İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Taksim Gezi Park’ta yapacağı yeni düzenleme için 10’a yakın ağaç kesti. Yanlış okumadınız 10 ağaç. ‘Vay efendim sen nasıl kesersin o ağaçları. Bu ileri teknolojide hiç ağaç kesilir mi?’ gerekçesi! İle tüm Türkiye’yi ayağa kaldırdılar.
Başlangıçta gerçekten çevrecilerin bir isyanı idi ağaç kesimleri. Ancak bunu fırsat bilen bir takım provokatörler, çevrecilerin yerini alarak protestoyu başka yöne çekmeye çalıştılar. Neydi başka yön? Mevcut hükümeti çıkardıkları kargaşalar nedeniyle yıpratıp devirmekti. Bir nevi sivil darbe yapmaktı.
Gezi Parkında yapılacak olan yeni düzenleme çalışmaları bahane edilerek her gün olaylar çıkararak halkın can ve mal güvenliğini korumaya çalışan polis, kendilerine taş atan, araçlarını devirip ateşe verenlerin üzerine Tomalardan tazyikli su sıkmak, biber gazı kullanmak zorunda kaldı. ‘Polis halkının üzerine biber gazı sıkar mı?’, ‘Polis kendi halkını coplar mı?’ diye halkı galeyana getirmek istediler.
Vatandaşın işyerlerinin camını kır, devlet veya özel fark etmiyor bankaların ATM’leri taşla sopalarla kır, ateşe ver. Polisin üzerine Molotof Kokteyl, sapanlarla taş atanlar, cadde ve sokaklara barikatlar kurarak halkın buralardan geçişini engelleyenler, sonra da bunun adını ‘Çevreci Eylem’ koydular.
AĞAÇLARIN KESİLMESİ BAHANE
Eskişehir’de de Büyükşehir Belediyesi Yunus Kent’te 20’yi aşkın ağaç kesti. Kesmek zorunda idi. Ya hizmeti oraya götürmeyeceksiniz, ya da hizmetin gelmesine engel teşkil ediyorsa mevcut ağaçları keseceksiniz. Daha önce de yazmıştım. Belediyelerin birçoğunun kendi fidanlıkları var. Buralarda binlerce fidan yetiştiriyorlar. 20 ağaç kesildiyse onların yerine 120 ağaç dikiliyor. Bugün Eskişehir’e baktığımızda her üç belediyenin çalışması ile son 10 yılda Eskişehir yeşil cenneti oldu. Kişi başına düşen yeşil alan miktarı Avrupa standartlarına ulaştı. Şimdi kalkıp Büyükşehir Belediyesini 20 ağaç kesti diye protestomu edelim.
MISIR’I GÖRMEZDEN GELİP TÜRKİYE’YEDE İÇ
SAVAŞ VAR GİBİ GÖSTERMEYE ÇALIŞIYORLAR
Mısırda askeri darbe oldu. Tahrir Meydanında toplanan milyonlarca insan bu darbeyi protesto etti. Son olarak da asker darbeyi protesto ederek, seçimle gelen Cumhurbaşkanının görevine iadesini talep eden sivil halkın üzerine ateş etti. 100’ü aşkın Mısırlı hayatını kaybetti. Binlerce insan yaralandı.
Türkiye’deki Gezi olaylarını an ve an canlı yayınlarla dünyaya duyuran, bu eylemleri; ‘Türkiye’de iç savaş var. Hükümetin devrilmesi veya istifa etmesi an meselesi’ gibi gösteren yabancı medyanın, Mısır’daki 100’ü aşkın insanın can verdiği olayları 1-2 dakikalık haberlerle geçiştirmesini, ölen insanları önemsememesini Gezi olaylarında ön planda olanlar neden kınamadılar? İsrail’de her gün katliamlar oluyor. Onlarca insan öldürülüyor. Irak’ta bombalar susmuyor. Bunları görmezden gelen Avrupa ülkelerinin TV kanallarının ikiyüzlü, yani yanlı yayın yapmalarına, Türkiye’de sözde demokrasiyi savunanlar, demokratik seçimle halkın hür iradesiyle göreve gelen hükümete karşı yapılan protestoları ‘iç savaş’ gibi göstermesine niçin göz yumdular?
Kendilerinin başaramadıkları sivil darbeyi! Dış güçlerin devreye girmesiyle başarmasını mı beklediler? Şunu unutmayın. Demokrasi hepimize lazım. Yarın size karşı yapıldığında o zaman ne diyeceksiniz?
Hatta ’demokrasi, demokrasi istiyoruz’ diye boğazı yırtılıncaya kadar bağıranlar, Mısır’da demokrasiyle, yani seçimle Cumhurbaşkanlığı makamına oturan Mursi’ye yapılan darbeyi alkışlayarak savunmaları, ne kadar demokrasi yanlısı olduklarının göstergesi değil mi?
Halk artık Taksim Meydanındaki Gezi Parktaki ağaçların kesilmesini bahane ederek günlerce ülkeyi kaosa sürüklemek için eylem yapanların, Mısır’da yaşanan askeri darbeye sessiz kalmalarıyla amaçlarının ne olduğunu çok iyi anladıklarını yüksek sesle haykırıyor.
BU ANKET DOĞRU İSE AK PARTİ ZORLAR
Üç gün önce bir haber sitesinde anket yayınlandı. Ankete göre Eskişehir’de CHP’nin oy oranı yüzde 48,3, AK Parti yüzde 38,3, MHP ise 14,4 gösterilmiş. 2009 yılında yapılan mahalli seçimlerde DSP’nin daha doğrusu Yılmaz Hoca’nın aldığı oy oranı yüzde 51.51, AK Parti’nin ise yüzde 37,15 idi. Aradaki fark yüzde 14,36 idi. Seçimlere 7 ay kala bu fark ankete göre yüzde 5’e inmiş. AK Parti, bu kez seçime CHP’nin adayı olarak girecek Yılmaz Büyükerşen ile arasındaki yüzde 14,36’lık farkı yüzde 5’e düşürmüş.
Anket rakamları gerçeği yansıtıyorsa, 2014’ün Mart ayında yapılacak olan Mahalli İdareler seçimlerinde AK Parti, CHP’yi zorlayacak. 2009 seçimlerinde Büyükşehir Belediye Başkanlığı için il merkezi ile merkeze bağlı köylerde ikamet eden seçmenler oy kullanmışlardı. 2014’ün Mart ayında yapılacak seçimlerde tüm ilçeler ve köylerdeki seçmenler de oy kullanacak. Anket şunu gösteriyor. İşin içine kırsal girince oy oranı değişiyor. Şu gerçekte unutulmamalı. Eğer Yılmaz Büyükerşen gibi marka bir isim bulup aday çıkaramazsa AK Parti’nin işi yine zor. Marka bir isimle seçime girerse bu kez CHP ve onun adayı Yılmaz Büyükerşen ile başa baş bir seçim yaşar. Kazanma ihtimali de var.