konuşmak değil, yüzüne karşı söylemektir”diye bağladım. Aslında ben İsmet Süder’e yönelik sorumu CHP’deki gelişmeleri sormuştum. Gerçekten ilginç. CHP’de özellikle Erdal Çakıcıer, Halil Bilici ve Hasan Eröksüz’ün yarışı alabildiğine sürerken, şimdiye kadar hep konuşan Süder’in sessiz kalışına getirmiştim sözü. Tüzük Kurultayından sonra sesi çıkmayan Süder için Erdal Çakıcıer’i destekliyor yorumları çıkmıştı. Dedim ya.. Süder, ne partideki toplantılara karışıyor, ne de adaylar için şöyledir böyledir diyor.
Salih Koca bıraktı. Söz Reyhan’da galiba
AKP’de nöbetçi vekillik filan dense de, Salih Koca tek başına konuşmaya devam ediyor. İşin ilginç yanı Salih Koca iktidar gibi değil, muhalefet gibi konuşuyor. Gazetelerde son günlerde, demiryolunun yeraltına alınma işi, yerini yeni stadyuma bıraktı. Bunun için AKP’nin il başkanı Reyhan “Yeni stadyum için TOKİ ile protokol imzalandı. Bu yıl temel atılacaktır”dedi. Bu açıklama üzerine kamuoyundan sorular gelmeye başladı, “Peki şimdiki stadyumum yeri ne olacak? Burası bedelsiz olarak TOKİ’ye mi terk edilecek. Eski stadyumun yerine yapılacak tesislerde açıklanmalı ki, vatandaş yapılacak işin anlamını daha iyi anlasın. Buraya iş merkezlerimi, yoksa çok katlı binalar mı yapılacak? Bu yapılar kime hizmet verecek?
İlginç bir durum. AKP’nin stadyum planı tamamsa, Demiryolun yer altına alınma işi 2013-2014 yılına mı sarkacak? Bakan Binali Yıldırım üstü kapalı söyledi ama net olarak anlaşılmadı?
Vatandaş soruyor
Böyle Es-Es olmaz
Eskişehir’de maç izleme yöntemi belli. FB- GS- BJK maçlarında bile, taraftar stadyumu tam olarak doldurmuyor. Eskiden böyle değildi. Hemen her maçta stadyum dolardı. Önceki gün Es-Es’in sahasında Gaziantep ile oynadığı maç önemliydi. Kırmızı- siyahlı ekibimiz ilk dörde girme mücadelesi verecek, Gaziantep ise kümede kalmak için oynayacaktı. Dün maçı bir kahvede izleyen vatandaşların öfkesine tanık oldum. Kahvenin camında “Es-Es –Gaziantep maçı 3 TL, GS- Trabzon maçı için ise 5 TL yazılıydı. Maçı kahvede izleyenlerin gürültüsü sokağa yansırken, maçtan sonra alınan sonuç ise aynı şekilde küfürle karışık, sokağı dolduruyordu. Kahveye 10 yaşında ki oğlu ile gelen bir baba bağırıyordu, “Gidelim oğlum. Ben sana demedim mi? Bu takım Es-Es olamaz. Sahasında oynadığı hem de ligden düşecek bir takımla oynuyor. Sonun belli. Maçtan sonra baktım üzülen Eskişehirspor taraftarı. Ama oyuncular için hiç fark etmiyor. Bir daha baba maça gidelim deme kesinlikle götürmem”
Evet stadyumda ki seyirci sayısı neden azalıyor diyenler görsünler. Taraftar böyle bakıyor Es-Es maçlarına..