Perşembe günü eşimi küçük bir rahatsızlığından dolayı Yunus Emre Devlet Hastanesine götürdüm. Muayene oldu. Tahlil sonuçlarını öğleye doğru alabileceğimizi söylediler. Bir daha gidip gelme olmasın diye hastanenin bahçesindeki çay bahçesine oturduk.
Eşimle çayımızı içerken yıllardır CHP içerisinde mücadele veren, CHP’nin içini dışını çok iyi bilen bir dost geldi yanımıza.
‘Sadi Bey izin verirseniz yanınıza oturabilir miyim?’, eşime de; ‘yenge hanım umarım rahatsızlık vermiyorum’ dedi.
Çay bahçesi de olsa masamıza gelen misafiri veya ‘merhaba’ diyerek karşılaştığımız yerlerde her ne kadar ismini bilmesem de selamlaştığımız kişiyi masamızdan kovacak değiliz herhalde.
Bende, eşimde;’rica ederiz ne demek rahatsızlık buyurun lütfen’ diyerek yanımıza oturmasına izin verdik. O da tahlil sonuçlarını bekliyormuş.
Önce havadan sudan muhabbet ettik. Sonra Eskişehir’den seçilmiş yerel yöneticileri ve milletvekilleri hakkında dedikodu! Yaptık.
ERMAN GÖLET KESİN ADAY
Konu yavaş yavaş Mart 2014’de yapılacak olan Mahalli Seçimlere doğru uzadı. Yıllardır kendisini tanırım ama ilk kez böylesine yan yana oturup sohbetimiz oldu. Sohbet koyulaştı ben hala adını sormaya çekindim. Sohbet bitti yine adını soramadım.
Çok iddialı konuştu. Ben söylediklerini sadece dinledim. İtiraz bile edemedim. ‘Vardır herhalde bir bildiği’ dedim kendi kendime.
‘Sadi Bey, Erman Gölet İl Başkanlığından istifa ettiğinden günden beri ortadan kayboldu. Neden? Kimseyle takışmak, sürtüşmek şaka da olsa ağız dalaşı yapmaktan kaçınıyor. Sessiz sedasız kulislerini yapıyor. Birileri gibi ortalarda gezerek kendini gösterme gayreti içerisinde değil. Birileri ihtimal bile vermiyor biliyorum. Ancak göreceksiniz ölmez sağ kalırsak sizde burasınız bende. Erman Gölet kesin Odunpazarı Belediye Başkan adayı’ dedi.
Tam kalkerken de;’Teşkilatlardaki arkadaşların büyük çoğunluğu Erman Gölet’in yanında. Bunu Genel Merkezde biliyor’ diyerek ne demek istediğini öğrenmem için soru bile sormama fırsat vermeden yanımızdan uzaklaştı.
İKİNCİ İDDİA
Yunus Emre Devlet Hastanesinden tramvayla çarşıya indik. Eşimle yollarımız ayrıldı. Onu uğurladıktan sonra Atatürk Caddesindeki bir arkadaşımın işyerine uğradım. Demokrat Parti kökenli. 60 yaşına gelmiş bu arkadaş, hayatında kendi partisinden başka bir partiye oy vermemiş.
Yanında iki kişi daha vardı. Yaklaşık yarım saat sohbet ettik. Gazeteci-siyasetçi yan yana gelirse herhalde havadan sudan konuşacak değiller. Hal hatır sormadan sonra bana CHP’de Yılmaz Büyükerşen ile Ahmet Ataç’ın adaylıklarının kesinleşip kesinleşmediğini sordular.
‘Her ne kadar CHP Genel Merkezi tarafından isimleri açıklanmasa da Yılmaz Hoca ile Ahmet Başkanın adaylıkları kesin’ dedim.
AK Parti’nin Büyükşehir Belediye Başkan adayının kim olacağını da sordular.
‘Belirsizliğini koruyor. Burhan Sakallı’nın ve Harun Karacan’ın adı geçiyor. Bir ara Milletvekili Salih Koca ile Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın isimleri konuşuldu. Belki 2015 yılında görev süreleri 3 dönemden dolayı dolacak bakanlardan birisi olabilir. Eskişehir’in dünürü Ulaştırma ve Haberleşme Bakanı Binalı Yıldırım’ın adı da konuşuluyor’ diye cevap verdim.
Arkadaşımın işyerinde oturanlardan birisi hafif sakallı ve yaşı 60’ın üzerinde idi. Bu kişi,’size bir tüyo vereyim. Kaynak sağlam. Nabi Hoca Büyükşehir Belediye Başkan adayı olma ihtimali yüksek. Kaynak sağlam’ dedi.
Bir günde iki ayrı kişiden iki büyük iddia. CHP’nin Odunpazarı Belediye Başkan adayı Erman Gölet, AK Parti’nin Büyükşehir Belediye Başkan adayı Prof. Dr. Nabi Avcı.
Bakalım bu iki iddiadan hangisi veya ikisi de mi doğru çıkacak? Bekleyip göreceğiz.
ETO, ESO VE ETB’DAN BİRLİK MESAJI
Yıllardır Eskişehir’de; kurum ve kuruluşların birlik beraberlik içerisinde olmasını istemiştik. Bu konuda birilerinin öncülük etmesi gerektiğini söylemiştik. Maliye eski Bakanı Kemal Unakıtan döneminde başlatılan dar bir çerçevede de olsa ‘kravatsız toplantılar’ bu özlemimizin tam olmasa da giderilmesini sağlanmıştı.
Bu toplantılar bu dönemde de yapıldı ise sanki havanda su dövüldü!
Alınan bir karar, ortak akıl ile hareket edilebilen bir proje olmadı. Vali, Milletvekilleri, Rektörler, Belediye Başkanları, İl Genel Meclisi Başkanı, ETO, ESO, ESOB Başkanları bu toplantılarda çay-kahve içip sohbet edip ayrıldılar.
Bu kadar önemli ismin bir araya geldiği toplantıda şehir için yapılması gereken acil olarak neyse bunun için hep birlikte taşın altına ellerin konması gerekirken, siyasi çekişmeler bu toplantılara da sirayet etti. Herkes kendi çaldı kendi söyledi.
Ne çıktı toplantılar sonunda?
Sıfıra sıfır. Elde var sıfır.
Bu şehirde Güç Birliği Holding kurulmuştu. Sözde bu Holding’e herkes gücü oranında katkı verecek Eskişehir adına yapılması, alınması, satılması gerekenler bu Holding sayesinde yapılacaktı.
GÜÇ BİRLİĞİ HOLDİNG ŞİMDİ NEREDE?
Güç birliği yapamadığımız için önce ESGAZ’ı kaçırdık elimizden. Ardından eski Otogar ve son olarak da TEDAŞ. Bunlardan ESGAZ ve TEDAŞ Darphane gibi çalışıyor. Her ikisi de çok küçük rakamlarla Eskişehirlilerin avucunun içinden uçup gitti. İyi ki Eskişehir Şeker Fabrikası’nın özelleşmesi yargı tarafından durduruldu. Biz güçlerimizi birleştirmek için nazlanırken onu da X Holding alacaktı. Yine arkamıza bakıp ihale salonundan çıkacaktık.
Geçtiğimiz günlerde ETO Yönetimi ve Meclis Başkanı ESO ve Ticaret Borsası’nı ziyaret ettiler. Her iki ziyarette ‘Birlik-Beraberlik’ içerisinde hareket etme kararı alındı. Bu birilik beraberlik çağrısı veya daveti önümüzdeki günlerde diğer sivil toplum kuruluşlarına da yapılacağını umuyorum. Daha doğrusu yapılmalı. Dar çerçevede değil daha geniş bir katılımla birlik-beraberlik yapılmalı.
İşte bakın o zaman Eskişehir’in ve Eskişehirlilerin masaya vurdukları yumruk daha kuvvetli ses çıkaracaktır.
ESOB, SİAD’LARDA KATILMALI
Ankara’da küçük illerin bile güçlü lobileri var. Bu lobiler sayesinde bakanlar, müsteşarlar ve genel müdürler o illerin eksiklerinin tamamlanması konusunda bir birleriyle adeta yarış ediyorlar.
Bu güçten kaynaklanıyor. Eskişehir’de ne kadar güçlü olursak Ankara’da da bu gücümüzü gerek Başbakana gerekse tüm siyasilere hissettirmeliyiz. Birlik içerisinde olduğumuzu el ele tutuşarak göstermeliyiz.
Bu konuda ilk adımı atan ETO Başkanı Harun Karacan’ı, ESO Başkanı Savaş Özaydemir’i ve Ticaret Borsası Başkanı Ömer Zeydan’ı kutlamalıyız.
Üç kuruluşun yanına diğerlerini eklemek zor değil. Harun Karacan, Savaş Özaydemir ve Ömer Zeydan birlikte başta ESOB olmak üzere SİAD’ları da ziyaret ederek onları da bu güç birliğin içine katılmaları daveti yapmalılar.
İşte o zaman Eskişehir’in gerçek yüzü ve gücü ortaya çıkar. Bu birliğe ister istemez başta Milli Eğitim Bakanımız Nabi Avcı, iktidar ve muhalefet partisi milletvekilleri ile Büyükşehir, Odunpazarı ve Tepebaşı Belediye Başkanları da destek vermek zorunda kalacaklar.
HAYATIN ANLAMI NEDİR?
"Eski zamanların birinde bir adam hayatin anlamının ne olduğuna takmış kafayı.
Bulduğu hiçbir cevap ona yeterli gelmemiş ve başkalarına sormaya karar vermiş.
Ama aldığı cevaplarda ona yetmemiş.Fakat mutlaka bir cevabi olmalı diyormuş..
Ve dolaşıp herkese bunu sormaya karar vermiş.. Köy, kasaba, ülke dolaşmış bu arada zamanda durmuyor tabi ki.
Tam umudunu yitirmişken bir köyde konuştuğu insanlar ona
-Şu karşı ki dağları görüyormuşsun, orada yaşlı bir bilge yasar! İstersen ona git belki o sana aradığın cevabi verebilir. " demişler.
Çok zorlu bir yolculuk sonunda Bilgenin yaşadığı eve ulaşmış adam. Kapıdan içeri girmiş ve bilgeye Hayatin anlamının ne olduğunu sormuş..
Bilge sana bunun cevabini söylerim ama önce bir sınavdan geçmen gerekiyor demiş...
Adam kabul etmiş..
Bilge bir çay kasığı vermiş adamın eline ve içine de silme bir şekilde zeytin yağ doldurmuş. Simdi çık ve bahçede bir tur at tekrar buraya gel. Yalnız dikkat et kaşıktaki zeytin yağ eksilmesin eğer bir damla eksilirse kaybedersin..
Adam gözü çay kaşığında bahçeyi turlayıp gelmiş. Bilge bakmış evet demiş kaşıkta yağ eksilmemiş, peki bahçe nasıldı? Adam şaşkın..
Ama demiş ben kaşıktan başka bir yere bakmadım ki...
“Şimdi tekrar bahçeyi dolaşıyorsun kaşık yine elinde olacak ama bahçeyi inceleyip gel” demiş Bilge...
Adam tekrar bahçeye çıkmış gördüğü güzellikler büyülemiş muhteşem bir bahçedeymiş çünkü.
Geri geldiğinde bilge, adama bahçe nasıldı? Diye sormuş.
Adam gördüğü güzellikler karşısında büyülendiğini anlatmış.
Bilge gülümsemiş ,ama kaşıkta hiç yağ kalmamış demiş ve eklemiş:
"Hayat senin bakışınla anlam kazanır ya sadece bir noktayı görürsün hayatin akıp gider sen farkına varmazsın..
Ya da görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında hayati yaşarsın akıp giden zamanın anlam kazanır... "
"Hayatinin anlamı senin bakışlarında gizlidir"