İkinci Soruyoruz Meydan Savaşı

AK Parti'nin Eskişehir teşkilatı, fark edilebilir bir kıpırdanma içerisinde. Açık konuşmak gerekirse AK Parti ne zamandır kendi aralarındaki münakaşalarla gündeme geliyordu. Şimdi yine iç sorunları vardır muhakkak. "Muhakkak" diyorum çünkü siyasetin, hele ki parti içi siyasetin ne kadar sert geçeceğini biliyorum. Ancak yine de dışarıya karşı birlik olmayı başarmak lazım.

AK Parti son zamanlarda etkili bir muhalefet yapmaya başladı. Son olarak "Soruyoruz" başlığı altında bir dizi soru yönelttiler. Aslında sorudan çok, "Siz CHP'liler bazı şeyleri beceremiyorsunuz" demeye getirdiler. Sorular (Ya da eleştiriler) arasında tramvay hattı inşaatlarının neden yavaş geliştiği de var, trafik sorununa dikkat çekmek de var. Sosyal medyayı da etkili bir şekilde kullanan AK Partililer, akılcı bir kampanya başlatmış. Bir nevi "Soruyoruz" Meydan Savaşı başlatmışlar. Kendilerini tebrik ediyorum.

Tabii "Evi camdan olan başkasına taş atmasın" sözünü hatırlatan CHP'lilerden de karşı atağın gelmesi gecikmedi. "En iyi savunma, karşı taarruzdur" diye düşünen CHP kanadı da yine sosyal medyayı kullanarak "Soruyoruz" kampanyası başlattı. CHP'liler de çevre yolunu, Alpu Yolunu veya Küçük Sanayi projesinin niçin engellendiğini sordu. Böylece Eskişehir'de "İkinci Soruyoruz Meydan Savaşı" başlamış oldu...

Her iki partinin önde gelen isimlerinin birbirleriyle atışmasını zevkle takip ediyoruz. "Peki kim haklı?" diye sorabilirsiniz.

İşin doğrusu kimse haklı değil. Ülke olarak topu attık kardeşim. Beş kuruş paramız kalmadı. Baksanıza aşı alacak paramız bile kalmadı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca yakında, "Nane – Limon kaynatın, hükûmetimizi de bir daha rahatsız etmeyin" diyecek; o derece yani...

Sonuç olarak eldeki yatırım programlarını bile ağır aksak götürüyoruz. Bana kalırsa belediyelere de hükûmete de biraz anlayış göstermek lazım. Bu günleri de atlatacağız inşallah...

Yalnız Alpu Yolu'nu ayrı tutuyorum. Bu konuda anlayış filan gösteremeyiz. Bu yolu yapmak büyük masraf gerektirmiyor ve hemen hemen her hafta bir canımızı alıyor. Bir ailenin ocağını söndürüyor. O yolun bitirilmesi lazım. Artık koskoca AK Parti hükûmeti bu küçücük yolu da tamamlayamayacaksa işimiz var demektir.

Günay meydan okudu

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi üyesi Emine Nur Günay, Ermeni yalanlarına ilişkin açıklamalarda bulundu. AK Partili Günay, "Hodri Meydan; tüm arşivlerimiz açık!" diyerek, tarihi gerçekleri araştırmaktan kaçınan yalancı Ermeni diasporasına meydan okudu.

Tabii neyin doğru ve neyin yanlış olduğunun çok önemi yok. Tarihi katliamlar, soykırımlar ve insanlık suçlarıyla dolup taşan Avrupalılar, sesleri bile titremeden bizi "soykırımcı" olmakla suçlayabiliyorlar. Beş kuruşluk utanmaları olsa, susup otururlardı.

Sanırım güçlü olmak ve zayıf olmak arasındaki farkı yaşıyoruz. Eskiden de Ermeni yalanlarıyla muhatap oluyorduk. Ancak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden korktukları için kimse böyle alçak yalanları yüzümüze karşı söylemeye cesaret edemiyordu. Şimdi canı sıkılan ülkemizi azarlıyor; cevap bile vermekten aciziz...

Yine de Emine Nur Günay gibi kıymetli Cumhuriyet kadınlarını görünce içimiz rahatlıyor. Sayın Günay her zaman olduğu gibi ülkesinin çıkarlarını savunmuş. Kendisiyle bir Eskişehirli olarak gurur duyuyoruz.

Esnafı desteklediler

AK Parti Odunpazarı İlçe Başkanı Ali Acar, esnafı destekleyen bir kampanya başlatmış. "Esnafımızın yanındayız" kampanyası özellikle mahalle esnafını desteklemeye yönelik bir hareket. Elbette içinde bulunduğumuz ekonomik krizden dolayı Ali Acar'ın partisini sorumlu tutabiliriz. Fakat hükûmete yapılacak genel eleştirilerle, partinin ilçe teşkilatlarını karıştırmamak lazım. Geçtiğimiz günlerde AK Partililer yine Emek Mahallesi'ne giderek benzeri bir kampanyayı yürütmüşlerdi. Ali Acar ve arkadaşları güzel bir iş yapmışlar. Örnek alınmasını temenni ederiz.