Ramazan ayı boyunca cami imamları ile müezzinler mukabele okurlar. Böylelikle bir aylık süre içerisinde Kuran-ı Kerim hatmedilmiş olur. Bunun karşılığında ise imamlar ve müezzinler mukabeleyi takip edenlerden yaptıkları bu hizmetin karşılığında para istediklerinde her Ramazan’da bu konu tartışma yaratır.
İstenilen para değil sözde ikrammış. Yani imamlar ve müezzinler mukabele okuyarak bir hizmet verdiklerinden bunun hediyesini yani ikramını Türkçe karşılığı para istiyorlarmış. Mukabeleyi takip eden kadınlardan toplanmış. Ramazan’ın on beşinde de erkeklerden toplanacakmış.
Bir okurum telefon etti. İmamların ve müezzinlerin (hepsini kastetmiyorum. Almayanlarda var) mukabele okudukları için ikram (bahşiş) toplamalarının doğru olmadığını söyledi.
‘Ben 30 yıl kamuda çalıştım. Yeri geldi öğle tatillerinde bile vatandaşın işi görülsün diye yemek yemeden çalıştım. Bugün çoğu yerde insanlar fazla mesai parası almadan 3-4 yeri geliyor 5 saat çalışıyor. İnsanlara Kuran-ı Kerimi öğretmek veya okuyarak onların dinletmek imamların görevi. Sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarının toplam süreleri 2 saati geçmez. Hadi şimdi Ramazan ayındayız teravih ve mukabele var. 3 saat olsun. Bir saatte ben koyayım. 4 saat olsun. Kamuda çalışanlar 8, özel işletmelerde çalışanlar ise 10-12 saat çalışıyor. Özellerin çoğunda fazla mesai yok. Üstelik asgari ücret veriliyor. İmamların ve müezzinlerin aldıkları maaşlara baktığımda normal devlet memurlarının aldıklarından biraz daha fazla. Alsınlar gözümüz yok. Sonuçta arkalarında duran yüzlerce insana namaz kıldırıyor. Ancak Ramazan nedeniyle mukabele okuyoruz, bilmem ölen bir insanın arkasından Yasin’i Şerif okuyoruz diye para almak doğru değil. Devlet bunun için onlara maaş veriyor” dedi.
MÜFTÜLÜK’TE DOĞRU BULMUYOR
Okurum Müftülüğün ‘Alo 190’nolu telefonunu da arayarak telefona çıkan müftü yardımcısına da durumu anlatmış. Müftü Yardımcısı,’insanlar gönül rızası ile veriyorsa sorun yok. Ancak imam kendi istiyorsa bu doğru değil. Hangi ilçede ikamet ediyorsanız o ilçenin müftülüğüne yazılı şikayette bulunursanız gereği yapılır’ demiş.
‘Derdim şikayet etmek değil. Ancak din adamı din görevi yapıyor. Bunun için insanlardan para toplaması yanlış. Ben memurluk dönemimde çok vatandaşa işi görülsün diye dilekçe yazıverdim. Devletin daktilo ve bilgisayarı ile devletin kağıdını kullandım. Dilekçe yazdım diye onlardan ayrıca para istemedim. İmam da görevini yaptığına göre kendisi için veya müezzin için para istemesi doğru değil’ diyerek sözlerini tamamladı.
Okurum şikayet dilekçesi vermemiş. Ancak ben bu köşeden gerçekten ‘mukabele veya Yasin’i Şerif okudum’ diye para isteyen imamlar varsa bu imamlar veya müezzinler hakkında gereken yapılmalı. Sonuçta devlet onlara yaptıkları işin karşılığını maaş olarak veriyor.
ŞADIRVANIN YAPIMI YILAN HİKAYESİNE DÖNDÜ
Odunpazarı Aleddin Camii bahçesinde bulunan Şadırvan’ın yapımı yılan hikayesine döndü. Yaklaşık iki yıl önce caminin bahçesinde bulunan abdest alınan çeşmeler ile tuvaletlerin parkta yapılan düzenleme çalışmaları çerçevesinde yıkılmıştı.
Bir hayırsever, caminin yakınındaki Aleddin Parkının içine Şadırvan yaptırmak için Odunpazarı Belediyesi’ne müracaat etmiş. Odunpazarı Belediyesi’de izin vermiş. Şadırvan yapımı sürerken, Büyükşehir Belediyesi buradan tramvay geçeceği gerekçesiyle yapımı durdurdu. Ancak Şadırvanı yaptıran hayırsever, Büyükşehir’e yaptığı müracaatta tramvay hattının güzergahının değiştiğini öğrenince şadırvanın tamamlanması için usta tutar.
Şadırvanın yapımından haberdar olan Büyükşehir Belediyesi, Odunpazarı Belediyesi’ne ve Camii Derneğine yazı yazarak Şadırva’nın yapım işleminin durdurulmasını istemiş.
Odunpazarı Belediyesi’de Büyükşehir’den gelen ‘yapımı durdurun’ yazısını Aleddin Camii Derneği’ne tebliğ etmiş.
Şimdi şadırvanın yapımı yeniden durdu. Ne olacağı konusunda kesin bir bilgi yok.
Eskişehir Alaaddin Camii Onarım ve Koruma Derneği Başkanı İhsan Özel, bölgeden geçeceği belirtilen tramvay hattının iptal edildiğini duyduklarını, bu sebeple cami bahçesinde yapımı durdurulan şadırvan inşaatına yeniden izin verilmesini beklediklerini söyledi.
Bakalım Büyükşehir Belediyesi Camii Derneğinin bu isteğine ne diyecek?